Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu, “covid19.saglik.gov.tr” adresinden paylaşıldı. Yeni bilgilere nazaran bugün 110 bin 225 test yapıldı, 1642 şahısta Kovid-19 tespit edildi.

Son 24 saatte 49 hasta vefat etti, 1211 kişi iyileşti. Kovid-19 tedavisi tamamlananların sayısı 248 bin 87’ye çıktı. Toplam test sayısı 7 milyon 466 bin 87, olay sayısı 274 bin 943, vefat sayısı 6 bin 511 olarak kayıtlara geçti. Ağır hasta sayısı 1041, hastalarda zatürre oranı ise yüzde 7,6 oldu.

Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “En çok hasta bulunan beş vilayetimizde pnömoni oranları; Ankara yüzde 4,7, İstanbul yüzde 4,61, Konya yüzde 8,78, Kayseri yüzde 6,49, Diyarbakır yüzde 8,37. Güç önlemde.” değerlendirmesinde bulundu.

SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI AÇIKLAMASI

Ankara Valisi Vasip Şahin’in kısıtlamalarla ilgili bir açıklama yaparken, “Şu an sokağa çıkma yasağı gündemimizde değil.” sözlerini kullandı.

ANKARA’YI DÜĞÜNLER VURDU

Memur ve kurallar kenti Ankara, Kovid’de kuralsızlığa teslim oldu. Sıhhat Bakanlığı’nın Hayat Konuta Sığar uygulamasıyla ulaşılan haritaya nazaran Ankara kıpkırmızı.

Uzmanlar, kentin bilhassa nüfusun fazla olduğu bölgelerinde olay sayısının ağır olduğunu belirtiyor. Kentin Pursaklar, Gölbaşı, Mamak, Altındağ, Keçiören üzere ilçelerindeki sokak düğünü kültürü ile genç nüfusa bağlı hareketlilik Kurban Bayramı’ndan sonra salgının yayılma suratını artırdı.

Başkentte, Kent Hastanesi’nin açılması nedeniyle kapatılan hastanelerden kimilerinin tekrar açılması gündemde.

Global pandeminin başlangıcanda hadise tablosuyla gururlanan Ankara, bugünlerde Kovid-19 imtihanının en başarısız ili pozisyonunda. Kamu kurumlarının yükü, memur, üniversitelerin sayısının fazlalığı ve Anadolu’nun sıhhatte birinci durağı olması nedeniyle hastaneler kenti de olan Ankara, son dönemde hadise sayısında üç kat daha fazla nüfusa sahip İstanbul’u geride bıraktı.

Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın Başkent’in olay artışında birinci sırada yer olduğunu duyuru etmesinin akabinde, Vali Vasip Şahin “Salgında birincilik Ankara’ya yakışmadı, yakışmıyor” dedi.

Milliyet’e kentin Kovid-19 tablosunu pahalandıran uzmanlara nazaran en temel neden Anadolu’nun tam ortasında olması, pek çok kentin kavşak noktası durumunda bulunması. Anadolu’nun bir çok kentinden beşerler işlerini halletmek ya da ziyaret için hafta sonu tatilinde hatta günübirlik olarak Ankara’ya geliyor.

Bu, kentteki insan trafiğini artırırken ek olarak kentin nüfusunun ağır olduğu ilçelerdeki hareketlilik de buna katkı sağlıyor. Bilhassa genç nüfusun hareketliliğinin salgının yayılmasını tetiklediği lisana getiriliyor.

Altındağ, Mamak, Keçiören…

Sıhhat Bakanlığı Hayat Meskene Sığar Uygulaması Yoğunluk Haritası da tabloyu net olarak ortaya koyuyor. Haritaya nazaran Başşehir tek sözle kıpkırmızı. Uzmanlar da kentin bilhassa nüfus yoğunluğunun fazla olduğu doğu, güney doğu ve güneyi ile kuzey ve kuzey batı tarafında olay sayısının ağır olduğu, güney batı ve batı tarafının ise görece daha iyi durumda olduğunu belirtiyor.

Bu saptamaya nazaran Keçiören, Pursaklar, Gölbaşı, Mamak, Altındağ, Yenimahalle hadise sayısılarındaki artış ile ön plana çıkıyor. Bu ilçelerindeki sokak düğünü kültürü ile genç nüfusa bağlı hareketlilikle Kurban Bayramı’ndan sonra salgının yayılma suratını artırdı.

Bu ortada kentin ana arteri olan Kızılay’ı barındıran Çankaya’da belli bölgeleriyle tekrar ağır hadise sayısına sahip.

Kapatılan hastaneler açılacak

Kentte, kamuda esnek mesai uygulamasına geçilirken, daha evvel Kent Hastanesi’nin açılışı nedeniyle kapatılan kimi hastaneler de tablonun ağırlaşması muhtemelliğine karşı tekrar devreye alınmaya hazırlanıyor.

Bir kısmı Halk Sıhhati Laboratuvarı tarafından kullanılan Numune Hastanesi’nin Ankara Hastanesi’ne, şu anda yalnızca poliklinikleri meslek hastalıklarına yönelik hizmet veren Yüksek İhtsisas’ın da GATA’ya bağlı olarak açılması bekleniyor. Bu biçimde 60 ağır bakım ünitesinin daha devreye alınabileceği kaydediliyor.

AĞIR BAKIMLARIMIZ YÜZDE 100 DOLU

Gazi Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Arhan, “Şu anda ağır bakımlarımızın doluluk kapasitesi yüzde 100. Mart, nisan, mayıs devrine nazaran de bu devirdeki olayların bilhassa akciğer tutulumu ve klinik açıdan daha ağır karşımıza çıktığını görüyoruz ve yatış oranları bu nedenle de oransal olarak daha yüksek” dedi.

Gazi Üniversitesi Başhekimi, Gastroenteroloji Bilim Kolu öğretim üyesi Prof. Dr. Arhan, pandemi sürecinde mart, nisan ve mayıs aylarında Ankara özelinde çok önemli hadise sayısıyla karşılaşmadıklarını belirtti. Prof. Dr. Arhan, “Özellikle de Kurban Bayramı ve sonraki süreçte Ankara’da hadise sayılarının tekrar süratle artışa geçmesinin akabinde başlangıçtaki pandemi aksiyon planındaki üzere artan muhtaçlığa nazaran ağır bakım ve yataklı servis kapasiteleri kademeli olarak artırarak sıhhat hizmetimizi sürdürmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

‘YOĞUN BAKIMLARIMIZIN DOLULUK KAPASİTESİ YÜZDE 100’

Prof. Dr. Arhan, Kurban Bayramı sürecinde ve tatil devrinde kent dışına çıkanların Ankara’ya dönmesinin, hadise sayılarının artmasına yol açtığına dikkat çekerek, “Kurban Bayramı sonrası periyotta biz hastane olarak kademeli bir halde başvuran hasta talebine nazaran Covid-19 servisi ve ağır bakım kapasitemizi Covid-19 olmayan hastaların sıhhat hizmeti muhtaçlığını da mümkün olduğunca durdurmadan imkanlarımız ölçüsünde artırdık.

Şu anda 3 yataklı servisimiz ve 3 ağır bakım ünitemizle Covid-19 sıhhat hizmetini sürdürüyoruz, servis ve ağır bakımlarımızda doluluk oranı yüzde 100. Bundan sonrasında Covid-19 için daha fazla kapasite artırımında Covid-19 olmayan hastalarımıza da sıhhat hizmeti sunma zorunluluğumuz ve sıhhat işçisi kısıtlılığımız nedeniyle artırmakta çok zorlanıyoruz” dedi.

‘DAHA FAZLA BULAŞ RİSKİ OLUŞTURAN DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ’

Şu anda virüsün yüksek seviyede bulaştırıcılığının olduğunu gözlemlediklerini kaydeden Prof. Dr. Arhan, “Mart, nisan, mayıs periyoduna nazaran de bu devirdeki olayların bilhassa akciğer tutulumu ve klinik açıdan daha ağır karşımıza çıktığını görüyoruz ve yatış oranları bu nedenle de oransal olarak daha yüksek. Bu devirde fark ettiğimiz kimi farklılıklar var; hem klinik olarak olaylardaki akciğer bulgularının besbelli olduğunu hem de bulaştırıcılığın daha fazla olduğunu görüyoruz. Hülasa pandeminin birinci periyoda nazaran daha fazla bulaş riski oluşturan bir durumla karşı karşıyayız” diye konuştu.

‘SÜREKLİ MASKEYE DOKUNMAK FARKLI RİSK’

Prof. Dr. Arhan, bundan sonraki süreçte kişisel önlemlerin öne çıktığına işaret ederek, “Sağlık sisteminin kapasitesi üstünde bir hasta yükü ile müsabakadan bu sürecin daha denetimli bir formda sürdürülmesini umut ediyoruz. Yaklaşan gribal enfeksiyon mevsiminde Covid-19 hastalarıyla Covid dışı gribal enfeksiyonları ayırt etmek, bunların bulaş riskini azaltacak halde yönlendirmesini yapmak sonbahardaki gribal enfeksiyon periyodunda bizim önümüzdeki en büyük zorluklardan biri olacak. Burun altındaki maskeyi takmakla maske takmamak ortasında çok bir fark yok. Düzgün maske kullanımı çok değerli. Daima maskeye elle dokunmak o da farklı bir risk oluşturuyor” dedi.

‘BÖYLE DEVAM EDERSE BİZİ ZORLAYACAK’

Bu süreçte sıhhat işçisini korumak ismine hastanede hizmet içi eğitimler düzenlediklerini anlatan Prof. Dr. Arhan, “Eğitimlerle çalışanımızı hassas hale getirmeye çalışıyoruz ancak bu artışın devam etmesi ve sıhhat çalışanlarındaki bu ruhsal yorgunluk şayet bu biçimde devam ederse hakikaten bizi zorlayacak kısıtlayıcı en değerli faktörlerden biri haline gelecek. Zira sıhhat hizmetinin yürütülmesi demek yalnızca doktorla yürütülen bir süreç değil bir grup işi. Bu grup içindeki oran bozulursa o vakit bizim bu sıhhat hizmetini sağlıklı bir halde yürütebilmemiz çok mümkün olmaz.

Vatandaşlarımızın bizim yaşadığımız zorlukları da duymasını, görmesini ve bize kulak vermesini istiyoruz. Pandemi sürecini bir savaş, bir çaba olarak isimlendirirsek şu anda bunun en ön safında yer alan sıhhat çalışanlarının vermiş olduğu kuvvetli çabada vatandaşımızın da yapabileceği en kıymetli takviye mümkün olduğunca bulaşı azaltacak önlemlere uymak ve hastanelere gelecek hasta sayısını azaltmaktır” diye konuştu.