Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları; Bilidniği üzere geçtiğimiz hafta 3 ülkeyi kapsayan ve toplamda 5 devlet lideri ile bir ortaya geldiğimiz hayli verimli Afrika seyahati gerçekleştirdik. Şu konunun altını özellikle çizmek istiyorum; En çok kıymet verdiğimiz ve en çok emek harcadığımız mevzulardan biri Afrika kıtasıyla bağlarımızı geliştirmekti. 30 Afrika ülkesine 50 seyahat gerçekleştirdik. Türkiye’nin Afrika’ya bakışı Batı ülkelerinden farklıdır. Kıtaya insan merkezli yaklaştığımızı muhataplarımız görüyor. Afrika kıtasını pazar değil ortak gören bir yaklaşımla iş birliği köprüleri kuruyoruz. Son seyahatimizde her 3 ülkede toplam 18 ekonomik ve kültürel muahede imzalandı. Türkiye’nin Afrika’da attığı her adım, kıtayı kendi art bahçeleri olarak gören eski sömürgecileri rahatsız ediyor. Kimse kusura bakmasın. Afrikalı dostlarımızla ortak bir gelecek inşa etmeyi, hasebiyle sömürgecilere rahatsızlık vermeyi sürdüreceğiz.

Diplomasiden güvenliğe geniş bir yelpazede ülkemizi güçlü tutmak için canla başla uğraş ediyoruz. Türkiye diye bir devletin bırakınız sahip olduğu gücü, varlığına bile tahammülü olmayanlar bugün de boş durmuyor. Geçmişte ülkemizi istedikleri üzere şekillendirebilenler Türkiye kendi duruşunu sergileyince paniğe kapıldı.

10 BÜYÜKELÇİNİN AÇIKLAMASI

Son periyotta birtakım büyükelçiler tarafından yapılan hadsiz açıklamayı tıpkı çerçevede kıymetlendiriyoruz. Bu açıklama direkt ülkemizin yargısını ve egemenlik haklarını amaç almıştır. Türk yargısı kimseden talimat almaz kimsenin buyruğuna girmez. Bu açıklama rastgele bir kişi ve mevzuyu değil, direkt ülkemizin yargısını ve egemenlik haklarını maksat almıştır. Türkiye’nin nezaketini zaaf görerek eski alışkanlıklarına yönelenler, yaptıkları yanlışı kabul etmedikleri sürece hak ettikleri yanıtı alacaklardır. Bağımsız ve tarafsız yargımızla, yargı mensuplarımıza yönelik bu saygısızlığa gereken karşılığı vermek devletin başı olarak herkesten evvel bizim misyonumuzdur.Kendi yasama ve yürütme organlarımızın bile anayasa gereği işine karışamadığı yargımızı, bir küme büyükelçinin sigaya çekmesine tahammül edemeyiz. Ülkemizin bağımsızlığına ve milletimizin hassasiyetlerine hürmet duymayan hiç kimse, sıfatı ne olursa olsun, bu ülkede barınamaz. Dünyada birçok acılar yaşanır, adaletsizler sergilenirken Türkiye’yi lisanlarına dolayanların hedeflerinin hak hukuk takibi olduğuna kimse bizi inandıramaz. Bugün büyükelçiliklerden yapılan açıklamayla yanlışlıklarından geri dönülmüştür. Bizim niyetimiz asla kriz çıkarmak değildir. Ülkemizin hakkını, hukukunu, onurunu çıkarlarını ve egemenlik haklarını korumaktır. Bugün birebir büyükelçilikler tarafından yapılan yeni bir açıklamayla yargımıza ve ülkemize yönelik bühtandan geri dönülmüştür. Viyana Mukavelesi’nin 41.maddesine bağlılıklarını söz eden bu büyükeçilerin artık beyanlarında daha dikkatli olacaklarına inanıyoruz.

Ülkemizin izlediği iktisat siyasetinin sebebini ve emelini hala anlamamış olanlar dönüp Ulusal Çaba’ya, Türkiye’nin 70 yıllık çok partili siyasi hayatında yaşadıklarına, bilhassa de son 8 yılına bakmalıdır. Türkiye’de yaşanan hiçbir hadise rastgele yaşanmaz, hiçbir karar tesadüfen alınmaz, hiçbir aksiyon bilinçsiz yapılmaz. Biz ne yaptığımızı da ne için yaptığımızı da bunun sonucunda nelerin ortaya çıkacağını da pek iyi biliyoruz. Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak neredeyse 20 yıldır dünyada birlikte çalışmadığımız başkan art planına vakıf olmadığımız hadise kalmadı. Biz bugüne kadar yalnızca eser ve hizmet siyaseti yaptık. Milletimizin her ferdini kucakladığımız hizmetlerimizle 2023 vizyonumuz için gereken temeli attık.

Milletimizle birlikte diplomasinin de iktisadın de siyasetinin de lisanını çözeli çok oldu. Ya bu ülkenin bağımsızlığını, vakarını, büyüklüğünü kabul edeceksiniz ya da içinde çırpındığınız kibir ve nefret çukurunda debelenmeye devam edeceksiniz.

Büyük vizyonlara ve amaçlara odaklanırken gözümüzün önündeki sorunlara sırtımızı dönmüyoruz. Global kriz ile ülkemize yönelik taarruzların tıpkı devirde tepe yapmış olmasıdır. Türkiye bu fiyat artışlarını halkına en az yansıtan ülkelerin başında geliyor. Yaşanan fiyat artışları ve öbür sorunlarının insanlarımızı bunaltmaması için gereken önlemleri alıyoruz. Kamu emekçi ve memurlarının fiyatlarında yaptığımız artışlarda da bu durumu dikkate alarak çıtayı bir epey yüksek tuttuk. Toplumsal yardım sistemimizi faal halde işleterek vatandaşlarımızı sahipsiz bırakmıyoruz. Önümüzdeki periyotta atacağımız ek adımlarımız olacak. Fırsatçılık yapanlara göz açtırmayacağız.

Bu hafta sonu Roma’da yapılacak G-20 önderler tepesinde hem gündemdeki mevzularla ilgili ülkemizin görüşlerini lisana getirecek ve önümüzdeki fırsatları değerlendirmeye yönelik fırsatlarda bulunacağız. Ülkemizin global sistemdeki kelam hakkını güçlendirmek için gereken her adımı attık, atıyoruz.  Salgın devrinde fedakarlık yapan vatandaşlarımızın üzerlerine daha fazla yük binmemesi için gereken önlemleri almakta kararlıyız.

Ülkemizin 58 vilayetindeki 1585 cemevi ziyaret edilerek hazırlanan kapsamlı çalışmayı da görüştük. 

Salgın tehdidi büsbütün ortadan kalkana kadar önlemlere riayet etmemiz gerektiğini bir defa daha söylemek istiyorum. İkinci ve üçüncü doz aşılarını bir an evvel olmalarını tekrar hatırlatıyoruz.