Ordu’nun Akkuş ilçesinde şarküteri işleten Mehmet Ali Çayıroğlu, 2018 yılında 2 başka gasp olayının şüphelisi olarak yakalanıp, gözaltına alındı. Devam eden soruşturmada, Ordu ve Samsun’da 12 kişinin vefatıyla teması olduğu ortaya çıkan Çayıroğlu, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Genişletilen soruşturmada Mehmet Ali Çayıroğlu’nun 19 Ocak 2018’de cezaevinden çıktığı, birinci cinayeti 10 Şubat 2018’de işlediği saptandı. Çok sayıda cürümden sabıkalı olan Çayıroğlu’nun 12 kişiyi yangın çıkararak, silahla ya da zehirleyerek öldürdüğü belirlendi.

8 CİNAYET EVRAKI ÜNYE’YE GÖNDERİLDİ

Ordu’nun Akkuş ve Ünye ilçelerinde işlenen 9 cinayetle ilgili soruşturma Akkuş Cumhuriyet Savcılığı’nca yapıldı. 8 cinayet ile ilgili soruşturmasını tamamlayan savcılık, belgeyi ağır ceza mahkemesi bulunan Ünye Adliyesi’ne gönderdi. Ünye Cumhuriyet Başsavcılığı da Mehmet Ali Çayıroğlu hakkında ‘yangın çıkarmak suretiyle eziyet çektirerek, tasarlayarak öldürmek’, ‘gasp’ ve ‘yağma’ cürümlerinden 8 defa ağırlaştırılmış müebbet ile 60 yıla kadar mahpus cezası istemiyle iddianame hazırladı. Tamamı 2018 yılında işlenen 8 cinayetle ilgili hazırlanan iddianame, Ünye Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

ŞAHİTLER DİNLENDİ

Cinayetler ortasında yer alan Senayi ve Ümit Türedi çiftinin öldürülmesiyle ilgili tutuklu sanık Çayıroğlu hakkında ‘yangın çıkarmak suretiyle eziyet çektirerek, tasarlayarak öldürmek’, ‘gasp’ ve ‘yağma hatasından ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası istenen davanın 4’üncü duruşması yapıldı. Ünye Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya sanık Mehmet Ali Çayıroğlu, tutuklu bulunduğu Elazığ T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan SEGBİS ile katıldı. Bir evvelki duruşmada Çayıroğlu’nun şahitlerin dinlenmesini talep etmesi üzerine Hasan Konaş ile Bilal Karamanlı’nın sözlerine başvuruldu.

‘BANYODAN AĞIR KOKU GELİYORDU’

SEGBİS üzerinden bulunduğu adresteki adliyeden duruşmaya katılan şahitlerden Hasan Konaş, ölen Türedi çiftini, birebir köyde yaşadıkları için tanıdığını belirterek, “Sanığı da olay tarihinden 1 ya da 1,5 ay evvel köye gelerek, ben ve babamdan hayvan almak istemesi nedeniyle tanıyorum. Ben ve babam kendisine hatırladığım kadarıyla 2 bin 100 TL karşılığında düve sattık. Sanık daha sonra Karaçalı Mahallesi’nde çiftlik kuracağını ve bu nedenle kendisine çoban lazım olduğunu, bana çalışıp çalışamayacağımı sordu. Ben de ne kadar maaş vereceğini sorduğumda 2 bin TL vereceğini söyledi. Bu fiyata çobanlık yapmam dediğimde 3 bin TL ve sigorta yapılması halinde çalışabileceğimi söyledim. Daha sonra sanıkla çalışacağım çiftliğe gittik. Çiftliğin etrafını telle çevireceğini söyledi. Bunun üzerine birtakım işlerim olduğunu 15 gün sonra çalışabileceğimi söyledim. Daha sonra Senayi ve Ümit Türedi’nin cenazesi olduğu gün çiftliğe gittim. Etrafın telle çevrilmediğini gördüm. Çiftlikte kaldığım müddet içerisinde 2 erkek genç çalışan vardı. Sanık, bunları yeğenleri olarak tanıttı. Benim maktullerin kim tarafından ve ne biçimde öldürüldüğüyle ilgili bilgim bulunmamaktadır. Çiftlikte kaldığım müddette eşim, banyodan ağır koku geldiğini söyledi. Rahatsızlık üzerine çiftlikten de ayrıldık” dedi.

‘ÇİFTLİKTE 4 TÜFEK VARDI’

Mahkeme liderinin ‘çiftlikte silah yahut tüfek gördün mü’ sorusu üzerine Konaş, “Hatırladığım kadarıyla çiftlikte 4 tüfek vardı. Tüfeklerden 2 tanesi uzun namluluydu. 1 tanesi kısa namlulu tek kırmaydı ve bir tanesi de otomatikti. Otomatik olan bozuktu” cevabını verdi.

SATIN ALDIĞI TAVUKLARIN PARASINI ÖDEMEMİŞ

Öbür şahit Bilal Karamanlı da sanıkla kendisinden tavuk alması üzerine tanıştıklarını anlatarak, “Maktullerin öldürülmesine ait aksiyonun kimin tarafından ne biçimde yapıldığına yönelik rastgele bir bilgim bulunmamaktadır. Ben pazarcılık yapmaktayım. Pazarda canlı tavuk satışı yaparak geçimimi sağlamaktayım. Sanığa, tarihini hatırlamadığım bir vakit diliminde müşteri olarak pazardan 1 ay ortayla 100’er canlı tavuk sattım. Sanık, birinci parti tavukların parasını ödemiştir fakat ikinci parti sattığım tavukların parasını ödememiştir. Daha sonra sanığın tutuklu bulunması nedeniyle savcılıktan müsaade alarak sanığı kaldığı cezaevinde ziyaret ettim, tavukların parasını istedim. Jandarmanın bilgisi dahilinde muhtarla giderek çiftlikten tavuklarımı geri aldım” diye konuştu.

Bu ortada başka şahit olan Mehmet Ali Çayıroğlu’nun yeğeni İdris Çayıroğlu ise mahkemede tanıklık yapmak istemediği tarafında beyanda bulundu.

‘BENİ BU OLAYLARIN İÇİNDEN KURTARIN’

Tutuklu sanık Mehmet Ali Çayıroğlu, şahit tabirlerinin akabinde duruşmada üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirterek, kelam konusu kişiyi öldürmediğini ileri sürüp, beraat talebinde bulundu. Hatasız olduğunu söyleyen Çayıroğlu, mahkeme heyetine “Elinize ayağınıza düştüm. Beni bu olayların içerisinden kurtarın. Savunmamda da belirttiğim üzere rastgele bir sebeple maktullerin öldürülmesine ait harekete katılmadım. Bu nedenle beraatime karar verilmesini ve tutuklu bulunduğum müddet göz önüne alınarak tahliyeme karar verilmesini istiyorum” sözlerinde bulundu.

Mahkeme heyeti, belgedeki eksik konuların giderilmesini ve sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırıp duruşmayı erteledi.

Öte yandan tutuklu sanığın, işlediği başka cinayetlere ait soruşturmaların ise sürdüğü öğrenildi