Küçükçekmece’de Zeynep Kurt ve arkadaşı Aykut Demirtuğ’un, korkup kaçarken 5. kat balkonundan atlayarak ölmelerine neden olduğu sav edilen sanıklar Hüseyin Kurt ile Engin Cuğ’un beraatleri istendi.

Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Hüseyin Kurt ve Engin Cuğ ile tarafların avukatları katıldı. Maktuller Aykut Demirtuğ ve Zeynep Kurt’un aileleri de duruşmada hazır bulundu.

Duruşmada şahit olarak dinlenen Taylan Mümin Coşkun, olay günü gelen telefon üzerine dayısı Engin Cuğ’un yanından ayrıldığını belirterek, “Yanımızdan ayrıldıktan 1-2 dakika sonra dayımın konutunun balkonundayken Aykut Demirtuğ’un korkuluklara tırmandığını ve atladığını gördüm. Zeynep Kurt’u görmedim. Olayın olduğu yere gittiğimde Aykut yerde yatıyordu. O sırada bina kapısından dayım çıktı ve ‘Yukarı git, Hüseyin çocuklarla birlikte, bir meczupluk yapmasın.’ dedi. Üst çıktığımda Hüseyin ağabey holün köşesinde diz çökmüş ağlıyordu, şoktaydı. Balkona çıkıp aşağı baktığımda Zeynep Kurt’un da ayağını gördüm. Aşağı yanına indiğimde Zeynep Kurt orada ölmüştü.” tabirlerini kullandı. 

Bir başka şahit Yusuf Hicazi de olay yerine yakın bir oto yıkamacıda çalıştığını lisana getirerek, “Bağırma sesinin geldiği istikamete yanlışsız baktığımda balkonun dışında korkuluklara asılı bayanın ellerini bırakarak yere düştüğünü, balkonda korkuluklara tutunan erkeğin de bayanın akabinde ellerini bırakarak düştüğünü gördüm.” dedi.

İKİ SANIĞIN BERAATİ İSTENDİ

Duruşmada temel hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, somut olayda sanıklar Engin Cuğ ve Hüseyin Kurt’un, maktuller Aykut Demirtuğ ve Zeynep Kurt’a karşı direkt hareketleri bulunmadığını, maktullerin mevtinde sanıkların ihmali davranışlarından da bahsetmenin mümkün olmadığı belirtildi.

Mütalaada, maktullerin kendilerini aşağı bırakmalarının anlık bir davranış olduğunu belirtilerek, “Maktullerin ölmeleri ile sanıkların müdahale etmemeleri ortasında illiyet bağı bulunmamaktadır. Hüseyin Kurt’un kendi konutunda Aykut Demirtuğ’u iç çamaşırıyla gördüğünde rastgele bir aksiyonda bulunmayıp yatak odasına kilitleyip yakınlarını araması da öldürme gayesinin bulunmadığını göstermektedir. Olay nedeniyle maktullerin kendilerinde oluşturduğu dehşetle atladıklarından sanıkların üzerlerine atılı cürümden farklı başka beraatlerine karar verilmesi talep edilir.” denildi.

Mahkeme, müşteki avukatına mütalaaya karşı beyanda bulunması için müddet vererek, duruşmayı erteledi.

 İDDİANAMEDEN

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Küçükçekmece’de maktul Zeynep Kurt ile sanık Hüseyin Kurt’un evli ve iki çocukları olduğu, öteki maktul Aykut Demirtuğ’un ise Zeynep Kurt’un anne ve babasıyla tıpkı mahallede ikamet ettiği, ailelerin görüştüğü belirtildi.

Sanık Hüseyin Kurt’un, eşinin telefonunda maktullerin mesajlaşmalarını gördükten sonra çift ortasında uyuşmazlık başladığı kaydedilen iddianamede, maktul Zeynep Kurt’un, eşine Aykut Demirtuğ ile alakasının olmadığını ve bu olay nedeniyle intihar edeceğini söyleyerek meskenden ayrıldığı, sanığın eşini ikna ederek konuta geri getirdiği, sanık ve 2 maktulün bir kafede buluşarak konuştukları, Aykut Demirtuğ’un, Zeynep Kurt ile ilgisi olmadığını anlattığı ve sanık Hüseyin Kurt’un da ikna olduğu anlatıldı.

Sanık Hüseyin Kurt’un olay tarihi olan 25 Kasım 2019’da işten erken ayrılarak meskenine gittiği tabir edilen iddianamede, Kurt’un yatak odasındaki dolabı açtığında, Aykut Demirtuğ’un gizlenmiş olduğunu fark ettiği ve Demirtuğ ile kısa bir boğuşmadan sonra yatak odasından çıkarak kapısını kilitlediği aktarıldı.

Maktul Zeynep Kurt ile öbür maktul Aykut Demirtuğ’un odada saklandığı sırada sanığın aile bireylerini ve eşinin yakınlarını aradığı tabir edilen iddianamede, şunlar kaydedildi:

“Sanıkların balkondan uzaklaşıp kolluk görevlilerine haber vermeleri halinde ölenlerin aşağıya atlamaktan vazgeçeceklerini bildikleri halde, onların kendilerini aşağıya atmaları için bulundukları yeri terk etmedikleri, ölenlerin bir mühlet balkon korkuluklarında bekledikten sonra sanıkların kendilerine ziyan vereceklerinden emin oldukları ve az da olsa kurtulma ümidiyle kendilerini birlikte beşinci kattan aşağıya bıraktıkları anlaşılmıştır. Her iki maktule yönelik direkt cebir, şiddet yahut tehdit uyguladıkları hususu somut kanıtlarla ispat edilememiş olmakla birlikte, endişe, korku ve paniğe kapılarak aşağıya atlayacaklarını ve yere düşerek öleceklerini öngördükleri halde, yakınlarında bekleyerek sonucun meydana gelmesini sağlayan her iki sanığın muhtemel kast ile hareket ederek, muhtemel kast ile öldürme cürmünü işledikleri değerlendirilmiştir.”

İddianamede, sanık Hüseyin Kurt’un telefonu üzerine konuta gelen Engin Cuğ hakkında “olası kasıtla öldürme” cürmünden 40’ar yıldan 50’şer yıla kadar mahpus cezası istendi.