Onkoloji alanında Türkiye’nin önde gelen isimlerinden biri olan Dr. Tayfun Hancılar’ın kaleme aldığı, Müptela Yayınları’ndan çıkan “Kanser Bitti Ya Şimdi” isimli kitap, kanser hastaları için başucu kitabı niteliğinde. Hancılar, kanserden sonraki hayatın nasıl yaşanması, nelere dikkat edilmesi, yaşanan kaygılarla nasıl başa çıkılması, nasıl beslenilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Radyasyon Onkoloji Kısım Lideri ve Başhekimi olan Dr. Hancılar tıpkı vakitte Küba Onkoloji Enstitüsü ile hastane ortasında imzalanan kurulda lider olarak misyon yapıyor.

Twitter’a yazıyor üzere…

Kanser tedavi evresinin çok değerli olduğunu ve bu periyotta hasta, hasta yakınları ve hekimin daima görüşerek irtibat halinde olduğunu söyleyen Dr. Hancılar, kitabında 32 yıllık deneyimini aktardığını söylüyor:

“Tedavi sonlanıp 3-4 ay sonraki denetimler başladığında hasta kendini yalnız hissediyor ve bir boşluğa düşmüş üzere oluyor. Uzun sürecek kanser tedavi sonrası bu periyotta dikkat edilmesi gereken çok değerli noktalar var ve akıllarda da birçok soru kalabiliyor. Bu süreci sade ve anlaşılır bir lisanla anlatmak ve bu bahiste 32 yıllık onkoloji meslek hayatımdaki birikimleri aktarmak istedim. Uzun ve sıkıcı bilimsel bilgiler yerine günlük hayatın pratiğine uygun, uygulanabilir tavsiyelerde bulundum. Aslında yazarken Twitter’da yazıyor üzere düşündüm kendimi.”

Hastalardan kanser tedavisi sonrasında en sık sorulan sorunun beslenme üzerine olduğunu lisana getiren Dr. Hancılar, kanser hastalarının dikkat etmesi gerekenlerle ilgili şu bilgilare paylaştı:

“Hastalar haklı olarak tedaviden sonra nasıl yaşamaları gerektiğini çok merak ediyorlar. Bu kitapta hastalarımıza uzun müddetli ve kolay uygulanabilecek birtakım yollar önermeye çalıştım. Beslenmeden spora, yogadan cinsel hayata kadar merak ettikleri her şeyi bu kitapta bulabilecekler. Benim hastalarıma verdiğim birinci tavsiye tedavi bittikten sonra kanserin bittiğini düşünmeye başlamalarıdır. Zira lafta kolay lakin gerçekte güç bir histir kanserin bittiğini kabul etmek. Kuşkular, endişeler uzun mühlet devam eder lakin kişi bu dertten uzaklaştıkça daha huzurlu ve keyifli olacaktır. O yüzden kitabın ismini ‘Kanser Bitti!’ koydum. Bence kitapta birçok tavsiye var ancak en kıymetlisi hastalarıma ‘Siz Polyanna değilsiniz, o yüzden kimseye de keyifli rolü oynamak zorunda değilsiniz’ dedim. Birtakım günler canınız sıkkın olabilir bazen ise çok keyifli olabilirsiniz. O gün ne hissediyorsanız onu yaşayın, hesap vermeyin.”

Her şey dozunda…

Kanser hastalarında, hastalığın nüksedebileceği dehşetinin çok yaygın olduğunu vurgulayan Dr. Hancılar, her şeyin dozunda yapılmasını öneriyor:

“Bu fikri uzaklaştırmak elbette zordur. Lakin kitapta da belirttiğim üzere hakikat bir tedavi gördüyseniz, denetimleri aksatmıyorsanız ve anlattığım hayat biçimine uyuyorsanız siz üstünüze düşeni yapmışsınız demektir. Bundan sonrasını hayatın akışına bırakmak gerekir. Bu hususla ilgili kitapta hakikaten çarpıcı bir anım var onu okuyunca aslında sorunun karşılığı ortaya çıkıyor. Beslenme, spor, kilo denetimi, vitamin kullanımı bunların hepsi çok kıymetli fakat hepsinin dozunda ve yanlışsız uygulanması gerekli. Hastalarımıza yanlışsız bilgileri aktarabilirsek ve onlar bize inanırlarsa katiyetle tavsiyelerimize uyuyorlar. O yüzden kitapta tüm bu hususları gereksiz ayrıntılardan kaçınarak anlattım. Hastalarıma daima söylediğim üzere sizler çok sıkıntı bir hastalığı yenmiş özel insanlarsınız yani etrafınızda gördüğünüz şahıslardan daha güçlü ve özelsiniz.”

İşte o kitaptan kıymetli satır başları:

Dr. Tayfun Hancılar tedavi sonrasında çalışmaya devam eden şahısların birden teğe yüksek tempoya ulaşma kusuruna düşmemeleri gerektiğini vurgularken, “Pozitif ol kafana takma” tavsiyesine uyulmaması gerektiğinin altını çiziyor. Kitapta, “Sakın bu tavsiyeye uymayın! Hiçbir insan daima Polyanna üzere yaşayamaz, yaşamamalıdır. Öfke, hüzün, memnunluk hayatın içinde olan şeylerdir. Konutta ya da işte asla hislerinizi dizginlemeyin. Öfkelendiyseniz bağırın, mutsuzsanız o gün hızsız olun, memnunsanız etrafınıza hissettirin” derken, “Asla kendinizi diğer bir kanser hastası ile karşılaştırmayın” ihtarında da bulunuyor.

Dr. Hancılar, kanser hastalarının hastalığı atlattıktan sonra başlarındaki “Kaç ayda bir denetime gitmeliyim, hekimim neden PET CT istemedi, çok sık mı tomografi çektirmeliyim” üzere misal sorulara da cevap verirken, “Stres kanserin tekrarına yol açabilir mi, kanseri tetikler mi?” sorusunu da ele alıyor. Farklı görüşler olmasına karşın gerilimin bilimsel olarak  kansere yol açtığını kanıtlayan hiçbir çalışma olmadığını belirten Dr. Hancılar, şöyle anlatıyor: “Eğer kişi kanser hastalığına yakalandıktan sonra gerilimden kurtulamazsa ve depresyona girerse maalesef hastalık makus seyrediyor.”