Zafer Mahallesi’ndeki TEMA Piknik Alanı’nda geçen yıl Ağustos ayında koyun otlatan çoban, kafatası ve insan kemikleri görünce polise haber verdi. İhbarın akabinde olay yerine gelip, inceleme yapan takımlar, beşere ilişkin olduğu belirtilen kafatası ve 3 kemiğin yanında iç çamaşırı da buldu. Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kafatası ve kemikler, inceleme için İstanbul İsimli Tıp Kurumu’na gönderildi. İlçe Emniyet Müdürlüğü grupları de kayıp başvurusu yapılan şahıslar ile ilgili çalışma başlattı.

DNA ÖRNEKLERİYLE EŞLEŞTİ

İstanbul İsimli Tıp Kurumu’nda yapılan inceleme sonuçlandı. Kentte kayıp şahısların ailelerinden alınan DNA örnekleri ile kemikler eşleştirildi. Kemiklerin, 15 Temmuz 2021’de kayıp başvurusu yapılan Yunus Dönertaş’a ilişkin olduğu tespit edildi. Dönertaş’a ilişkin kemik modülleri, evvelki gün İstanbul’un Silivri ilçesine bağlı Büyükçavuşlu Mahallesi’ndeki aile mezarlığında defnedildi. Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı, bu defa Dönertaş’ın vefatıyla ilgili soruşturma başlattı.

Ağabey Mahmut Dönertaş, kardeşinin mayısta Gelibolu’daki kız kardeşinin yanına gittiğini belirterek, “2 ay üzere bir müddet kaldı. Bu sırada bir gün parkta kalmış ve güneşten el ve kollarında yanıklar oluşmuş. Tabibin ‘Zamanla iyileşir’ demesiyle temmuzda kardeşinin yanından ayrıldı. Bir daha da kendisinden haber alamadık. Daha sonra kız kardeşim Gelibolu’da kayıp müracaatında bulundu. 3 ay sonra kız kardeşime savcılıktan yanıt geldi ve bulunamadığı söylendi” dedi.

‘SARGI BEZLERİNDEN, ONUN OLDUĞUNU ANLADIM

Gelibolu’dan sonra kardeşinin pansuman için Çorlu Devlet Hastanesi’ne gittiğini öğrendiğini belirten Dönertaş, “Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’na kayıp başvurusu yaptığım sırada telefonum çaldı, açamadım. Sonra beni arayan numarayı tekrar aradım. Polis olduğunu, kardeşimin başında yaralar olup olmadığını, nerede ameliyat olduğu üzere sorular sorunca polis merkezine gittim. Akşam da haberleri taradım, haberi görünce olayı anladım. Kayıp arayan savcıya da tabir verdim. İstanbul’da kayıp ofise gidip, fotoğraflara baktım. Sargı bezlerinden onun olduğunu anladım. Belge numarasını alarak, Çorlu savcısına geldim, ‘Bu cenaze bizim’ dedim. Savcı ‘Nereden biliyorsun’ dedi, ben de platinini söyledim. Bunun üzerine bizden DNA aldılar” diye konuştu.

‘SONUÇ KUŞKULARI KALDIRIYOR’

İstanbul İsimli Tıp Kurumu’nun raporunda, bulaşıcı olmayan hastalık ve rastgele yaralama olmadığı yazdığını, bu nedenle cinayetten şüphelenmediklerini aktaran Mahmut Dönertaş, “Siyah çanta içinde eşyaları vardı. Cüzdan, cep telefonu bunlar kayıp. Ne olduğu bilinmiyor. Her şey olabilir lakin o isimli tıp raporu, bizim bütün kuşkularımızı ortadan kaldırdı” dedi.

Kardeşinin daha evvel de AMATEM’de tedavi gördüğünü de belirten Dönertaş, “Çorlu’ya gelmesindeki maksat; bizim varsayımımıza nazaran, hekimi vardı, ‘İstediğin vakit gel, seni yatırırız’ demişti. ‘Belki de tekrar yatırırlar’ diye düşünmüş olabilir” diye konuştu.

Soruşturmanın devam ettiğini kaydeden Mahmut Dönertaş, “Savcılıkta belge sürüyor. Bir şey olup olmadığı ilerleyen tarihlerde ortaya çıkacaktır zira şöyle bir şey de var; 15 Temmuz’da Çorlu Devlet Hastanesi’nde görünüyor. 19 Ağustos’ta haber oluyor. Bizim şu an için ailece cinayet kuşkumuzu yok fakat biz de yakından takip edeceğiz” diye konuştu.