Tunceli genelinde yaban domuzunun popülasyonu denetimsiz bir formda arttığı ve kırsal alan ile birtakım köy muhtarların, domuzların tarım yerlerine ziyan vermesi nedeniyle ilgili makamlara şikayette bulunması üzerine, Tabiat Muhafaza ve Ulusal Parklar Tunceli Şubesi, 80 yaban domuz kotası koyarak müracaat yapan avcılara 6 günlük sürek avı müsaadesi verdi. Yasal müsaadelerin alınmasının akabinde domuz avı için bölgeye yurt dışından 12 kişilik avcı kümesi geldi. Ulusal Parklar hudutları dışında avcılık faaliyeti yürüten 12 kişi, müddetlerinin dolmasıyla kentten ayrıldı. Avcıların toplamda 20 yaban domuzunu avladığı öğrenildi.

TUNCELİ VALİLİĞİ: YABAN KEÇİSİ AVINA KATİYETLE MÜSAADE VERİLMEZ

Tunceli Valiliği’nden, “Dağ keçisi avı için muhakkak av müsaadesi verilmemiştir. Kaçak avcılara karşı en ağır biçimde cezalarımız uygulanmaktadır. Ulusal Park sonları içerisinde katiyetle avlanma yasaktır. Vakit zaman köylerden yaban domuzunun ekili alanlara ziyan verdiği talepleri üzerine, domuzların avlanması müsaadeli olarak yapılmaktadır” açıklaması yapıldı.

‘CANLI TİPLERİNE YÖNELİK ÖLDÜRMELER HUKUK DIŞI’

Yaban domuzunun, Avrupa’nın Yaban Hayatı Ve Yaşama Ortamlarını Müdafaa Mukavelesi olan Bern Sözleşmesi’ne nazaran korunduğunu belirten Doğal Miras Müdafaa Teşebbüsü sözcüsü avukat Barış Yıldırım, “İlimizde domuz avı gayesiyle bir küme avcı bulunmakta, yabancı asıllı ve 12 kişi oldukları belirtiliyor. Vilayetimizde çok güçlü bir yaban hayatı popülasyonu var bu yaban hayatı ülkemizin taraflı olduğu çeşitli kontratlara nazaran korunuyor. Başta, Dünya Biyolojik Mukavelesi, Avrupa’nın yaban hayatı ve yaşama ortamlarını müdafaa mukavelesi olan Bern Mukavelesi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Avrupa kurulu ülkesi olarak 1984 yılında imzalanan Bern Sözleşmesi’ne imza atmıştır. Bern Mukavelesi’nin unsurlarına nazaran yaban hayatı popülasyonlarına ve ortamlarına taammüden ziyan verebilecek her şeyin yasaklandığını biliyoruz. Yeniden kontratın ek 3 listesinde, yaban domuzunun da müdafaa altında bulunduğunu biliyoruz. Bu çeşitlere yönelik öldürmeler hukuk dışı. Vilayetimizde yaban keçisi, çengel boynuzlu dağ keçisi, ayı, kurt ve ur kekliği ve kaya kartalı üzere korunan canlılar var. Dün iki kişi iki dağ keçisini öldürdü ve gruplar bunları yakalayarak, cezai süreç uyguladı. Tabiat Muhafaza ve Ulusal Parklar Genel Müdürlüğü başta olmak üzere tüm yetkili yönetimlerin tedbirleri almasını istiyoruz. İşçi sayısı burada az işçi sayısının artırılmasını istiyoruz” dedi.

‘SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ’

Avcılık faaliyetlerinin hukuksuz olduğunu ve domuz avı için hata duyurusunda bulunacağını belirten Yıldırım, şunları söyledi:

“Avcılık faaliyetlerinin her türlüsünün hukuk dışı olduğunu belirtmek isterim. Buna ait olarak geçmişte yürüttüğümüz hukukî çabayı yeniden devam ettireceğiz. Domuz avcılığı faaliyetleri için biz geçmişte cürüm duyurusunda bulunmuştuk, yeniden bulunacağız. Anayasa 56’ncı unsurunda her yurttaşa çevreyi ve içindeki canlıları savunma hakkı vazifesi vermiştir. Tabiattaki ekosistemin belirleyici ögeleri tabiatta yaşayan canlılardır. Oradaki doğal dengeyi de o canlılar oluşturur. İnsanın oraya müdahalesiyle asla ve asla ekosistemi tanzim edemezsiniz. Bu canlı cinsleri milyonlarca yıldır bu coğrafyada yaşamıştır. Bunların bu popülasyonları dengelemek insanoğlunun vazifesi değildir, tabiatın misyonudur. Yöre Alevilik inancında vahdet temeli vardır. Buradaki canlılar ve cansızlar birebir özden türediğine inanılır. Başta yaban keçileri olmak üzere pek çok canlıya kutsiyet atfedilir bu canlıların kasıtlı olarak öldürülmeleri yöre inancına ve mitolojisine de önemli ziyan veriyor.”