İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Ercan Gün, Muharrem Demirkale, Okan Şimşek ve Veysal Şahin ile öteki hatadan tutuklu sanıklar Hamza Celepoğlu, Mehmet Uçar, Ali Poyraz, Osman Gülbel, Yavuz Karakakaya, Tamer Bülent Demirel bulundukları cezaevlerinden Ses ve İmaj Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

Eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay’ın da ortalarında bulunduğu 16 tutuksuz sanık ile müdahil Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu da duruşmada hazır bulundu.

Duruşmada, daha evvel şahit olarak dinlenilmesine karar verilen Kezban Demirdelen ile Hüseyin Çal’ın sözleri alındı.

Orta kararını açıklayan mahkeme heyeti, daha evvel bu duruşmada karar verileceğinin açıklandığını lakin belgeye bakan üye yargıçlardan birinin kalp ameliyatı geçirdiğini belirtti.

Heyet, hakimin sıhhat raporu alması nedeniyle kararı açıklamak üzere duruşmayı 26 Mart’a erteledi.

ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA

Duruşma öncesi Hrant’ın arkadaşları adliye önünde basın açıklaması yaptı.

Küme ismine konuşan Bülent Aydın, Hrant Dink cinayeti davasının 2007’den bu yana 14 yıldır sürdüğünü belirterek, cinayete ait evvel tetikçilerin yargılandığı etabın kararını arkadaşlarıyla birlikte dinlediklerini ve o davanın skandal bir kararla sonuçlandığını söyledi.

Tetikçilerin yargılandığı davaya ait kararın daha sonra bozulduğunu, 10 yıl süren adalet çabasının sonucunda davanın 2016’da tekrar başladığını anlatan Aydın, “Bugün biten dava işte bu dava. Türkiye’de bugüne kadar bu kadar çok kamu görevlisinin yargılandığı bir siyasi cinayet davası olmadı. Hrant Dink cinayetine ait bütün konuların aydınlandığı ve bu cinayete katılan bütün tarafların hakikaten yargılandığı bir basamağın sonucunda ‘Acaba adalete ne kadar yaklaştık?’ derseniz, şimdi Hrant Dink için adalete ulaşamadık.” diye konuştu.

Dink cinayetinin yıllarca süren bir hazırlık etabından sonra gerçekleştirildiğini söz eden Aydın, şunları lisana getirdi:

“Hrant Dink, gaye haline getirilerek, sonra temelsiz davalardan yargılanarak mahkum edilerek, tehdit edilerek ve peş peşe işleyen organize bir sürecin sonunda adeta tetikçilerin önüne atılarak, öldürülmesi mümkün kılınarak, evvelden bütün detaylarıyla bilinen hazırlık sürecinden sonra öldürüldü. Maalesef cinayet öncesi sürece ait büyük eksiklikler var. O etaba ait hiçbir sanık bu davada yargılanmadı. Tekrar Hrant Dink ailesinin avukatlarının ısrarlı hukuk eforlarına karşın, bu cinayetle ilgili çok sayıda kamu vazifelisi hakkında soruşturma açılmadı. İhlal davası Anayasa Mahkemesinde görüldü ve ‘Önce mahkeme basamağının sona ermesi gerekir.’ üzere tartışılacak bir kararla reddedildi, önümüzdeki etaplarda bu davanın farklı devirleriyle biz yine yüz yüze olacağız.”

Bülent Aydın, Dink cinayetine ait adalet uğraşının bu davayla bitmeyeceğini kaydederek, şunları söyledi:

 “Aksine bu kararla birlikte adalet çabası yeni bir basamağa geçmiş olacak. O yüzden Beşiktaş’ta süren, tetikçilerin yargılandığı birinci duruşma bittiğinde söylediğimiz üzere, biz bugün bir kere daha buradan sesleniyoruz: ‘Biz bitti demeden bu dava bitmez.’ Adalet uğraşı bundan sonra da devam edecek. ‘Hrant için adalet için’ demeye devam edeceğiz. Bu cinayetten çabucak sonra, yüzbinlerce kişilik kalabalıkla Hrant Dink’in gerisinde yürürken söylediğimiz üzere bu cinayetin üstündeki karanlık perde kalkana, bu cinayetin tüm ortakları hakikaten yargılanana ve hak ettikleri cezayı bulana kadar hepimiz ‘Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz’ demeye devam edeceğiz.”

Aydın’ın açıklamasının akabinde iştirakçiler, “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz” ve “Biz bitti demeden bu dava bitmez” halinde slogan attıktan sonra duruşmayı takip etmek üzere adliyeye girdi.