Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, aşılamanın artmasıyla birlikte dünya genelinde salgın geriledikçe taşların yerine oturacağını, Türkiye’nin yakaladığı ivmenin daha da artacağını belirterek, “Tıpkı salgın periyodunda olduğu üzere, salgın sonrası periyotta de dünya Türkiye’nin muvaffakiyetlerini konuşmaya devam edecek” dedi.

Erdoğan, Dolmabahçe Ofisi’nde DEİK İdare Şurası üyelerini kabul etti. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, 2020 yılının aralık ayı ile ocak – aralık periyodu merkezi idare bütçe uygulama sonuçlarını da açıkladı.

Hür piyasa iktisadı çerçevesinde atılan adımların tesirinin finansal piyasa göstergelerine müspet formda yansımaya başladığını söz eden Erdoğan, “Kur cephesine baktığımızda Türk lirasının dolara karşı yüzde 12, euro’ya karşı yüzde 10 seviyesinde bedel kazandığını görüyoruz. Paramızın kıymetindeki artış ve altın fiyatlarındaki gerileme sayesinde kasımdan bu yana merkezi idare borç stokumuz yaklaşık 150 milyar lira azaldı. Yalnızca bu sonuç bile 2020 yılı ulusal gelir iddiamızın yaklaşık yüzde 3’üne denk geliyor” dedi.

İstikrar ve istihdam

Ülke risk ünitesinin de düştüğünü belirten Erdoğan, “Türkiye’nin borçlanma maliyetlerini atacağımız kararlı adımlar ve güçlü siyaset çerçevemizle düşürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Erdoğan, yurt dışındaki yatırımcıların Türk varlıklarına olan talebinin de artmaya başladığının görüldüğünü söz ederek, son aylarda ülkeye yurt dışından 15 milyar doların üzerinde portföy girişinin gerçekleştiğini söyledi. Türkiye’ye güvenen yatırımcıların bugüne kadar olduğu üzere bundan sonra da kazanmaya devam edeceğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:

“Ekonomimizin uzun periyotlu sürdürülebilir ve kaliteli bir büyüme yapısına kavuşmasını amaçlıyoruz. Büyümenin kendisi kadar istikrarını ve istihdam oluşturmasını da önemsiyoruz. Bu doğrultuda yeni ataklarla Türkiye’yi değişen global paha zincirinin değerli bir oyuncusu haline getireceğiz.”

Islahatlar süratle hayata geçecek

İktisat ve hukuk alanındaki ıslahat gündemiyle ilgili ağır bir hazırlık devrinin geride bırakıldığını anlatan Erdoğan, “Arkadaşlarımız, iş dünyamızın ve sivil toplum kuruluşlarının görüş, teklif ve taleplerini en ince detayına kadar dinlediler. Yakında bu ıslahatları kamuoyuyla paylaşacağız. Islahat gündemimize uygun adımları süratle hayata geçireceğiz. İktisatta bu sene temel amaçlarımızdan biri fiyat istikrarını sağlamak olacak” dedi.

Erdoğan, yüksek teknoloji bölümleri öncelikli olmak üzere çekilecek memleketler arası yatırımlarla ülkeyi bir yatırım, üretim ve teknoloji üssü yapacaklarını vurgulayarak, yatırım ortamının daha da iyileştirileceği, öngörülebilirliğin daha da artırılacağı, yatırımcıların beklentilerinin daha yüksek seviyede karşılanacağı bir ortamın tesisi için gereken tüm adımların atılacağını kaydetti.

‘Salgının tesirleri bu yıl da hissedilir’

2020 yılında toplam bütçe harcamalarının 1 trilyon 202 milyar liraya ulaşarak, program amacının altında kaldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“Gelir tarafında ise beklentilerden daha iyi ekonomik performans göstererek 1 trilyon 29 milyar liraya ulaştık. Böylelikle yıl sonu bütçe açığımız 173 milyar lirayı bile bulmayarak, program maksadı olan 239 milyar liranın altında kaldı. Programda bu sene için öngördüğümüz büyüme oranının gerçekleşmesi durumunda, bütçe açığı ulusal gelirin yüzde 3.6 oranına gerileyecektir. Böylelikle yılı yüzde 4.9’luk bütçe açığı amacının altında kapatmış olacağız. Geçtiğimiz eylül ayındaki hazırlıklar sırasında 2021 yılı için yüzde 4.3’lük bir bütçe açığı amacı koymuştuk.”

Elvan paylaşacak

Global salgının tesirlerinin 2021 yılında da hissedileceğinin anlaşıldığına dikkati çeken Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Aşıyla ilgili gelişmelerin beklenenden uzun bir sürece yayılması, tüm dünyada iktisatların toparlanmasını geciktiriyor. Bu tablo, ülkemizde de 2021 yılı için bütçe öngörülerimize yönelik birtakım riskleri beraberinde getiriyor. Salgının uzamasına bağlı olarak 2020’de bütçe gelirlerinden feragat edip hayata geçirdiğimiz düzenlemelerin bir kısmını, bu yılın birinci çeyreğine ve hatta kimilerini 2021’in birinci yarısına kadar uzattık. Buna ilaveten, salgın önlemleri sebebiyle ekonomik aktivitede ortaya çıkan yavaşlama, vergi ve vergi dışı gelirlerimizin düşme ihtimalini beraberinde getiriyor. Bütçemizin harcama tarafında da kısa çalışma ödeneği, fiyatsız müsaade dayanağı, esnaf takviye paketi üzere ekonomiyi ve istihdamı desteklemeye yönelik artışlar kelam konusu. Sıhhat harcamalarındaki ek artışlar da amaçlarımızın üzerinde sayılara işaret ediyor.”

Erdoğan, gerek harcamalar gerekse gelirler konusunda öngörülen önlemlerin ayrıntılarını Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın ileriki günlerde kamuoyuyla paylaşacağını söyledi.

FAİZ VE ENFLASYON

Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyonun bu ülkede yaşayan her bir ferdin hayatına dokunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Şu anda karşımda yüklü yatırımcılarımız var, girişimcilerimiz var ve birçoklarınızın faiz yükü altında nasıl ezildiğinizi biliyorum. Bu bankaların sizi nasıl sömürdüğünü biliyorum. Yeri geldiği vakit Türkiye’yi bir faiz cenneti haline getirmekten bahsediyoruz, ancak öbür tarafta bankalarımız ne kadar kar etmişler, bunu konuşuyorlar. Tamam da sen ne kadar yatırımcı kazandırdın bu ülkeye? Bana yatırım lazım, istihdam lazım, üretim lazım, ihracat lazım. İnandığım tek şey var, yüksek faizle bir yere varamayız. ‘Efendim bizim şu kadar borcumuz var. Bu borcu neyle ödeyeceğiz?’ Bu borcu yüksek faizle dışarıdan kendimize imkan sağlamakla değil, kendi kaynaklarımızla bunu nasıl öderiz, onun çalışmasını yapacağız. Bunun diğer çıkışı olmaz.”

Erdoğan, kur istikrarının enflasyonla çabada kıymetli bir yer tuttuğunu belirterek, “Asıl iş, faizi düşürmek suretiyle enflasyonu aşağı çekmektir. Bunun bir numaralı enflasyonla uğraşta altyapısını faiz oluşturuyor. Faiz enflasyonla yanlışsız orantılıdır. Ne kadar aşağı çekerseniz o da aşağı gelir zira biz bunu yaşadık” diye konuştu.

iş dünyasına fırsat pencereleri açılacak

 Martta planlanan Dünya Türk İş Konseyi’nin 10. Kurultayı’nı salgından ötürü gerçekleştiremediklerini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Salgının hafiflemesiyle DEİK bünyesindeki çalışmalarımıza sürat vereceğiz. Türkiye olarak ticaret diplomasisi alanında yeni bir sıçramaya muhtaçlık duyuyoruz. Yalnızca iç piyasaya odaklanan şirketler salgından olumsuz etkilenirken ihracata, inovasyona, Ar – Ge’ye değer veren firmalar ise süreci en az ziyanla atlattı.

Bilhassa ihracat odaklı çalışan şirketlerimizin salgın devrinde müşteri yelpazesini genişlettiklerini görüyoruz. Her ne kadar bu salgın beraberinde çeşitli zorluklar, meşakkatler getirse de iş dünyamızın önünde yeni fırsat pencereleri de açıyoruz.”

Türkiye ön planda

Türk firmalarının kaliteli eserleri, rekabetçi fiyatları ve güvenilirlikleriyle rakiplerine fark attığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
“Salgında tüm yumurtalarını tek sepete koymanın riskini gören şirketler üretim ağlarını çeşitlendirmeye başladılar. Bu arayışlarda ülkemizin ismi giderek daha fazla ön plana çıkıyor.”