‘Yasakları iddia edip yelken açtık’ ERHAN-SEMA ÖZTÜRK

Erhan ve Sema Öztürk, denizin ve tabiatın pahasını koronavirüs öncesinde keşfeden çiftlerden. Atlas Okyanusu’nu tersten geçen Ege ve Akdeniz’i koy koy dolaşan Öztürk çifti, 6 yıldır yelkenlileri KeyfeSeyir’de yaşıyor. Uzun yıllar hastane yöneticiliği yapan anestezi ve ağır bakım hekimi Sema Öztürk ile gezgin ve sualtı fotoğrafçısı olan eşi Erhan Öztürk pandemi nedeniyle keşif planlarını ertelemek zorunda kaldıklarını anlattı. Öztürk çifti, “Bizim üzere denizde izole birkaç tekneyle dolaşarak yazı ve sonbaharı geçirdik. Hepimiz olabildiğince az karaya çıktık. Çıktığımızda da süreçleri süratlice bitirip teknemize döndük. Açık havada ve denizde olmamız büyük avantaj. Kentlerde konutlara kapalı kalanlardan daha şanslı, güzelim koylarda tabiatla baş başa geçiyoruz süreci. Kış için marinaya geldiğimizde pandemi kabusunu şimdilerde daha ağır hissediyoruz. 6 yıldır bizim meskenimiz denizler” dedi.

Dünyayı gezeceklerdi lakin… ÖZLEM-ÖZKAN ŞAHİN

Denizin yenileyici gücünü 7 yıl evvel keşfederek deniz üzerinde yaşamaya başlayan Hasret Ulubay Şahin ve Özkan Şahin çifti de pandemi sürecinde kendilerini inançta hisseden denizcilerden. Hasret Şahin, “Yaşadığım her ana seyahat üzere bakıyorum ve koronavirüs süreci seyahatin kesimi. En kıymetli tesiri en büyük hayalimizi ertelememize sebep oldu. Denizlerdeyiz Amatör Denizciler Derneği ile tüm Karadeniz ve Akdeniz Kıyılarını (KKTC dahil) gezdik. Hatta Gürcistan ve Suriye kıyılarını dolaştık. Anadolu’nun denizlerle çevrili her yerine Yunanistan’a Adriyatik’e kıyısı olan tüm ülkelere yelken açtık. Rotamızı daha uzaklara çevirmek yani okyanus ötesine geçip dünya çeşidiyle gezegenimizi gezmek istiyorduk lakin pandemi nedeniyle erteledik. Bu süreçte insanlığı, sevdiklerimizi ve ülkemizi tasayla düşünüyoruz fakat hayat alanımızda ve psikoloji manada çok fazla değişiklik yaşamadık” dedi. En sabit kaldıkları yaz periyodunu salgın sırasında yaşadıklarını söyleyen Özkan Şahin ise, “Deniz hakikaten özgürlük. Denizdeyken kendi izole kümelerimizi kurabildik, ıssız adalarda ya da ormanlarda yürüyüş imkânımız da oldu. Teknede alanınız hudutlu ancak eşyadan azade olmayı öğreniyorsunuz, tabiat dostu gücün, az tüketmenin formüllerini arıyorsunuz. Korona süreci bize planın olmadığını olsa da değişebileceğini öğretti” diye anlattı.

‘Yasakları maviliklerde hissetmedik’ CEMAL-MİNE ÜLGEN

43 yıl süren iş hayatının akabinde özledikleri teknelerine kavuşan 67 yaşındaki Cemal ve 64 yaşındaki Mine Ülgen, koronavirüs yasaklarıyla teknede yaşamaya karar verenlerden. Salgın en çok 65 yaş üzeri insanları tehdit ettiği için İstanbul Bakırköy’deki meskenlerinden ayrılarak 13 metrelik yelkenlileri Ülgen’de yaşamaya başlayan 41 yıllık evli çift, Marmaris’ten yola çıktı. Rotalarını Ege ve Akdeniz’in en hoş koylarını çeviren 2 çocuk ve 3 torun sahibi Ülgen çifti, yasaklardan da en az etkilenenler ortasına girdi. Sınırsız özgürlüğün tadını çıkarttıklarını söyleyen Cemal Ülgen, hislerini şöyle anlattı:

“Sağlımızı ve torunlarımızı düşünerek getirilen yasaklara hürmet gösterdik fakat çok kısıtlanacağımızı anladık. Çabucak denizlere açıldık. Böylelikle koronavirüsün ölümcül tehdidinden uzaklaşırken yasakların da sıkıcı tarafını hiç yaşamadık. İnsanlardan uzak olduğumuz için kendimizi çok inançta hissediyoruz. Yıllarca ticaret yaptığım için kendime vakit ayıramadım. Teknem ile özgürlüğe yelken açtım. Koronavirüs yaz aylarında bizleri çok etkilemedi, ancak kış aylarında sınırlamalar herkese olduğu üzere bizlerin de daha dikkatli ve hassas olmamızı sağladı.”

Bu devirde denizde yaşamanın daha inançlı ve steril olduğunu söyleyen Mine Ülgen de denizde yaşamaya başlayarak salgından kendilerini koruduklarını belirterek “Pandemi sonrasında karadaki yaşantımıza döner miyiz bilmiyorum. O kadar alıştık ve kendimizi iyi hissediyoruz ki” dedi.

Salgın bitse de teknedeyiz ATAKAN-MERAL AYAR

Emekli makine mühendisi Atakan Ayar ile eşi Meral Ayar, koronavirüs tehdidinden 13 metrelik Caretta isimli tekneleriyle Akdeniz’de dolaşarak korunuyor. 61 yaşındaki Atakan Ayar duydukları vefat ve olay artış haberlerinden olumsuz etkilenerek teknelerine kapandıklarını belirterek, “Koronavirüsten ailece ruhsal olarak son derece olumsuz etkilendik. Bizler üzere hayli izole olan dost tekneler ile birlikte olmamız, bizi bir ölçü rahatlatsa da bilhassa yakınlarımız için çok endişeleniyorduk. Maalesef, koronavirüsün hala yayılması telaşlarımızın devam etmesine sebep oluyor. Bu yüzden teknedeki izole yaşantımıza devam etmeye karar verdik. Her yıl ekim ya da kasım aylarında dönemi kapatarak teknemizi kışlamaya alırdık lakin bu kişi teknemizde geçiriyoruz. Bizleri bir ortada tutan Denizlerdeyiz Amatör Denizciler Derneği sayesinde karşılıksız, yardımlaşma dolu dostluklar yaşıyoruz” dedi. Meral Ayar da “Koronavirüs sonrası elbette öncesi üzere olmayacak. Salgın bitse de uzun müddet izolasyon kavramından kurtulamayacağız. Bu da bizim mavilikler ile olan bağımızı güçlendirecek. Umarım, ülkemiz geçtiği bu sıkıntı günleri kısa müddette atlatır, daha refah, huzur dolu günlere kavuşuruz” temennisini paylaştı.

‘Denizci dayanışmasıyla özgürüz’ İLHAMİ-NURAY UZUNÖZ

20 yıldır hayatlarının büyük kısmını Peçenek 2 isimli yelkenlilerinde geçiren emekli eczacı İlhami Uzunöz ve banka emeklisi eşi Nuray Uzunöz de global salgın nedeniyle denizde kalanlardan. İstanbul Beykoz’daki konutlarından Kaş’taki teknelerine yerleşen Uzunöz çifti böylelikle 65 yaş üstüne getirilen yasaklardan en az etkilenenler ortasında olduklarını belirtiyor. 80 yaşındaki İlhami Uzunöz, “Çocuklarımız kendi ayaklarının üstünde duracak hale geldiğini gördüğümde ani kararla tüm işlerimi sonlandırıp 1999 yılında kendimizi denizin sonsuz maviliklerine attık. Yeterli bir denizci ve yelkenci olduk. Neredeyse tüm Akdeniz ve Karadeniz’i ve hatta Ege adalarını gezdik. Düşük tempolu bir deniz hayatına başlamak isterken salgın başladı. Bu süreçte daha çok marinalarda kalmayı tercih ettik. Teknemiz yani konutumuzla marinalara konuk oluyoruz. 65 yaş üstü olduğumuz için kimi ihtiyaçlarımızı denizci dostlarımız karşıladı. Bu süreçte salgının insanoğluna yıkıcı tesirini ağır formda hissediyorum. En fazla da sevdiklerimle görüşememek ve onlara sarılamamanın hasretini çekiyorum. DAD üyesi denizcilerin ortasındaki bağ bizlerin özgürlüğüne katkı sağlıyor” dedi. 70 yaşındaki Nuray Uzunöz de, “Salgın nedeniyle kendimizi izole ettik ve koruduk. Salgının lakin aşılanmanın tamamlanmasıyla yani 6 ayı bulan bir dilimde sonlanacağını düşünüyoruz. Bu süreçte de teknedeyiz. Deniz ömrünü terk etmeyeceğiz” diye konuştu.

YARIN: KARAVANDA HAYAT