İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince Faruk Güllü’ye “silahlı terör örgütüne üye olma” hatasından verilen 8 yıl 9 aylık mahpus cezasına ait istinaf başvurusunu inceledi.

Ceza dairesi belge üzerinden yaptığı incelemede, lokal mahkemenin kararında yol ve temele ait rastgele bir hukuka tersliğin bulunmadığına, meczuplarda ve süreçlerde rastgele bir eksiklik olmadığına karar verdi.

İspat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu ve aksiyonun hakikat olarak nitelendirildiği vurgulanan kararda, Faruk Güllü’ye verilen 8 yıl 9 aylık mahpus cezasının yasal bağlamda uygulandığı aktarıldı.

Daire, bu münasebetlerle sanık avukatının ileri sürdüğü nedenleri yerinde görmeyerek, istinaf başvurusunu asıldan reddetti. Dairenin oy birliğiyle aldığı karar Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verildi.

Bu kapsamda Güllü’nün belgesi temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderildi.

GEREKÇELİ KARARDA ‘SANIĞIN BİLEREK VE İSTEYEREK ÖRGÜTÜN DEĞİRMENİNE SU TAŞIDIĞI’ BELİRTİLMİŞTİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ’nün iş dünyası yapılanmasına yönelik soruşturma sonucunda TUSKON kapsamında hazırlanan iddianamede, sanık Faruk Güllü’nün “silahlı terör örgütüne üye olmak” kabahatinden 7,5 yıldan on beşer yıla kadar mahpusla cezalandırılması talep edilmişti.

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, kapatılan TUSKON’un Lideri Rızanur Meral ve Genel Sekreteri Mustafa Muhammet Günay ile Ömer Faruk Kavurmacı ve Faruk Güllü’nün de ortalarında bulunduğu 86 sanığın yargılandığı davanın 7 Ekim 2019’da yapılan duruşmasında, Faruk Güllü’nün de ortalarında bulunduğu bir kısım sanıkların belgesi ayrılmıştı.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yargılaması yapılan Güllü, 12 Şubat 2020’de “silahlı terör örgütü olmak” kabahatinden 8 yıl 9 ay mahpusla cezalandırılmıştı.

Sanık Güllü’nın 3,5 yıldır cezaevinde olması nedeniyle tutuklu kaldığı süreyi göz önünde bulunduran mahkeme, evraka yansıyan sıhhat problemlerini da dikkate alarak, yurt dışına çıkış yasağından oluşan isimli denetim önlemleri uygulayıp Güllü’nün tahliyesine hükmetmişti.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında, “Sanığın örgütle canlı ve geçişken organik bağ kurduğu, bu organik bağın buyruk ve talimat almaya ve vermeye müsait bir hiyerarşi ilgisi doğurduğu, sanığın örgütle münasebetinin yakalanma günü olan 18 Ağustos 2016 tarihine kadar devam ettiği, örgütle süreklilik arz edecek bir alaka içinde olduğu, FETÖ/PDY’nin kanunî görünümlü yasa dışı STK yapılanması içerisinde yer aldığı, sanığın örgütün finans ayağına hizmet eden piramidal dikey yapılanmasına nazaran ikinci kattaki ‘sadık tabaka’ içinde yer aldığı, tabir yerindeyse sanığın bilerek ve isteyerek örgütün değirmenine su taşıdığı görülmektedir.” tabirlerine yer verilmişti.

Gerekçeli kararın açıklanmasının akabinde Cumhuriyet savcısı ile sanık Faruk Güllü’nün avukatı, lokal mahkemenin kararına itiraz etmişti. Dava evrakı bu kapsamda incelenmek üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmişti.