Anadolu beşerinin ticaret ve yazıyla tanıştığı Kültepe’nin izlerini taşıyan, kervansarayları ve hanları ile açık hava müzesini andıran, görkemli Erciyes Dağı üzere doğal hoşluklara sahip Kayseri, daha fazla ziyaretçi ağırlamayı hedefliyor.

Asur ticaret kolonilerinden Hititlere, Roma devrinden Selçuklulara kadar pek çok medeniyete mesken sahipliği yapmış Kayseri, kent merkezinin yanı sıra ilçelerdeki turizm kıymetleriyle de ön plana çıkıyor.

Kış boyunca Erciyes Dağı’nda kayak yapma imkanı bulan yerli ve yabancı çok sayıda turist, yaz mevsiminde de Erciyes’in eteklerinde kamp yapabiliyor, “Türkiye’nin Niagarası” olarak bilinen Kapuzbaşı Şelaleleri’ni gezebiliyor, tarihi medrese, kervansaray ve hanlarda geçmişin izlerini sürebiliyor.

Kayseri Büyükşehir Belediye Lideri Memduh Büyükkılıç, AA muhabirine, ticaretin kentte 6 bin yıllık bir geçmişe dayandığını, Kültepe-Karum’dan gelen ticaret geleneğinin genlerine işlediğini söyledi.

İpek Yolu üzerindeki kentin geçmişin ticari otelleri olan tarihi kervansaraylara sahip olduğunu anlatan Büyükkılıç, şöyle devam etti:

“Kayseri o vakitten beri ticaretle ilgileniyor. Kültepe-Kaniş’in bulunduğu bölge Ağırnas bölgesi birebir vakitte. Burası Mimar Sinan’ın doğduğu köy. Ağırnas’ın da içinde yer aldığı vadi Koramaz Vadisi. Koramaz Vadisi kısa mühlet evvel UNESCO Süreksiz Miras Listesi’ne girdi. Kalıcı olması için elimizden gelen çabası gösteriyoruz. Buradaki yer altı kentleri, kiliseler, doğal hayat, bitki örtüsü hepsi bir turizm faktörü oluşturuyor.”

Erciyes kamp merkezi haline gelecek

Erciyes Dağı’nın kentin turizmine katkısına dikkati çeken Büyükkılıç, Erciyes’in değerli bir kayak merkezi olmasının yanı sıra Yüksek İrtifa Merkezi ve sıcak su çalışmalarıyla spor kulüplerince tercih edilen bir kamp merkezi haline geleceğini söz etti.

Büyükkılıç, 24 pist, 18 çağdaş mekanik tesis ve 104 kilometre uzunluğa sahip Erciyes Kayak Merkezi’nin geçen dönem Çekya, Rusya, Belarus, Ukrayna üzere ülkelerden konuklar ağırladığını, gelenlerin sıhhat turizminden faydalandıklarını, Erciyes’te kayak yaptıklarını hem de Kapadokya’yı gezdiklerini aktardı.

Erciyes Kayak Merkezi’nin salgın sürecinde kendini kanıtladığını ve kendi kendinin tanıtımını yaptığını vurgulayan Büyükkılıç, “Bunu profesyonel kayakçılar söylüyor.

Bu yıl kayak merkezini 720 bin civarında ziyaret eden oldu. Bu olağan vakitte 2 milyon 200 bin kişiydi. Tanınırlığı arttı, profesyonel kayakçılara hitap eden boyutu arttı. 4 otelin imali devam ediyor, 10 mevcut otel var. Kâfi mi, yetmez, biz daha fazlası için çaba gösteriyoruz, yatırımcılar da bunu gördü, herkes arsa arıyor.” diye konuştu.

“Selçuklu devrinde kent süratli bir imarlaşma geçirmiş”

üİl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun da Kayseri’nin kültür ve tabiat kenti olmasının yanı sıra bir ticaret kenti olarak da anıldığını, bu ticaret akışının Selçuklular devrinde de sürdüğünü, İpek Yolu üzerinde yer alan kentte değerli kervansaraylar yapıldığını belirtti.

Bünyan yolu üzerindeki Sultan Hanı ve Karatay Hanı’nın bölümün en değerli ticaret yapılarından olduğuna işaret eden Dursun, “Bu hanlar hem mimari hem de süsleme açısından ön plana çıkan örnekler.

Pınarbaşı ilçesindeki Pazarören mevkisindeki Yabanlı Pazarı’nda dünyanın en büyük fuarının kurulduğunu biliyoruz. Çeşitli ülkelerden beşerler mallarını getirip burada satışa sunuyorlar. Yaklaşık bir ay süren bir fuar.” dedi.

“Gevher Nesibe’nin benzeri uygulaması günümüze ulaşmamış”

Kayseri Kalesi örneğinden yola çıkarak kentte izlerini bırakan medeniyetlere değinen Dursun, şöyle devam etti:”Asur ticaret kolonilerinden Hititlere, Bizans, Roma ve Selçuklu üzere çok çeşitli medeniyetler buradan geçmiş. Tarihi Kayseri Kalesi’ne baktığımızda milattan sonra 3. yüzyıla kadar tarihleniyor.

Roma devrinde inşası başlıyor, sonrasında Bizans ve Anadolu Selçuklu devrinde de mevcut halini alıyor. Bilhassa 1. Alaaddin Keykubat periyodunda burada büyük yenilemeler yapılmış.

Kale kentin merkezinde yer alıyor ve etrafında Danişmentliler periyodundan kalma Ulu Cami bulunuyor. Selçuklu devrinde kent süratli bir imarlaşma geçirmiş.

Çeşitli medreseler yapılmış. Bunlardan birisi dünyaca ünlü Gevhernesibe Medresesi ve Darüşşifası. 1205-1206 tarihinde bitirilen bu medrese hem medrese hem hastane olarak en eski örnek. Dünyada da misal bir uygulaması günümüze ulaşmamış. Şu anda da Selçuklu temasıyla Selçuklu Uygarlığı Müzesi olarak hizmet veriyor.”

Hacı Kılıç Cami, Sahabiye Medreresi ve Anadolu’nun en büyük külliyelerinden Hunat Hatun’un da kentin değerli kıymetlerinden olduğunu aktaran Dursun, “Türkiye’nin en büyük kapalı çarşılarından birine sahibiz. İlçelerimizde de tarih ön plana çıkıyor. Yeşilhisar ilçesine gittiğimizde Erdemli’de kaya oyma yapıtları görmemiz mümkün.” diye konuştu.