KONUKLARINI ÇADIRDA AĞIRLIYORLAR

Dört yaşındaki kızları Ayşe Özge ile çadır kampı yaparak doğayı içlerine çeken bir çift Elif ve Savaş Öztürk… Turizm bölümünde çalışan Savaş Öztürk, müsaadeli olması nedeniyle ailesiyle çadır kampı yapmaya daha çok vakit bulduğunu söyledi:

“Hafta sonu yasaklarında konutumuza hapsolmak yerine çadırımızla ağaçların gölgesine sığınıyoruz. Hatta konuklarımızı bile çadırımızda ağırlıyoruz. Koronavirüs öncesinde de kamp yapmayı çok seviyorduk lakin bu periyotta aralık zaruriliği ve kalabalıktan uzak durma gereksinimiyle kendimizi tabiatın kucağına daha çok bırakıyoruz. Kızım Özge de çok memnun. Tablet ve telefona çok muhtaçlık duymuyor zira burada tavukların peşinden koşuyor. Ormanın sesini dinliyor. Bu süreç sonunda da çadır kampımızdan vazgeçmeyeceğiz.”

5 AYLIK KIZLARIYLA DOĞADALAR

Aydil ve Onur Emekçi, “Bebekle karavanda yaşanmaz” ön yargısını dağıtan bir çift. Fotoğraf öğretmeni Aydil Emekçi ile müzik öğretmeni Onur Personel çiftinin eylül ayında başlayan karavan macerası, tüm zorluklarına karşın bu kültürün cazibesini kanıtlıyor. 5 aylık kızları Deniz doğmadan evvel de karavan ve çadır kampı tercih ettiklerini belirten Aydil Personel, şunları dedi:

“Hamileliğim karavanlarda ve kamplarda geçti. Koranavirüs sürecinin hızlanmasıyla birlikte kendimizi tabiata daha çok bıraktık. Onur ve ben tabiatta olduğumuzda rahat ediyor, keyifli oluyoruz. Kalabalıktan uzak olmak, uzaklık kurallarını layıkıyla uygulamak karavanda mümkün. Konutumuzda gibiyiz. Ben doğum iznindeyim. Eşim derslerini online yapıyor. Deniz hayata ‘Merhaba’ dediği birinci günlerden beri karavana geliyor.”

‘ASTIMLA DAHA KOLAY ÇABA EDİYORUM’

Bir yıldır süren koronavirüs tehdidi başlayınca Maltepe İSPARK Karavan Alanı’na gelerek bir karavana yerleştiğini belirten 71 yaşındaki eski işletmeci Celal Çakmakçı, astım hastalığı ve nefes problemiyle da daha kolay uğraş ettiğini belirtti. Arkadaşlarının kendisini hiç yalnız bırakmadığını söyleyen Çakmakçı, “Yaşım sonun üzerinde olduğu için burada kendimi daha özgür hissediyorum. Öbür karavanda yaşayan beşerlerle bile 50-60 metre uzaktayım. Toplum içine girmediğim için virüs tehdidinden uzak duruyorum. Yasak günlerinde ise dışarı çıkamamanın yaratacağı baskıyı deniz kenarındaki karavan konutumda geçiriyorum. Her şeyi saklayamayacağın için en gerekli gereçleri ve eşyaları karavanda bulundurmayı öğreniyorsun. Yer darlığının aslında sana yeni ufuklar açtığının farkına da varıyorsun. Pak hava almak için pencereyi açmak yerine bir adım atarak sınırsız alana kavuşuyorum. Karavanda kendimi daha zinde ve sağlıklı hissediyorum” diye konuştu.

‘DÜNYAMI GENİŞLETTİM’

Gökhan Öksüz (34), motosikletiyle 81 ili dolaştıktan sonra karavanı tercih edenlerden. Öksüz, ayrıldığı işinden aldığı tazminatla “Zilli” ismini verdiği karavanıyla doğayı keşfe çıktı. Konutundaki odası yerine dünyasını genişlettiğini söyleyen Öksüz, şunları dedi: “İnsanların seyahatten uzak kalmasının hararetle önerildiği günlerde ben en hoş seyahatlerimi yaptım. Bilim Kurulu’nun ‘Kalabalıktan uzak kalın’ ikazını ziyadesiyle uyguluyorum. Herkesten uzaktayım. Hayatım boyunca meslek amacım olmadığı için karavanın iç dünyama seyahat için kusursuz bir araç olduğunu biliyorum. Ertelediğim, görmezden geldiğim hedeflerimi korona devrinde gerçekleştiriyorum. Karavan minimalist bir hayat üslubunu beraberinde getiriyor. İstediğim yerde çadır kuruyor, kamp ateşimi yakıyorum.”

KIYIDAKİ 6 TEKERLEKLİ TAŞINABİLİR YAZLIĞINDA YAŞIYOR

Karavan hayalini gerçekleştirmek için 20 yıl beklediğini söyleyen iş insanı Armağan Aykın, tam vakitli karavanda yaşayanlardan. Pandemiyle birlikte taşınabilir yaşama geçişin patlama göstereceğini öngördüğünü belirten Aykın, Maltepe’deki İSPARK’a ilişkin Karavan Parkı’nda mart ayından beri kesintisiz yaşadığını anlattı:

“Çok konfor düşkünü beşerler karavanda yapamaz. Tabiatla baş başa olmayı seven, sıcak kadar soğuğun da tabiatın armağanı olduğunu bilen insanların işidir karavan. Mesken ziyareti yaptığımızda bile çabucak karavanımıza dönmek istiyoruz. Çekme karavanımla yola çıktığımda her yerin beni konuk edeceğini biliyorum. Tabiatın samimiyetine en uygun tatil aracı karavan. Kendimizi ziyadesiyle inançta hissediyoruz. Yazı, güneşi, yıldızları altı tekerlekli taşınabilir konutumda karşılayacağım.”