Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, son günlerde KOVİD-19’un İngiltere’de mutasyona uğradığı telaffuzlarına ait kıymetli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Akkoyunlu, yaklaşık 14 bin ila 16 bin ortasında koronavirüs üzerinde mutasyon bulunduğuna dikkat çekerek “Geçtiğimiz hafta İngiltere’de bir mutasyondan bahsedildi. Aslında biz mutasyon haberlerine alışığızdır. Lakin bu haber başkalarından farklıydı. Zira bu mutasyonun virüsün genetik kodunun kodlandığı yerdeydi. Özcesi bu mutasyon spike proteinin ACE-2 reseptörüne bağlanma bölgesinde gerçekleşti. Bu nedenle bütün dünya diken üstünde. Türkiye’nin de dahil oluğu birçok ülke İngiltere’ye yahut İngiltere’den bulaşmış olan Güney Afrika üzere ülkelere karşı uçuş yasakları getirdi” diye konuştu.

“2 İSTİKAMETLİ TEHDİDİ BULUNUYOR”

Prof. Dr. Akkoyunlu, bu durumun 2 istikametli tehdit oluşturduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“İlk olarak bu mutasyonla bir arada virüsün hücreye bağlanması çok süratli bir formda arttı. Lakin daha süratli bağlanması virüsün daha süratli yayılacağı manasına gelmiyor. Zira virüsün daha süratli yayılması için yalnızca hücreye bağlanması değil, daha uzun ömürlü ya da hücresel geçirgenliğin daha fazla olabilmesi üzere öbür faktörlerde gerekli. Lakin İngiltere’de koronavirüs salgınında izole edilenlerin yüzde 40’a yakınının bu yeni mutant virüse ilişkin olması muhtemelen virüsün gerçekten daha süratli yayıldığı konusunda tereddütleri artırmış durumda. İkinci tehdit ise mevcut Pfizer, Sputnik, Oxford aşısı üzere tam virüs içermeyen aşıların hedeflediği bölgelerdeki bir mutasyon olması. Bunun manası şu; virüs daha süratli yayılma potansiyeline sahip, tıpkı vakitte virüs var olan aşıların büyük bir kısmını boşa çıkarabilir.”

“VİRÜS İÇEREN AŞILAR MUTASYONDAN ETKİLENMEYEBİLİR”

Aşılarla ilgili değerlendirmede virüs içerikli ve içeriksiz olarak ikiye ayırmanın daha gerçek olduğunu söz eden Prof. Dr. Akkoyunlu, şu bilgileri verdi:

“Mutant virüs yalnızca spike proteinindeki bağlanma bölgesini hedefleyen aşılarda sorun çıkarma potansiyeline sahip. Lakin biz biliyoruz ki yalnızca spike proteininin o bölgesinde karşı bir bağışıklık oluşmuyor. Yani virüsün yüzünü olduğu üzere tanıyor. Örnek vermek gerekirse; sizin saçları, gözleri değiştirmeniz bu uyarılmış savunma sistemi hücrelerini kâfi halde etkinleştirmiyor. Başka yandan ise tam virüs aşılarında yani zayıflatılmış virüs yahut meyyit virüs aşılarında yalnızca spike proteinine değil, virüsün tamamına karşı bir algılama durumu var. Şayet sizin aşınız yalnızca yüz tanıma değil de tüm vücut tanıma vazifesi yapıyorsa yüzdeki ufak tefek değişiklikler bunu tanımayı engelleyecek boyutta olmayabilir. Bilhassa Çin aşısı da tam virüs aşısı olduğu için bu mutasyondan etkilenmeyebilir.”