Merkeze 34 kilometre uzaklıktaki Çubuklu köyü sakinleri daha evvelki yıllarda şeker pancarı ve patates ekerek geçimlerini sağlıyordu. Bu yıl ise mısır eken köylülerin tarlalarına domuzlar ziyan vermeye başladı. Köylüler tarlalarına dadanan yaban domuzlarından korumak için farklı yollar deniyor. Daha evvel ses bombası atarak domuz sürülerini topraklarından uzak tutmaya çalışan köylüler olumlu sonuç alamayınca gece tüfeklerle nöbet tutmaya başladı. Köylüler tarlaların her köşesinde bir yada iki kişi bekleterek, domuzların gelmesini engellemeye çalışıyor. Geceleri uyumadıkları için uykusuz kaldıklarını söyleyen köylüler avcılık kulüplerinden dayanak bekliyor.

‘VİRÜS DERKEN BİR DE DOMUZ BELASI ÇIKTI’

Geçim kaynaklarının çiftçilik olduğunu ve domuzların tarlalarına ziyan verdiğini belirten köy muhtarı Mustafa Uzun, “Köylünün geçim kaynağı mısır. O da domuz belasından kurtaramıyoruz. Üç yıldır gelirimiz artsın diye mısır ekiyoruz. Daha evvelden şeker pancarı ve patates ekiyorduk. Randımanın daha hoş olması için devletimiz de yardımcı oluyor. Köylümüz masraf ediyor ve bu işlere giriyor. Lakin işte, virüs belası derken bir de domuz belası çıktı. O da sağ olsun köyümüzün gençleri bekliyorlar. Buradaki mahsulden kazanacaklar, düğünlerini yapacaklar. Ancak domuzlardan da kurtaramıyoruz. Devletimizden, avcılar kulübünden yardım bekliyoruz. Mermi yardımı bekliyoruz. Bir sakatlık olmasın diye itinalı davranıyoruz. Amatör olarak bir avcılık yapıyoruz. Lakin mecbur herkes yerini beklemek zorunda. Çok ziyan veriyor, yıkıp bırakıyor. Rekoltesi düşüyor. 10 dönüm ise 5 dönümünü domuzlar mahvediyor” dedi.

‘SÜREKLİ BEKLEMEK ZORUNDAYIZ’

Nöbet tutmak için tarlaya giden Faruk Uçar, tarladaki mısırı hasat edene kadar nöbet tuttuklarını söyleyerek, “Bir sene boyunca beklediğimiz eserimiz mısır olduğu için sabahları işimize bakıyoruz. Akşamları da mecburen tek gelir kaynağımız olduğu için ve mısırlarımız domuzlar tarafından yağmalandığı için biz de onları engellemek maksadıyla arkadaşlarımızla toplanıp bu formda buluşuyoruz. Sabah hava ışıyana kadar bekliyoruz. Sabahları da işimize devam ediyoruz. O yüzden de daima beklemek zorundayız. Mısırlarımızı hasat edene kadar bu türlü daima bekliyoruz” diye konuştu.

Her gün nöbet tutan Halil İbrahim Demir ise, “Akşamdan sabaha kadar domuz bekliyoruz. Arkadaşlarla bir arada yardımlaşarak tarlaların her köşesinde domuzları bekliyoruz. Avcılık kulüplerinden bu hususta yardım istiyoruz. Gelmelerini istiyoruz. Zira her gün beklemekten ötürü uykusuz kalıyoruz. Ben profesyonel bir avcı değilim. Arkadaşlarım ve ben elimizden geleni yapıyoruz lakin bu işi daha iyi bilenler, daha iyi yapabilenleri bekliyoruz. Burada bulunduğumuz tarlada yüzde 40’a varan bir ziyan var. Yetkililerden yardım istiyoruz” dedi.