Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Prof.Dr. Serhat Yalçın, “Burun etrafındaki kemiklerin içerisinde yer alan hava boşluklarına sinüs denir. Paranazal sinüsler; burun boşluğuna açılan içleri havayla dolu kemik boşlukları olduğundan,bu boşluklar bir mukoza ile örtülüdür ve burada bulunan bezlerin salgıları burun boşluğuna boşalır.

Azı dişlerinin yakınındaki bu boşlukların vazifesi, sesin oluşumunu yani sesin rezonansını sağlamakken ayrıyeten kafatasının ön kısmındaki kemiklerin yüklerini azaltarak dengeyi de sağlar.

Maksiller sinüs boşluklarının aşağıya yanlışsız sarkması sonucunda kemik hacminde birtakım kayıplar oluşur. Bu kayıplar doğal bir süreç olarak görülse de implant tedavisi kelam konusu olduğunda sorun teşkil ederler.

Sinüsler 4’e ayrılırlar. Bunlar;

-Yanak sinüsleri (maksiller sinüsler),

-Alın sinüsleri (frontal sinüsler),

-Gözler ortasındaki önde ve artta yer alan sinüsler (ön ve art etmoid sinüsler)

-Kafa içi sinüsler (sfenoid sinüsler) olmak üzere gruplanırlar.

Sinüsler, küçük kanallarla burun içine açılırlar” diyerek sinüsü ve özelliklerini tanımladı. 

Sinüs lifting, implant tedavisi uygulamak için yapılıyor

Çene Cerrahisi Uzmanı Prof.Dr. Serhat Yalçın, “Üst çene ve azı dişlerimizin üstünde yer alan maksiller sinüs dediğimiz anatomik boşluklar vardır. Bu boşluklar ekseriyetle diş kayıpları nedeniyle aşağıya yanlışsız sarkarak kemik hacminde kayıplara sebep olur. Adeta sinüsler sağlam kemiği eriterek sinüs tabanında oluşan çöküklük, implantın başarılı bir biçimde entegre edilmesi için gerekli olan kemik yüksekliğini azaltabilir. 

Sinüs greftleme süreci, aşağı gerçek sarkmış olan sinüs boşluklarının doldurulması sonucunda, diş kaybı olan bölgelere implant tedavisi uygulayabilmek için kullanılır. Bu süreç, kemik içerisine tam olarak yerleşmesi hedeflenen implantın uzunluğu ve genişliği için kâfi hacmin yaratılmasını sağlar. Sinüs lifting uygulamadan evvel, tabip tarafından hastanın genel durumu gözden geçirilir” yorumunu yaptı. 

Çene cerrahı tarafından lokal anestezi altında yapılır

İşin uzmanı olan çene cerrahı tarafından, sinüs lifting uygulaması yapılacak bölgenin belirlendiğini söyleyen Prof.Dr. Serhat Yalçın, “Sinüs lifting (sinüs yükseltme, kaldırma) süreci genel olarak lokal anestezi altında, alanında uzman çene cerrahı koltuğunda yapılan cerrahi bir müdahaledir.

Sinüs bölgesi gerekli düzeyde kaldırılarak, o bölge ağız içerisinden açılan küçük bir pencere  aracılığı ile ulaşılabilir hale getirilmektedir. Sinüsün içini kaplayan sinüs membranında istenilen oranda yükselmenin sağlanmasından sonra meydana getirilen boşluğa kemik tozu ile greftleme süreci yapılarak dikiş atılır ve bölgenin kapatılması sağlanır.

Lokal anestezi eşliğinde yapılan sinüs lifting, ortalama 15-20 dakika kadar sürer. Sinüs lifting operasyonlarında farklı iki formül kullanılır:

1) Lateral (Açık) Usul

Bu prosedür, 4 mm’nin üzerinde kemik hacmi bulunmayan hastalarda tercih edilir. İmplant uygulamasının yapılabilmesi için kemik dokunun kâfi yoğunluğa ulaşması beklenir. Çoklukla 6 aylık bir iyileşme mühletinden sonra buraya konulan kemik greftinin üstüne implant yapılabilir.

2) İnternal (Kapalı) Usul

Kapalı usul ise hasta mevcut durumda en az 4 mm kemik hacmine sahipse tercih edilir. Bu süreçte sinüs tabanı özel aletlerle üst gerçek itilerek implant için kâfi boşluk oluşturulur. Daha sonra bu boşluğun kemikle dolması beklenir. Kapalı bir süreç olduğu için hastaların süreç sonrası çabucak hiç şikayeti olmaz. Daha az kemik grefti gerektirdiği için bekleme mühleti de yanlışsız orantılı olarak azalır.

Tekrar altını çizmek isterim ki milimetrik hesaplarla sürdürülen ve yüksek ölçüde hassas bir süreç olan sinüs kaldırma (sinüs lifting), bu hususta tecrübe sahibi uzman bir çene cerrahı tarafından yapılmalıdır. Sinüs yükseltme süreçlerinin artık bilimsel olarak da başarısı kanıtlanmıştır. Bu süreçler yüksek oranda başarılı sonuçlar doğuran işlemlerdir” kelamlarını kaydetti. 

Sinüs lifting teknikleri hangi durumlarda yapılmaz?

Yalçın, “Her cerrahi müdahalede olduğu üzere sinüs lifting sürecinin de kontrendikasyonları (yapılmaması gereken durumlar) vardır. Bunlar genel ve lokal kontrendikasyonlar olarak ikiye ayrılır. 

Genel kontrendikasyonlar:

– Maksiller bölgeye radyoterapi uygulanmış olması

– Sepsis

– Denetim altında bulunmayan sistemik hastalıklar

– Çok tütün kullanımı

– Çok alkol yahut husus tüketimi

– Ruhsal sorunlar 

Lokal kontrendikasyonlar:

– Maksiller sinüs enfeksiyonları ve patolojik lezyonlar

– Kronik sinüzit

– Alveolar skar mümkünlüğü (önceki operasyon prosedürüne bağlı)

– Odontojenik enfeksiyonlar

– Ağır alerjik rinit” dedi.