Kalp hastalıklarının önlenebilmesi için öncelikle teşhis koyulması gerektiğini söz eden Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Çimen, “Kalp hastalıkları sıklığı da her bin doğumda 12, kabaca yüzde 1 biçiminde dediğimiz vakit her 100 doğan bebeğin 1 adedinde kalp hastalığı ile doğma durumu var.

Kalp hastalıklarının tanısı anne karnından itibaren fetal ekokardiyografi denilen bir süreçle konulabilir.

Çocuk kardiyologları olarak çalıştığımız yerler, birçok branştan tabibin olduğu bilhassa bayan doğum hekimlerinin da sayıca fazla olduğu yerler olduğu için bebeklerin 20. haftaya yakın ve 20. haftadan sonra anne karnındayken kalp hastalıklarını tespit edebiliyoruz.

Anne karnındayken kalp hastalığına ulaştığımız vakit doğum yerini, vaktini belirleyip bebeklerin daha erken teşhis alarak iyileşmelerine fırsat veriyoruz” dedi.

“Her bebeğin kalbini incelemeyi çok istiyoruz”

Kalp hekimleri olarak her bebeğin kalbini incelemeyi çok istediklerini söz eden Çimen, “Maalesef gerek fiziki durumlar gerekse bizim sayımızın az olması buna imkan vermiyor.

Fakat dediğim üzere çalıştığımız hastanelerde çocuk doktoru ve bayan doğumcu arkadaşların sayıca fazla olması, kalp hastası bebeklere ulaşmamızı kolaylaştırıyor.

Mesela bayan doğum takipleri sırasında bayan doğum tabibimiz bakarken olağanda kalpte görülmesi gereken oluşumların olmadığını fark ederek bize yönlendirebiliyor.

Doğduktan sonra çocuk hekimine sarılık için yahut ‘Kilo alamıyor’ diye gidildiğinde de çocuk tabibi kalbini dinliyor ve kalp üfürümünü duyarak bize yönlendirebiliyor” diye konuştu.

“Kalp hastalıklarının önlenmesinde tarama çok değerli

Kalp hastalıklarının değerine de değinen Dr. Öğretim Üyesi Çimen, “Kalp hastalıkları önlenebilir hastalıklardır, en azından bir kısmı.

Kalp hastalıklarının önlenmesinde tarama çok değerli.

Anne karnındayken ve doğduktan sonra kalpte üfürüm duyulan her çocuğun kesinlikle bir çocuk kardiyoloji tabibi tarafından kalbinin incelenmesini önemsiyoruz” sözlerini kullandı.