MEHTAP GÖKDEMİR Ankara – TBMM’deki makamında Milliyet’e konuşan Karabıyık, okulları gezdiklerini, tertipli olarak eğitimin paydaşlarıyla da çevrim içi toplantılar yaptıklarını belirterek şunları kaydetti:

101 BİN PAKLIK VAZİFELİSİ GEREKİYOR: 100 öğrenciye 1 paklık vazifelisi hesabından yola çıkmış olsanız 101 bin paklık görevlisine gereksinimimiz var. Fakat mevcutta 23 bin takımlı, 42 bin filan da süreksiz işçi sayılıyor.

ÖĞRETMEN YETERSİZLİĞİ: Öğretmen yetersizliği var. Çok sayıda ders boş geçiyor. Şu anda bir atanamamış öğretmenler var ve öğretmen gereksinimi had safhada.  Öğretmeni atamıyorsunuz fakat fiyatlı olarak hatta kimi vilayetlerde her vilayette demeyeyim lakin AKP teşkilatlarından da bir referans getireni fiyatlı öğretmen atıyorsunuz. Fiyatlı öğretmen atayana kadar öğretmenleri atayın, niçin atamıyorsunuz? Zira öncelediğiniz şey gelecek kuşakları ideolojik olarak şekillendirmek.

REFERANS ARGÜMANI: Hakikat dürüst bir eğitim sistemi yok. İyi bir müfredat yok. Onları zati bir tarafta bekletiyoruz. Kovid periyodunun öncelikli sıkıntılarını masaya yatırıyoruz. Ötekiler aslında bekliyor. Her gün daha berbata giden bir eğitim sistemi, müfredat ve imtihan sistemi var. Lakin bir taraftan da yıllardır birike birike gelen ataması yapılmamış öğretmenler meselemiz var.

KAYIT YAPTIRMIYORLAR: Yükseköğretimin sorunları çok daha farklı. Yükseköğretimde çocuk bir yerden bir yere gidiyor. Orada yoksulluk, mahrumluk çok daha önünü kesiyor. Maddi yetersizliklerden kayıt donduruyor. Lakin artık öbür bir şey var, hiç kayıt yaptırmıyor. Onu göze alamıyor. Şu anda kontenjanların ikinci yerleştirme olduğu halde çok küçük bir kısmı doldu. Bu kontenjanların boş kalmasının iki sebebi var. Hem maddi sebepleri var. Çocuk oraya gidecek, orada yurt imkanını bulacak, bulamazsa özel yurtta kalacak, konut tutacak, yok, bu türlü bir para yok. Bir kısmı bundan tercih yapmıyor. Bir kısmı da o kadar plansız fakülte açılmış ki çocuk bakıyor. diyor ki ‘ben buradan mezun olsam ne olacak?’

TOKİ YURT YAPSIN: Yurt sorunu var. TOKİ yurt yapsın, dedik. 8 ayda yaparsınız. Bir yılda yurt meselesini çözersiniz. Derslik muhtaçlığı var. Yurt muhtaçlığı var. Yer gösterin, belediyelerimiz yapsın. Yok, tık yok.

REKTÖR NASIL SEÇİLECEK? YÖK kalkacak, yerine gelecek sistem demeyelim lakin o sürecin nasıl olacağını biz vakit içerisinde daha açıklamadık fakat planladık. Bizim için üniversitelerin özerkliği değerli. Mali özerkliğinin, yönetimsel özerkliğinin olması lazım. Akademik özerkliğin olması lazım yani bizim iktidarımızda rektör akademinin kendisi tarafından seçilecek. Yalnızca akademisyenleri değil, öğrencisinin de çalışanlarının da kelam sahibi olduğu bir sistemle seçilecek. Her üniversite kendi bedellerinde, kendi klasik yapısına uygun “rektör nasıl olmalı” kriterini kendi belirleyecek. Boğaziçi Üniversitesi’nin geleneklerine nazaran olması gereken bir rektörde aranan kriterler tahminen Gazi Üniversitesi’nin Hacettepe Üniversitesi’nin, Uludağ Üniversitesi’nin kriterlerinden farklı olabilir. Merkezi bir standart belirleyip de “Bir rektörde aranacak kriterler bunlardır” denmemesi gerekiyor. Bu kriterleri her üniversite kendi klâsik yapısına nazaran belirlemeli. Ve o kriterlere uygun adaylar ortasından o üniversitenin paydaşları, akademisyeni, çalışanı, öğrencisi, temsilcisi seçebilmeli.

‘Hedef büsbütün parasız eğitim’

Biz öncelikle yurt meselesini çözeceğiz. Ve gayemizde külliyen parasız bir eğitim var. Eğitim sistemini ve müfredatı büsbütün değiştirmek gerekiyor.

ÖĞRETMENLİK YASASI: Öğretmenlerin özlük hakları yok. Öğretmenlerle ilgili yalnızca kendilerini ilgilendiren bir yasa bir çerçeve yok. Özlük haklarını düzenleyen ve haklarını teslim eden bir meslek yasasının olması gerekiyor. Bunun hazırlığını yaptık. 3600 ek gösterge, gelir gelmez yapacağımız çalışmalardan bir tanesi.