Türk bayan teşebbüsçü Selin Kurnaz, ABD’de kurduğu biyoteknoloji firmasıyla isminden kelam ettirmeye başladı. Sıhhat üzere güç bir alanda başarılara imza atan Kurnaz’ın kurduğu Massive Bio şirketi ikinci yatırımını aldı. Kurnaz’ın 2015’te kurduğu ‘start-up’ kanser hastalarının bireye özel tedavi görmesi için yola çıktı. Şirket yapay zekayla ABD’deki akademik kanser kuruluşlarının şahsa özel kanser genetiği tecrübesini tüm dünyadaki hastalara ve onkolojistlere sunuyor.

Geçen hafta Revo Capital liderliğinde 2.6 milyon dolarlık yatırım alan Massive Bio’nun çektiği toplam yatırım 6.6 milyon dolara çıktı.

Öbür teşebbüs planları da olan Kurnaz, “Bir Türk bayanın çıkardığı birinci unicorn’u (milyar dolarlık girişim) başarmak istiyorum” diyor. Selin Kurnaz’la girişimciliği ve biyoteknolojiyi konuştuk.

Sizi tanıyabilir miyiz?

İstanbul’da doğdum, büyüdüm. Lisans derecemi Boğaziçi Üniversitesi’nde aldım. Yüksek lisansı ve doktorayı Michigan Üniversitesi’nde mühendislik alanında tamamladım.

13 yılı New York’ta olmak üzere 21 yıldır ABD’de yaşıyorum. Doktorayı bitirdikten sonra 10 yıl strateji, operasyon ve şirket alım satımı konusunda yönetici danışmanlığı yaptım.

Massive Bio’dan evvel Ernst & Young’da teşebbüs sermayesi kadrosunu kurdum. Teşebbüsçü olmayı planlamamıştım ancak çocukluğumdan beri daima liderlik rollerinde bulundum. Hayatımdaki kimi gelişmeler bana girişimcilikte başarılı olabileceğimi gösterdi ve başladım.

Dayısı etkiledi

Neden biyoteknoloji?

Teşebbüsçü olunca vakitten ve iktisattan etkilenmeyen alanları seçmek her vakit muvaffakiyet talihini artırır. Bu manada sıhhat, eğitim ve güç öne çıkıyor.

Ben sıhhat alanının daha riskli fakat hem toplumsal, hem de finansal kazanımının daha büyük olacağını düşündüm. Bu nedenle biyoteknoloji doğal bir seçim oldu. Ayrıyeten birtakım şeyler ailenizi etkilemeden farkına varamıyorsunuz. Dayım kanser olmuştu. Annem  çok üzüldü. Ben de o vakit kanser alanında çok yeni ilaç yahut klinik çalışma olmasına rağmen hastaların bunları ya bilmediğini yahut lojistik olarak bu çalışmalara katılamadıklarını gördüm.

Bunu anladıktan sonra benim yatırımcı ve mühendislik altyapımın bu sorunu çözmek için aslında iyi bir fırsat olduğunu düşündüm. Biraz da bilgisiz cüretiyle tüm şaşaalı mesleğimi ve iyi kazandığım işimi bırakarak Massive Bio’yu kurdum. 

Tam olarak neler yapıyorsunuz?

Biz kanser hastalarının şu anda var olan 10 binden fazla klinik çalışmaya yapay zekayla oluşturduğumuz teknolojimizle uyup uymadıklarına bakıyoruz.

Şayet bir klinik çalışmaya uyuyorlarsa onların bu klinik çalışmaya yerleşebilmeleri için gerekli lojistik sıkıntıları çözüyoruz. Onları klinik çalışmanın olduğu merkeze yönlendiriyoruz yahut tabiplerinin olduğu hastaneyi klinik çalışma merkezi haline getiriyoruz. Velhasıl kanser hastası konutunda oturarak dünyada hangi klinik çalışmaya gidebilir öğrenmiş oluyor. Vakit kaybetmiyor yahut hastaneye gidince bu çalışmaya giremezsin diye bir şeyle karşılaşmıyor. Şu an ABD’de bile klinik çalışmaya hastaların yüzde 3 – 5’i gidebiliyor. Biz bunu yüzde 20’ye çıkarmaya çalışıyoruz.

Diğer teşebbüsler yolda

Amaçlarınız neler? Öbür teşebbüs planlıyor musunuz?

Daha Massive Bio’da yapılacak çok şey var. Hastaların klinik çalışma merkezlerine gitmeden meskende klinik çalışmaların gerçekleştiği, bir tuşa bastığında dünyanın neresinde olursa olsun yeni klinik çalışmaya ulaşabildiği, çok sofistike bir dünya hayal ediyorum. Bunu da hayata geçirmek için grubumla 7/24 çalışıyorum. Tıpkı vakitte bir Türk bayanı tarafından kurulmuş birinci unicorn’u başarmak istiyorum.

Evet, öbür teşebbüs planlarım var hatta planlardan fazla şeyler var. Nadir görülen hastalıklarda gen terapisinin maliyetini düşürmek için birtakım ön çalışmalara başladım.

Unicorn nedir?

Unicorn teşebbüs, 1 milyar dolar pahanın üzerindeki teşebbüsleri tabir ediyor. Bu Silikon Vadisi tabirini doğuran kişi ABD’li risk sermayesi yatırımcısı ve Cowboy Ventures’in kurucusu Aileen Lee’dir. Türkiye’de bugüne kadar çıkabilen tek unicorn ise Peak oldu. Peak, geçtiğimiz haziran ayında 1.8 milyar dolara ABD’li Zynga’ya satıldı.

3 zorluğu bir ortada yaşıyorum

Bayan teşebbüsçü olmak güç mu?

Teşebbüsçü olmak genel manada çok sıkıntı. Bayan teşebbüsçü olmak neredeyse imkânsız üzere bir şey. Ben bir de Amerika’da hem teşebbüsçü, hem bayan, hem de göçmen olarak uğraş ediyorum.

O yüzden çok fakat çok güçlü bir dirence sahip olmanız lazım. Bayan teşebbüsçü olunca hiç kimse vizyonunuza bakmıyor. Çabucak finansallara yahut müşterilere bakılıyor. Başarılı olduğunuz vakit her şey talihe bağlanıyor. Bu muvaffakiyet devam eder mi diye sorgulanıyor.

Bayanın başarısına karşı daima bir kuşku var ve maalesef bu dünyanın her yerinde bu türlü. Ancak yeniden de bayanlara teşebbüsçü olmalarını öneririm. Müşteri odaklı olsunlar ve hiç kimsenin göz gerisi edemeyeceği muvaffakiyetleri hedeflesinler.

Muvaffakiyet formülünüz nedir?

Her şeyden evvel başarılı olmamın yüzde 99’u annem ve babamdır. Beni kusursuz yetiştirmeleri ve bana sonsuz dayanakları sayesinde buralara geldim. Geri kalan yüzde 1 ise çok çalışmak, hiç pes etmemek, kendine çok güvenmek, müşteri odaklı olmak, hem dünyaya iyi şeyler yapmak fakat bu ortada para kazanmak konusunda hırslı olmak, kendini tamamlayacak bir grup kurmak ve boş konuşanları dinlememek. Aslında hepimizin bildiği şeyler ancak değerli olan ne kadar başarılı uyguladığımız.