Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr  Tam vakitli bir çalışan olarak, sayılı yıllık izinlerinde yeni ülkeler görmek her vakit çok kolay olmayabiliyor. “Ama iyi bir planlama ile bu seyahatler kaliteli hale gelebilir” diyor Emre Ünlü. Rotasını planlarken tabiat ile iç içe olabileceği yollar belirliyor. Dağlık bölgeler, göller ve dağ geçitleri olmazsa olmazları ortasında yer alıyor.

‘HER TIPTA ORTALAMA 5 BİN KİLOMETRE YOL YAPIYORUM’

Rota planlamasını Google haritalar üzerinden yapıp, daha sonra bu haritayı Google Earth’e aktarıyor ve tıpkı yollardan tekrar geçmemek için tüm sürüş rotasını seyahat öncesi izliyor. Gittiği yerlerde araç kiralayarak geziyor ve toplu taşıma ile gelinemeyecek köylerdeki müzeleri ve farklı yerleri böylece daha rahat keşfettiğini lisana getiriyor.

Her tipinde da ortalama 5000 km yol yaptığını söylüyor ve ekliyor, “Bu çeşitleri tren ya da otobüsle yapmaya kalksanız emin olun araç kiralamaktan çok daha değerliye gelecektir. Şayet tren ya da otobüsle seyahat ederseniz kent dışında kalan asıl görülmesi gereken köyleri, tarihi yerleri, müzeleri ve gölleri de göremeyeceksiniz. Müzeler dedim zira Avrupa’da köylerde birçok müze var.”

Seyahate çıkarken yanımıza aldığımız eşyalarımız da bir o kadar kıymetli olduğuna değinen Ünlü, yanına aldığı kıyafet ve ekipmanlarını şöyle anlatıyor:

“Yanıma aslında yalnızca fotoğraf ve görüntü çekimi için gerekli ekipmanları, az sayıda kıyafet, sırt çantası ve kesinlikle 2 çift spor ayakkabı ve sarı yağmurluğumu alıyorum. Sarı yağmurluk fotoğraflarda kontrast yarattığı için farklı bir bakış açısı katıyor. Birçok tabiat fotoğrafçısı da bunu tercih ediyor.” 

 ‘TEK OLDUĞUMDA DAHA RAHAT HİSSEDİYORUM’

“Gezme zehri bünyeye bir defa zerk olduktan sonra durmak çok kolay üzere görünmüyor” diyen solo gezgin, seyahat etmenin insanın kendisine yapacağı en büyük yatırım olduğunu düşünüyor.

Gezdikçe dünyanın büyüklüğünün ve farklılığının daha iyi anlaşıldığının altını çizen Ünlü, “Her ülke, her kent, her insan farklılık demek, yenilik demek, yeni bir bakış açısı demek, anlatacağınız yeni kıssalar demek. Öbür kültürleri keşfetmek, orada yaşayan insanların tecrübelerini paylaşmak kıymet biçilemez. Bana nazaran her ülke her kent yeni bir kitap üzere.  Bu yüzden daima bir sonraki okuyacağım kitabı ve orada hangi karakter olacağımı düşünüyorum” dedi.

Solo gezmenin artılarını ve eksilerini sorduğumuz Emre Ünlü, “Aslında tek başına seyahat etmeyi bu kadar hoş kılan şey hem özgür hem de kendi kendinizle kalıyor olmanız” diyor. Tek olduğunda daha rahat hissediyor, o an yapmak istediği şeye karar verip fikrini ya da rotasını değiştirebiliyor.

‘BEN BURADA HAYATIMIN SONUNA KADAR YAŞARIM’

Gittiği yerlerde yeni beşerlerle tanışarak, farklı kültürler tanıyıp, farklı öyküler dinlemekten keyif alan Ünlü, tek seyahat etmenin en büyük artısının özgürlük olduğunu vurguluyor. “Kimsenin daima fotoğrafını çekmek ve onlarla birlikte fotoğraf çektirmek zorunda kalmadan gezdiğiniz yerlerin ruhunu daha iyi yaşarsınız” diyor.

Emre Meşhur’u en çok etkileyen ülke, diğer hiçbir yerde göremeyeceğiniz hoşlukta korunmuş tabiatı, gölleri, dağları ve insanları ile İsviçre olmuş. İsviçre’yi tanımlarken “Sanki Bon Ross’un fırçasından çıkmış gibi” diyen Ünlü, bu hoş ülke için, “ben burada hayatımın sonuna kadar yaşarım” diyor.

 12 GÜNDE 12 BAŞŞEHİR

En unutulmaz seyahatinin ’12 günde 12 başkent’ çeşidi olduğunu lisana getiren Ünlü, “Münih’ten başlayıp Prag, Berlin, Kopenhag, Oslo, Stockholm, Helsinki, Talin, Riga, Vilnius, Varşova, Bratislava, Viyana ve oradan da başladığım noktaya yani Münih’e geri döndüğüm cins benim için çok hoştu. Ben doğayı çok seven biri olduğum için 19 günlük Fransa’dan başlayıp İtalya’ya kadar uzanan yalnızca Alp’leri gezdiğim çeşit da benim için unutulmazlar ortasında yer alır” dedi.

Solo gezgin Emre Ünlü gittiği yerlerde, otelleri ya da Couchsurfing isimli, lokal insanların konutlarını gezginlere açtığı yerlerde konaklamayı tercih ediyor. Couchsurfing, dünyada olduğu kadar Türkiye’de de yaygın olarak kullanılıyor. Profilinize gelen olumlu kullanıcı yorumları sayesinde güvenirliliğiniz artıyor. Hem yeni beşerler tanımış oluyorsunuz hem de konaklamaya fiyat ödememiş oluyorsunuz.

Emre Ünlü Birinci sefer yurtdışı seyahati yapacaklara da tavsiyelerde bulundu. Öncelikle gidilecek ülkeler hakkında titiz bir araştırma yapılmasının kıymetli olduğunu vurguladı ve, “Yerel yiyeceklerden, kültürlere kadar her şey ayrıntılıca araştırılmalı” dedi.

‘İSVİÇRE POLİSİNE YAKIT DOLDURTMUŞLUĞUM VAR’

Solo gezgin, gidilecek yerleri evvelce araştırmak, gidilecek ülkedeki beşerlerle bağlantı kurmak, uzun müddetli seyahatlerde ulaşım problemini en aza indirmek ve vakit kaybetmemek için otomobil kiralamanın kıymetine değinirken, birinci sefer yurtdışı seyahatine çıkacaklar için tavsiyelerine şu halde devam etti:

“Hafta sonları Avrupa’da bilhassa Pazar günleri her yer kapalı oluyor kent merkezinden uzaklaşacaksanız kesinlikle yanınıza yiyecek içecek alın. Akaryakıt istasyonlarından yakıtı kendiniz alıyorsunuz, istasyonda biri gelip yakıt koyacak diye beklemeyin. Ben bekledim. Beşerler size seve seve yardımcı olacaklardır. İsviçre polisine yakıt doldurtmuşluğum var. Turizm ofislerine mail atın ve bölgeler hakkında daha ayrıntılı bilgi alın, turistler için özel indirim kartlarını sorun.

 İSVİÇRE HÜKÜMETİNDEN ALDIĞI MEKTUPLA ÜLKEYİ FİYATSIZ GEZDİ

İsviçre seyahati öncesi tüm seyahat planını hazırlayarak İsviçre turizm ofisi ile irtibata geçen ve  bölge yöneticisi ile görüşen Emre Ünlü, başından geçenleri şöyle anlattı:

“Her ülkenin online turizm bilgilendirme platformları bulunuyor ve ülkelerini ziyaret edecek turistler için, bilgilendirme niteliğinde kapsamlı içerikler sağlıyorlar. Ben de İsviçre için olan ‘myswitzerland.com’ üzerinden bu talebimi ileterek, İsviçre’ye gerçekleştirmek istediğim seyahatten bahsettim. Ayrıntılı bir biçimde, gezeceğim tüm rotaları kendileri ile paylaştım ve bana buraları seyahat etme konusunda nasıl yardımcı olabileceklerini sordum. Hususa sıcak bakarak olumlu dönüş yaptıkları e-mail ile Almanca yazılmış bir mektup gönderdiler. Mektupta ‘Emre Ünlü, İsviçre seyahati boyunca bizim himayemiz altındadır. Kendisine her türlü mevzuda yardımcı olunmasını ve gerekli tüm dayanağın yapılmasını rica ediyoruz’ yazıyordu. Ben de o mektupla, görmek istediğim yerleri, rahatlıkla gezdim.

Ünlü, herkesin hayallerini süsleyen trenle Alp seyahati, İsviçre Alp’lerinin en yüksek noktalarına teleferik ve trenle olan ulaşımlar, İsviçre göllerindeki tekne seyahatleri üzere birçok noktada ulaşımımı fiyatsız bir biçimde sağlamış.

‘SEYAHAT YAZILARINDA LİSAN AKICI VE SADE OLMALIDIR’

Tıpkı vakitte gittiği yerler hakkında tecrübelerini ve fotoğraflarını ‘cokguzelyerler’ isimli internet sitesinde paylaşan Emre Ünlü, iyi bir seyahat yazısı yazmak isteyenlere de tekliflerde bulundu. “Seyahat yazılarında dil sade ve akıcı olmalıdır. Hedef turizm ismine gidilen yerleri tanıtmaktır. En kıymetli niteliği ise yapılan betimlemelerdir. Yediğiniz yemeğin tadını, gördüğünüz görünümlerin büyüsünü, bir sonraki yere giderken yaşadığınız o heyecanı, tarihi, kültürü tüm ayrıntıları okuyan şahıslara de tıpkı heyecanla birebir hislerle geçirmelisiniz.”

Seyahat yazıları yazarken, yazının içine fotoğraf eklemenin kıymetinden de bahseden Ünlü, seyahatlerinde yanında taşıdığı ekipmanlara da örnekler verdi.

DSLR bir fotoğraf makinesinin gerekliliğinden kelam ederek, kullanılan lensin rolünün de unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.

Günümüzde drone ile yapılan çekimler de büyük ilgi görüyor. Droneları anlatırken, imajların kalitesinden ve hoşluğundan kelam ediyor Ünlü. “Son devirde dronelar boyut olarak hayli küçüldü, artık her yere çarçabuk taşınabiliyor” diyor.

Toplumsal medyadan da aşina olduğumuz drone fotoğrafları bize aslında buz dağının arkasına geçerek görünmeyen bir kısmı da gösteriyor. Drone ile çekilen fotoğraflar ve görüntüler beşerler tarafından büyük bir ilgi görüyor. Görsel şölen niteliğinde epeyce başarılı işler çıkarılabilir dronelar da son vakitlerde seyahatlerimizin ayrılmaz bir kesimi haline geldi.

‘PANDEMİ SEBEBİYLE NORVEÇ PLANIMI İPTAL EDİP MALDİVLER’E GELDİM’

Emre Ünlü’ye drone çekimleri için biçilmiş kaftan olan Maldivler seyahatini sorduk. Ünlü, pandemi sebebiyle Norveç fiyordları cinsini iptal ederek, rotasını inançlı seyahat edilebilen ve vize istemeyen Maldivler’e çevirmiş. Maldivler, Hint Okyanusu’nda yaklaşık 1.200 adadan oluşan bir adalar ülkesi. Bu adaların 281’in de hayat mevut. 281 adanın 195’in de mahallî halk yaşıyor, kalan 86 ada ise otel ada olarak kullanılıyor.

Maldivler’in egzotik ortamı, mükemmel su altı dünyası, 12 ay boyunca ortalama 30 derecelik hava sıcaklıkları, ülkeye gelen turistleri ziyadesiyle cezbediyor.

‘MALDİVLER YALNIZCA BİR BALAYI TATİL NOKTASI DEĞİL, TEK BAŞINA DA GEZİLİR’

Maldivler’in herkesin aklında yer edinmiş bir balayı tatil noktası olarak bilindiğini lakin  buranın tek başına da gezilebileceğini lisana getiren solo gezgin, “Denizi ve su altı dünyasını seviyorsanız kesinlikle görmelisiniz” dedi ve ekledi:

“Maldivler’in en etkileyici istikametleri; Turkuaz suların üzerine kurulmuş su üstü villaları, beyaz resif kumları, turkuaz renkli denizi ve adaları yeşil bir örtüyle kaplayan palmiye ağaçları. Benim buradaki en büyük tecrübelerimden biri köpekbalıkları ve Stingraylerle yüzmek oldu. Maldivler’in sahiden akvaryum üzere bir su altı dünyası var. Binlerce farklı çeşitte balık ve hepsi de rengarenk. Şnorkelle başınızı suya soktuğunuz anda karşınıza değişik bir dünyanın kapıları açılıyor.”