Resmi Gazete’de yayımlanan karara nazaran, İstanbul 6. Yönetim Mahkemesi, Karayolları Trafik Kanunu’nun 41. hususu kararı kapsamında ortalarında uyuşturucu yahut uyarıcı unsur imal ve ticaretinin de bulunduğu kimi cürümlerden mahkum olanların şoför dokümanlarının isimli sicilden bu taraftaki karar silininceye kadar geri alınmasının Anayasa’ya muhalif olduğunu ileri sürerek, düzenlemenin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu. Başvuru münasebetinde, şoför dokümanının geri alınmasına sebep olan kabahatlerden mahkumiyet ile araç kullanılması ortasında sebep-sonuç bağlantısının bulunmadığı, bu nedenle mahkumiyete bahis kimi kabahatler nedeniyle şoför dokümanının geri alınmasının ölçülülük ve eşitlik unsurlarıyla bağdaşmadığı ileri sürüldü.

İncelemesini “uyuşturucu yahut uyarıcı unsur imal ve ticareti” kabahatinden karar giyenler istikametinden yapan Anayasa Mahkemesi, düzenlemenin Anayasa’ya ters olmadığına hükmetti, iptal istemini reddetti. Gerekçede, kanun koyucunun düzenlemeyle kamu sıhhati ve güvenliği bakımından meydana gelen tehlikenin yükünü dikkate alarak Türk Ceza Kanunu’nun 188. hususunda yer alan “uyuşturucu yahut uyarıcı husus imal ve ticareti” cürümlerinden mahkumiyeti şoför evrakının geri alınması nedeni olarak belirlediği tabir edildi. Bu cürümlere mevzu aksiyonların gerçekleştirilmesinde araç kullanmanın hatanın işlenmesini kolaylaştıracağına işaret edilen münasebette, itiraz konusu kuralın, kelam konusu nitelikteki kabahatlerin işlenmesinin önlenerek kamu sıhhati ve güvenliğinin sağlanması gayesiyle düzenlendiği vurgulandı.

 ‘ELVERİŞLİ VE GEREKLİ OLMADIĞI SÖYLENEMEZ’

Kuralın anayasal açıdan legal bir sınırlama gayesine sahip olduğu belirtilen münasebette, şunlar kaydedildi: 

“Türk Ceza Kanunu’nun 188. hususunda düzenlenen kabahatlerin niteliği ve bu kabahatlerin işlenebilmesinin failin sevk ve yönetimindeki aracın varlığı durumunda kolaylaştığı gözetildiğinde, şoför evrakının geri alınmasının anılan cürümlerin işlenmesinin önlenmesine katkıda bulunmak suretiyle kamu sıhhati ve güvenliğinin sağlanmasına hizmet etmeyeceği ileri sürülemez. Bu prestijle kuralla getirilen sınırlamanın kamu sıhhati ve güvenliğinin sağlanmasına yönelik hedef bakımından elverişli ve gerekli olmadığı söylenemez.”

Münasebette düzenlemenin, kelam konusu hatalardan mahkumiyeti bulunanların şoför evraklarının daima olacak şeklide geri alınmasını öngörmediği, mahkumiyet kararına ait bilgilerin isimli sicil kaydından silinmesine kadar geri alınmasını karara bağladığı aktarıldı. Kuralla ulaşılmak istenen gayeye ait kamu faydası ile özel hayata hürmet gösterilmesini isteme hakkına yönelik ferdî fayda ortasında bulunması gereken makul istikrarın gözetildiğinin altı çizilen münasebette, düzenlemenin orantısız bir sınırlamaya neden olmadığı tabir edildi.