KADIKÖY’DE 2 GOL

UEFA Avrupa Ligi D Kümesi’nin altıncı haftasında temsilcimiz Fenerbahçe meskeninde Eintracht Frankfurt’u konuk etti. 1-1’lik eşitlikle sona eren uğraşın akabinde spor muharrirleri sarı-lacivertli takımın Avrupa uğraşını köşe yazılarında kıymetlendirdi. İşte o yazılar…

‘BU SAYILMAZ’!.. – ERCAN İTİMAT (SABAH)

Kimse şaşırmasın… Dehşete kapılmasın… Lütfen kimse yerinden kalkmasın! Karmaşa, hengame, denetim dışı bir şey yok ortada. Devinim, değişim, iniş çıkışlar, sahnede bir görünüp bir kaybolan yıldızlar, hepsi oyunun gereği. Endişelenmeyin; tıkır tıkır işliyor “Fenerbahçe’nin sistemi”.Yeter ki anlayın! Pereira, cebinde üç perdelik sürprizlerle dolu bir vodvil ile geldi bu ülkeye. Takıma falan bakmadı, alana koydu. Ve daima tekrar ediyor. Lider bile pürüz olamıyor. Kısımlardan biri, “izahı mümkün olmayan yenilgiler” ki, izleyiciyi yakalayıp oyunun içine sokan ve tahlil üretmeye iten öge oluyor.

‘İZAHI MÜMKÜN OLMAYAN MAĞLUBİYETLER…’

İkincisi, “patlayan flaş üzere beklenmedik galibiyetle” parlayan ümitler. Oyun ne kadar sıkıcı olursa olsun kapalı gişe oynamayı garantiliyor bu seyrek heyecan volkanları. Zira ümitsizliğin ne olduğunu herkes biliyor. Bir de senaryonun “dolgu” kısmı var…“Bu sayılmaz” maçları! Aslında Fenerbahçe’ye oynatılan vodvilin püf noktası “bu sayılmaz” maçları. Hele Frankfurt beraberliği gibiyse! Seyirciyi izahı mümkün olmayan mağlubiyetlere de hazırlıyor, patlayan flaş üzere galibiyetlere de…İster irtibat kısmı yap, ister giriş, istersen onunla bitir. Frankfurt beraberliği de “bu sayılmaz” kısmına aittir.

‘PELKAS GÜYA F.BAHÇE’DEN KOPMUŞ’

Aslında kazanamamanın mazereti de hazırdı mazereti de. Son analizde bir şey fark ettirmeyecek ki, Fenerbahçe’nin Konferans Ligi rotası mutlaklaşmış Avrupa öyküsünde. Konferans Ligi’nin “mana ve önemini” anlatacak adamlar da medyanın kılcal damarlarına dağılmışsa… Oldu da bitti maşallah! Frankfurt beraberliği mi?.. “Bu sayılmaz”! Harika Lige bakın siz! Maça UEFA listesinde olmadıkları için Serdar Dursun ve Crespo üzere son maçların formda adamlarından mahrum başlayan Fenerbahçe’de Pelkas forma giymişti lakin bilhassa birinci yarı alanda yok üzereydi. Halbuki iyi bir Pelkas, Berisha’nın boşalttığı alanları kullanabilir, birinci yarının büyük kısmını mahkum oynamazdı Fenerbahçe. Güya kopmuş Fenerbahçe’den Yunanlı futbolcu. Her maça üç-beş değişik isimle başlaması artık gelenek haline gelmiş Fenerbahçe, maça önde basarak başlasa da beş dakika sonra Frankfurt geriye itti ve orta paslarla durum üretmeye başladı.

‘KİM ŞAŞIRTTI’

İki ekip da birebir sistemle oynuyorlardı lakin alana yayılan, topa hükmeden Frankfurt, kovalayan Fenerbahçe oldu uzun müddet. Frankfurt’un itidalli ataklarında en büyük mani olan Min Jae ise tehlikeli bölgede topla bir türlü vedalaşamayarak Fenerbahçe’nin yediği gole sebep oldu; şaşırttı.Frankfurt’un kanat beki değil tam manasıyla oyun kurucusu olan Kostic’in kanadı, rakibin hem avantajıydı hem de dezavantajıydı. Fenerbahçe beraberlik golünü öndeyken başlı başına tehlike olan ve Kostic’in geri dönmeyerek boşluk yarattığı sağ kanattan kazandı. İrfan Can’ın şık ortası ve Serdar Dursun ile forma rekabetine girmiş Berisha’nın golü ile devre berabere bitti. İkinci yarıda Min Jae yanılgısını affettirecek bir performans göstermese birebir tempoda devam eden Frankfurt farkı açabilirdi. Zira, Fenerbahçe UEFA D Kümesine Kadıköy’de bir galibiyet ile veda etmek istiyor, Sosa’yı, Zajc’ı ve kanat beklerini ileri sürüyordu.

‘GELECEK PERDE HANGİSİ SANKİ?’

Daha evvel santrforunu değiştiren Frankfurt, son yirmi dakikaya girerken üç oyuncu daha değiştirip temposu düşen grubu forse etmek istedi. Pereira ise Sosa’nın yerine Gustavo’yu alarak bir yandan orta sahayı sağlamlaştırma bildirisi verirken bir yandan da Novak’la Osayi’yi değiştirdi ki, bu da tam aksine öne gerçek gitme işaretiydi. Ardından Meyer ve Rossi girdi. İrfan Can ve Zajc çıktı. Son değişiklik ise Pelkas-Muhammed oldu. Savunma dışında tüm futbolcular ya değişti ya da yerleri değişmiş oldu böylelikle.Sonuç?.. İkinci bölgede savunma yapan Frankfurt’u geçemeyen bir Fenerbahçe. Maçın kalan dakikaları Frankfurt istediğinin almamış oyunu rölantiye bağlamamış olsa, daha ağır ve Fenerbahçe açısından daha tehlikeli olabilirdi. Bu sayılmaz! Gelecek perde hangisi sanki?

PEREİRA’NIN BİR BİLDİĞİ! – FAİK ÇETİNER (FANATİK)

Pereira, kadronun bankolarını (Mesut, Tisserand, Ferdi, Osayi, Gustavo) kulübeye çekmiş, oynamak için talih arayanları da (Serdar Aziz, Nazım, Novak, Zajc, Pelkas) alana sürmüştü. Maç başladı, rakip varsayımlardan süratli çıktı. Topa sahip olan, önde baskı yapan, çok çabuk oynayan Eintracht Frankfurt birinci kısımda daha çok konum bulan taraf oluyordu. Pereira tekrar 3’lü defansı tercih etmiş, kanat beklerde Nazım ve Novak’a misyon vermişti. Rakibin baskılı oyunu nedeniyle top yapmada zorlanan Fenerbahçe’de Nazım ve Novak hamleye katkı yapamıyor, orta alanda kazanılan topları Sosa ve Zajc çabuk kullanamıyordu.

EN DEĞERLİ SİLAH İRFAN

Forma bahtı bulan Pelkas eski günlerini aratmaya devam ediyordu. İrfan Can ise ekibi hamleye kaldıran en kıymetli silahtı. Birinci gol baskılı oynayan rakipten geldiğinde Fenerbahçe ismine tasalar arttı. Devre biterken İrfan Can yeniden klasını konuşturup, kale önüne adrese teslim bir pas gönderdi, Berisha bu topu kazanıp golü atınca Fenerbahçe soyunma odasına ümitli ve moralli gitti. Maçın sonucunun küme puan cetvelini fazla etkilemeyişi, oyunun temposunu 2. kısımda güzelce düşürdü.

ANTRENMAN HAVASINDA BİTTİ

Pereira, kulübedekileri (Meyer, Rossi, Osayi, Gustavo, Muhammed) son 20 dakikada alana sürdü. Süratli başlayan oyun, antrenman maçı havasında sona erdi. Pereira’ya bir soru sorup yazıyı noktalayalım. Gençlere bu maçta baht vermek yasak mı? Muhammed son 10 dakikada oyuna girdi, Arda kulübede dondu kaldı. Vardır Pereira’nın bir bildiği değil mi!

KANATBEKSİZ OLMUYOR – ALİ ECE (FANATİK)

Vitor Perreira farklı bir dizilişle farklı bir oyun anlayışı oturtmak istese de bir yandan daima rotasyon yapmak zorunda olması yahut rotasyon yapmayı tercih etmesi nedeniyle hedeflediği oyunu istikrarlı olarak oynatamıyor. Dün devrenin sonlarına kadar hem hamle hem de savunmada dağınık, yanlışsız yerleşemeyen, savunmadan hamleye sağlıklı geçemediği üzere ataktan savunmaya da düzgün geçemeyen bir Fenerbahçe vardı. Birinci yarıda Frankfurt 15 defa Fenerbahçe ceza alanı içinde topla buluşurken, Fenerbahçe yalnızca 3 kere ceza alanı içinde topla buluşabildi. Neyse ki Fenerbahçe’nin birinci yarıdaki birinci isabetli şutu gol oldu da, soyunma odasına beraberlikle gidildi.

ÇIKACAK GÜCÜ VARDI

İkinci yarı daha istikrarlı bir oyun oynansa da Fenerbahçe’de gerçek bir kanatbekinin eksikliği hissedildi. Ferdi ve Osayi, kanatbekine sonradan dönüştürülmüş oyuncular ve bilhassa Fenerbahçe maç boyunca Ferdi’nin eksikliğini çok hissetti. Rakipte ise bu diziliş için biçilmiş Kostiç vardı. Tahminen Kadıköy’de mesleğinin en iyi 10 maçından birisini oynamadı ancak mevkisel rol olarak tam da Fenerbahçe’nin gereksinimi olan bir oyuncu profili Kostiç. Fenerbahçe’ye Konferans Ligi’nde muvaffakiyetler. Fenerbahçe’nin tahminen Perreira’nın argüman ettiği üzere UEFA şampiyonu olacak kadar güçlü bir grubu yok lakin bu kümeden çıkabilecek güçte bir kadrosu da vardı!

TEHLİKE KAPIDA! – GÜRCAN BİLGİÇ (SABAH)

Yenilse bile Fenerbahçe’nin kümedeki konumunu değiştirmeyecek bir maçtı. En kritik lig virajında orta sahayı gençlerle oynamayan teknik adam bu defa o denli yapmadı. Ne yaptı; tekrar “beşli” oynadı. Ne oldu; tekrar rakip kaleye gidemedi. Neden gidemedi; zira topu rakibe verdi. Süratli hamle yaptı mı; enteresandır, kontratak oynayıp da, kontratak yapamayan bir ekip vardı. Pekala “Beşli”de ısrarı neden; inat yapıyor muhtemelen. Rizespor’u yendi ya, daima o denli olacağını sanıyor. Halbuki skor sistemden değil, oyuncularının hünerinden kaynaklandı. Pekala, neden tehlike kapıda? İşte kritik nokta burası… O denli yahut bu türlü; Fenerbahçe başkan Trabzonspor’un 12 puan gerisinde ve onu tehdit eden tek grup. Son dört haftayı kayıpsız geçmesi halinde, puan farkını kapaması mümkün.

“YETERSİZİ” VAZİFEYE GETİRENLER’

Fakat yaşananlardan ders almayan, yetersiz olan, önceliğini gol yememek yapan bir teknik adamı var. Önlemli olmak iyi değil mi? Duruma nazaran. Şayet elinde Sosa, Gustavo, Mesut, İrfan Can üzere orta alanlar varsa, topa hükmedersin. Bu da peşinden pas oyununu getirir. Sonuçta oyuna sen karar verirsin. Bugünkü seçimde, topun gerisinden koşuyor oyuncuların. Yani; karar rakibin, sen fırsat bekliyorsun. Bu akıl ile Gaziantep’e gidersen, tekrar elin boş döneceksin, tahminen de döneme mal olabilecek fırsattan olacaksın.Ne yapmak gerekiyor? Fenerbahçe’yi biz yönetmiyoruz. Kararı, “yetersizi” misyona getirenler verecekler. Son virajdalar, fırsatları kaçırıyorlar. İyi bir ekip kurdular, bozuk para üzere harcanmasını seyrediyorlar. Demek ki; bu işten bu kadar anlıyorlar…Dün geceki maçın 15’er dakikalık sayılarını incelesinler, Pereira’yı neden “yetersiz” bulduğumuzu anlarlar. Şu bir gerçek; Fenerbahçe yönetilmiyor, savruluyor.

BURADA ORANLAR ÇOK DAHA YÜKSEK