Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle; Buradan ülkemizin döt bir yanındaki imam hatipli kardeşlerime ien kalbi selamlarımı gönderiyorum. Gözünü ülkemize çevirmiş tüm mazlum ve mağdurlara selamlarımı gönderiyorum. 70. Yılında İmam Hatip Okulları ve Türkiye’de Din Eğitimi Memleketler arası Sempozyumu’nda sizlerle olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Sempozyumun başarılı geçmesini, imam hatip topluluğumuz, ülkemiz, milletimiz, tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Bugün 70 yaşında bir çınar olan imam hatipler birebir vakitte her adımı sabırla yürütülen kutlu bir gayretin sembolüdür. Kuruluşundan itibaren imam hatipler bu ülkede demokrasinin standardını gösteren bir mihenk taşı olmuştur. CHP zihniyeti, milletle, milletin kıymetleriyle hesaplaşmasını daima imam hatipler üzerinden yürütmüştür. Bu okulları hep bir tehdit olarak görmüştür. Kendisi de CHP mebusu olan Hamdullah Suphi Tanrıöver, 1947’de anlatıyor: “6 meclis hademesi yanıma geldi, gözleri yaşlı olarak 6 köyümüzde bir tek imam kaldı. Ölülere nöbet bekletiyoruz. Şayet bize imam ve hatip vermezseniz ölülerimizi köpek leşi üzere toprağa gömeceğiz dediler.

İstiklal Harbi’nde gencecik evlatlarınışehit veren bir ülkede 1950’ye vardığımızda durum buydu. Millet ölüsünü yıkayacak kimseyi bulamıyordu. Türkçe Ezan garabeti de insanımızın tahammül hudutlarını zorlayan bir hal almıştı. Menderes’in hayata geçirdiği birinci icraatı ezanın aslıyla okunmasıdır. Öteki hizmetleri ise imam hatip okullarının açılmasıdır. Devrin CHP bürokrasisi imam hatipleri açtırmamak için ayak diremeyi sürdürmüştür.

“İMAM HATİPLERİN FETRET PERİYODUNU BİTİRDİK”

12 Mart muhtırasında ortaokul kısımları kapatılarak, lise kırımları 4 yıla çıkarılmıştır. 1974’te ortaokul kısmı tekrar açılmış, okul sayısı 101’e çıkmıştır. İmam hatipler 28 Şubat periyodunda vesayetçilerin yine maksadı olmuş, katsayı zulmü ile de imam hatiplilerin üniversite hayallerine set çekilmiştir. Kendi evlatlarım da dahil imam hatipliler üniversite hayallerini ya ertelemek ya da yurtdışında gerçekleştirmek zorunda kalmıştır. İmam hatiplilerin fetret devranını biz sonlandırdık. İmam hatip mezunuyum fakat hiçbir vakit imam hatipçi olmadım. Bizim için tüm okullar emirlerinde olduğumuz okullardır. Hepsine elimizden gelen tüm takviyeleri de veriyoruz. Derdimiz şu, bu ülkede şayet bugün tabirimle bir dindar jenerasyon yetiştirelim uğraşı varsa bu hocalarımızın emekleriyledir. Bundan çok rahatsız olanlar yok mu? Var. Tam aksini savunanlar var. Varsın olsun, biz işimize bakacağız. Dinsiz kuşak olsun diyenler yok mu? Var. Ucube jenerasyon olsun diyenler yok mu? Var. Onlar işine bakacak, biz de işimize bakacağız. Farkımız bu. Bunun olması lazım. 

Bu kıssa, kılık kıyafeti sebebi ile üniversite kapılarında kalan gençlerimizin, katsayı zulmüne uğrayan öğrencilerimizin öyküsüdür. Fiyatını ödeyemediği için hastane morglarında cenazesi rehin alınan vatandaşlarımızın kıssasıdır. Eline kına yakarak gönderdiği askerin yemin merasimine alınmayan anaların öyküsüdür. Bu kıssa azgın azınlığın kışkırtmalarına karşın demokrasiden ayrılmayan sessiz çoğunluğun da hilkayesidir. Baskıya, zorbaya, siyasi şiddete maruz bırakıldık. Türkiye’nin iktidar partisini uyduruk gazete küpürleri üzerinden kapatmaya kalktılar. Taşeron haline getirdikleri eli kanlı yapıları üstümüze salarak Türkiye’yi kaosa sürüklemek istediler. Caminin içine ayyaşları doldurarak bira kutularını camilerimizin halılarının üzerine sere serpe göndererek Taksim’e gezicilerle yürümek suretiyle çılgınlıkların en alçakçasını yaptılar. 17/25 Aralık’ta legal hükümeti devirmeye çalıştılar. Bu taarruzların tamamını püskürttük.

Türkiye’yi kaosa ve istikrarsızlığa sürüklemek istediler. Sokaklarımızı kana bulamaya kalktılar. Hiçbirine müsaade vermedik. 

28 Şubat devrinde kapısına kilit vurarak istenen bu okullar günümüzde en çok tercih edilenler ortasına girdi. Bir milyon 415 bin kişi imam hatiplerde okuyor. Birileri bu okullarımızı karalamaya çalışsa da milletimizin ilgilsine ket vuramıyor, bu okulların şöhreti sonlarımızın ötesine geçmeye başladı