İddianamede, sanıkların terör örgütü PKK/KCK ile bağlarına yönelik şahitlerin çarpıcı sözleri yer aldı. Şahit olarak dinlenen eski PKK/KCK mensubu K.G.’nın iddianameye yansıyan kolluk tabirinde, tutuklu sanık eski Viranşehir Belediye Lideri Emrullah Cin’in Kobani’deki olaylarda yaralı teröristlerin her türlü muhtaçlığını giderdiğini söyledi.

Talimatla seçildiler

İddianamede, saklı şahit Ulaş’ın da tabirlerine yer verildi. Ulaş tabirinde, eski Kars Belediye Lideri Ayhan Bilgen’in kelamda eş başkanlığın talimatıyla milletvekili seçtirildiğini söyledi. Ulaş, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Barış ve Demokrasi Partisi Eş Başkanlığı yapan Gültan Kışanak’ın da, Öcalan’ın talimatıyla belediye lideri seçildiğini argüman etti. Ulaş, “Kadro örgüt mensubudur. Çok kereler kanunî yollardan görüşmeler yapmak ve toplantılara katılmak emeliyle Kandil’e gidip geldi” tabirlerini kullandı.

Olaylar sırasında örgütün kelamda Türkiye KCK sözcülüğünde bulunanların Mazhar Öztürk, Cihan Ekin, Ferhat Aksu, Yahya Figan, Enver Güngör ve Ruken Karagöz olduğunu belirten zımnî şahit Becerikli de, bu şahısların o periyot Demirtaş’la sık sık görüşmeler yaptığını belirterek şunları kaydetti:

“Eylül 2014 sonlarına hakikat örgütün talimatları doğrultusunda KCK Türkiye sözcülüğü, HDP Eş Genel Lideri Demirtaş ile görüşerek, halkın Kobani’ye güçlü formda sahip çıkması istikametinde davet yapmasını istedi. Demirtaş ve beraberindeki heyet Kobani’yi ziyaret etti. Ziyaret dönüşünde hududa yakın bölgede KCK Türkiye sözcülüğünde bulunan Öztürk, Ekin ve Aksu ile görüşmeler gerçekleştirdi. Bu görüşmelerde, ismi geçen KCK Türkiye sözcüleri, Demirtaş’tan, Kobani’nin savunulması, sahiplenilmesi ve dayanak verilmesi ismine başta Kürt ve tüm Türkiye halklarının seferberlik ruhuyla sokaklara, alanlara çıkmasını, Kobani’ye takviye vermesini, bunun için topyekun direnişe geçmeleri istikametinde davet yapması gerektiğini belirterek bu tarafta talimat verdiler. Birinci etapta Demirtaş, bu açıklamayı yaparak sorumluluğu tek başına almak istemedi. Bu türlü bir açıklama yapması durumunda hukuksal manada sorumlu olacağını biliyordu. Lakin siyasi mesleğindeki geleceğini ve Kandil tarafından üzerinde oluşturulacak baskıyı göze alamadığından, KCK Türkiye sözcülüğünün yapmasını istediği açıklamayı yaptı.”