İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında görülen duruşmaya tutuklu sanık Adnan Oktar’ın da ortalarında bulunduğu çok sayıda tutuklu ve tutuksuz sanık katıldı. Duruşmada taraf avukatları da yer aldı.

CİNSEL İSTİSMAR TEZLERİ KENT MASALI

Mütalaaya karşı savunma yapan Adnan Oktar, İslam ahlakının ahlakın hası olduğunu, ahlakını İslam’a nazaran savunduğunu söyleyerek “Lüks ve zenginlik bildirim metodudur zira Müslümanları yoksul, zavallı görürler lakin bizim anlattığımız İslam herkesin seveceği İslam. Cinsellikle ilgili ithamlar o kadar aşikâr ki. Cinsel bir ilgi varsa tespit edilir, benim elim diğer birinin eline değse çabucak anlaşılır. Nefesim bile üstüne gitse genetikten anlaşılır. Bunlar çizgi romanla, öyküyle olmaz, bilimle olur. Bu türlü tespitler yapılmamış, kent masalı” dedi.

HİYERARŞİ YOK SAMİMİ ARKADAŞ TOPLULUĞU VAR

Örgütün hiyerarşik yapısı olduğuyla ilgili tezlerle ilgili konuşan Oktar, “Benim vaktim yok, niçin bu türlü bir şeyle uğraşayım. Bu türlü bir şeyi kimse yapmaz demiyorum lakin ben yapmam. Bu türlü bir şeyi yapacağıma eğlenirim, hiç karışmam bu türlü şeylere. Hiyerarşi diye bir şey yok, samimi bir arkadaş topluluğu var. Arkadaşlarımın da hepsi varlıklı, bu paralarla ilgili tezler palavra. Kara para ak parayla işimiz olmaz” diye konuştu.

BULUNDUĞUM ORTAMDA HERKES GÜLMEKTEN YERE YATAR

Küçük kızların yanına geldiğini, kendisinin aileleriyle görüştüğünü öne süren Oktar, “O periyot ben toplumsal aralığa uyardım, etraftan iftira atılabilirdi. Dikkat ettim bu mevzuya, her vakit da yararını gördüm” dedi. Oktar, arkadaş kümesi içinde kimseye baskı kurmadığını öne sürerek “Benim bulunduğum ortamda herkes gülmekten yere yatar. Beni ürkütücü korkutucu gösterirler, berbat konuşmalardan anlamam. Kaygı ve dehşet beni sıkar, asla buna müsaade etmem. “ formunda konuştu.

2053 YILINDA MEHDİ GELECEK

Mehdi olmadığını lakin Mehdi’nin beklendiğini söyleyen Oktar, “Mehdi çıkacak 2053 üzere falan Allah’ın müsaadesiyle bu mevzu tamamlanacak. Benim bu türlü bir tezim yok. Arkadaşlarım da esasen bu türlü bir şeye inanmazlar çok zeki kişiler” dedi.

FETÖ, BİZİM CAN DÜŞMANIMIZ

FETÖ ile ortalarında rastgele bir bağ olmadığını lisana getiren Oktar, şöyle konuştu: “FETÖ gözü dönmüş bir sistem. Adamın başı hasta, bunlar manyak. Halkı tankla falan ezdiler. Ben bunları daha evvel anladım. Hem homoseksüelliği hem bölünmeyi savunuyorlardı. Bunlar bizim can düşmanımız, nasıl biz dost olalım? FETÖ başarılı olsaydı benim vücudumu yok ederdi. 15 Temmuz gecesi sabaha kadar yayın yaptım, hükümetten yana oldum. Aslanlar üzere göğsümü gere gere silahlı askerlerin ortasından geçtim”

İSLAM BİRLİĞİ KURULDUĞUNDA SİYONOZİM KURULMUŞ OLACAK

Oktar üzerine isnat edilen casusluk suçlamasıyla ilgili olarak şöyle dedi:

“İsrail’le niçin görüştük zira İslam aleminin en geçindiği yerdir. Ben şöyle düşünürüm Yahudilerin beklediği kişi ile Müslümanların beklediği kişi birebirdir. İslam Birliği kurulduğunda siyonizm kurulmuş olacak ve İsrail de bize katılarak, siyonizme katılmış olacak.  Böylelikle bu büyük fitneyi kökünden çözecek bir açıklama yaptım ve İsrail de bunu kabul etti.  Hasebiyle Siyonizm İslam Alemi’nin birliğidir. Varsa yanlış bir yorum düzeltin lakin yanlış olduğunu düşünmüyorum. Vatikan’la da konuştum. İsrail’den yaşlı din adamları geldi, onlara anlattım mevzuyu çok makul gördüler, takdir ettiler. Sevgiye yönelik olduğu için”

BİNE YAKIN KIZ ARKADAŞIM VAR

Hiç kimsenin kıyafetine karışmadığını öne süren Oktar, “Benim bine yakın kız arkadaşım var. Kimsenin kıyafetine karışmam. Ben dekolteyi savunmasaydım gençlerde ayaklanma oluyor, o vakit kelamım geçmez. Genç kızlara dedim ki dekolteli, küçük etekli olanlar da namaz kılabilir. Milyonlarca genç kızı, bayanı İslam’a kazandırmış oldum. Bizim hedefimiz çok iyi niyetliydi. İslam’la dekolte çatışmaz, siz kafir değilsiniz bildirisini vermekti amaç” dedi.

Devlet, vatan, millet, bayram üzere kavramların kendisi için çok değerli olduğunu lisana getiren Oktar, “Devletim bana güvensin” dedi. Oktar’ın savunmasının alınmasının akabinde duruşma tutuklu sanık Aylin Atmaca’nın savunmasının alınmasıyla devam ediyor.

MÜTALAADAN

Adnan Oktar Silahlı Cürüm Örgütü’ne yönelik görülen davada 499 sayfalık mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, sanık Adnan Oktar’ın “Suç işlemek emeliyle örgüt kurmak ve yönetmek”, “Birden fazla bireyle birlikte ve silahla  cinsel saldırı”, “Birden fazla bireyle birlikte cebir ve tehdit ile  çocuğun cinsel istismarı”, “Suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak silahla tehdite azmettirme”, “Örgüt gaye ve faaliyetleri doğrultusunda şahsî bilgilerin kaydedilmesi”, “Kişisel bilgilerin kaydedilmesi”, “Kendisini savunmayacak durumda birine karşı silahla cebir ve şiddet kullanarak kişiyi hürriyetin mahrum kılma”, “Cebir ve şiddet kullanarak kişiyi hürriyetin mahrum kılma”, “Örgütün korkutucu gücünden yararlanarak eğitim ve tahsil hakkının engellenmesi”, “Eziyet”, “Siyasal ve askeri casusluk hatasına teşebbüs”, “Özel dokümanda sahtecilik”, “Resmî belgeyi bozmak, yok etmek yahut gizlemek”, “Nitelikli dolandırıcılık”, “Kaçakçılık” hatalarından 150 yıldan 1365 yıla kadar mahpus cezasıyla cezalandırılması istemişti.

Mütalaada Örgüt yöneticisi pozisyonunda bulunan Alev Babuna, Ulviye Didem Ürer, Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna, Yeliz Kabahati, Sinem Hacer Tezyapar, Aylin Atmaca ve Merve Büyükbayrak’ın da ortalarında bulunduğu 13 sanığın “Silahlı örgüt yöneticisi olmak” hatasından 5’er yıldan 12’şer yıla kadar mahpus cezasıyla cezalandırılmaları, ayrıyeten sanıkların örgüt faaliyetleri kapsamında işlenen tüm cürümlerden cezalandırılmaları talep edilmişti.

Sanık Tarkan Yavaş’ın “Birden fazla bireyle birlikte ve silahla cinsel saldırı”, “Birden fazla bireyle birlikte cebir ve tehdit ile çocuğun cinsel istismarı”, “Resmi dokümanın düzenlenmesinde palavra beyan” ve “Gerçeğe ters bildirimde bulunma” kabahatlerinden 239 yıla kadar mahpus cezasıyla cezalandırılması istenmişti.

Mütalaada 222 sanığın da “Örgüt üyeliği” yahut “Örgüte üye olmamakla birlikte yardım” hatalarından cezalandırılması talep edilmişti.