10 bireyden 6’sı için bilim eskiye oranla daha değerli

Direnme gücünü ailemizden ve maneviyattan alıyoruz. Birey olarak kendi kıymetimizi daha fazla fark ettiğimiz bir devir, bunun yanında gerek uzaktan eğitim tesiri ile gerekse kendi tercihlerimiz ile çocuklarımıza daha fazla vakit ayırıyoruz. Ülkemizde esasen çok değerli olan din kavramı bu periyotta her iki şahıstan biri için daha da kıymetli oldu, her on bireyden dördü ibadete daha fazla vakit ayırdığını belirtiyor.

Bu güç ile direnmeye devam ederken birebir vakitte salgının sonunu bilimsel çalışmaların getireceğini de biliyoruz ve her on bireyden altısı için bilim eskisine kıyasla daha değerli hale geldi.

Toplumun yarısından fazlası salgının kendisi ve ailesi için önemli bir tehlike olduğunu düşünüyor, halbuki ki bu oran haziran başında %40’lara kadar düşmüştü. Günlük hasta sayısının mayıs ayındaki hadise sayısına denk olduğu bir devirden geçiyoruz, her ne kadar bir müddettir olay sayıları açıklanmıyor olsa da en azından mayıs ayından daha fazla olduğunu varsayım etmek sıkıntı değil. Tüm bu gidişat içinde son bir haftada karamsarlığa kapılanların sayısının daha iyimser olanların yaklaşık 1.5 katı olduğunu söyleyebiliriz.

Son 1 haftayı daha iyimser mi yoksa daha karamsar mi geçirdik?

Salgınla birlikte toplumsal ruh halinin daha da olumsuz bir tarafa evrildiğini gözlemliyoruz. Vatandaşlar günlük hayatlarında telaşlı, yorgun ve bıkkın hissediyor. Gerek iktisadın gidişatı gerekse salgının ne vakit sona ereceğine dair belirsizlik bu olumsuz ruh halini daha çok tetikliyor. Bireylere son 1 hafta içinde salgının ülkemiz için tesirleri konusunda daha iyimser mi karamsar mi hissettiklerini sorduğumuzda yarıya yakını (%46) hislerinde rastgele bir değişim olmadığını belirtti. Salgının ülkeye tesiri konusunda daha karamsar hissedenlerin oranı (%33) ise daha iyimser hissedenlere (%21) kıyasla yüksek. Karamsarlık üst ve orta sosyo-ekonomik sınıfta (SES) daha yaygın.

Soru: Son 1 haftayı düşündüğünüzde, koronavirüs salgınının ülkemiz üzerindeki genel tesirleri hakkında daha iyimser mi daha karamsar mi hissediyorsunuz yoksa hisleriniz tıpkı mı kaldı?

Virüsü kendimiz yahut ailemiz için ne kadar tehlike görüyoruz?

Araştırmanın birinci devrinden itibaren vatandaşların kendileri yahut aileleri için salgını ne kadar tehlikeli gördüklerini takip ediyoruz. Birinci devirde salgının kendileri yahut aileleri için çok tehlikeli olduğunu düşünenlerin oranı %37 seviyesindeyken, eylül ayında %60 düzeyine kadar çıktı. Son devirde ise benzeri biçimde önemli tehlikeli bulanların oranı %56 düzeyinde oldu.

Bu tehlike algısı ise bireylerin demografik kimliklerinden çok salgına yakalanma yahut iyileşme riskleri ile yanlışsız orantılı. Örneğin, “Salgına yakalanacağımı zannetmiyorum” diyenler ortasında virüsü kendileri için önemli tehlikeli görenlerin oranı %51 iken bu bu söze katılmayanlarda önemli tehlike algısı daha yüksek (%66). Emsal halde, “Virüse yakalansam bile kolay atlatacağımı düşünüyorum” sözüne katılanların yarısı (%48) virüsü kendileri yahut aileleri için önemli tehlikeli olarak tanımlıyor. Bu söze katılmayanlarda ise önemli tehlike algısı %66 düzeyine çıkıyor.

Soru: Sizce koronavirüs siz yahut ailenizden biri için ne kadar bir tehlike oluşturuyor? Önemli bir tehlike oluşturuyor/Kısmen bir tehlike oluşturuyor/Pek bir tehlike oluşturmuyor/Hiçbir tehlike oluşturmuyor.

SALGININ HAYATA BAKIŞ AÇISINA TESİRİ

Salgının birçok bahiste tavır ve davranışlarımızı direkt etkilediği aşikar. Ferdi yahut toplumsal kıymetlerimiz üzerindeki tesirlerini ise bugünden yorumlamak daha güç. Bizim bu soruyu direkt bireylere sorduğumuzda aldığımız yanıtlar bugünün hissiyatıyla verilmiş olabilir. Pahaların salgın üzere çok büyük toplumsal hadiseler karşısında ne kadar değişime uğrayacağını önümüzdeki periyot gösterecek. O nedenle bu grafikteki veriyi daha ihtiyatlı yorumlamak gerektiğini düşünüyoruz.

26. periyot çalışmamızda koronavirüs salgınının çeşitli bahislere bakış açısına olan tesirini sorguladık. Buna nazaran, salgınla bir arada her 10 bireyden 7’si “kendisi”, 6’sı “bilim”, 5’i ise “din” konusuna daha fazla değer/önem verdiğini belirtiyor. Salgının ve bu süreçte zorunluluktan kaynaklı meskene çekilmenin tesiriyle bireylerde kendisi hakkında daha fazla düşünme, kendi sıhhatine daha fazla kıymet verme, anı yaşamaya daha kıymet verme üzere eğilimleri gözlemliyoruz. Bilim ise salgından kurtulmamız için tek yol olarak bize iyi haber vermesini beklediğimiz bir alana dönüştü. Bilime duyduğumuz gereksinim daha ortaya çıktı. Din ise toplumun yarısı için tüm bu şiddetli süreçte tahminen daha fazla maneviyat gereksiniminden dolayı tahminen de insanın tek başına her şeye yetemediği kanısının güçlenmesiyle birlikte daha fazla kıymetli hale gelmiş gözüküyor.

Soru: Koronavirüs salgınının, aşağıdaki hususlara bakış açınıza olan tesirini hangisi en iyi açıklar? Lütfen size en uygun olan seçeneğini işaretleyin.