Antalya’da Ç.Y. isimli bayana cinsel atakta bulunan ve olayın travmasıyla intihara teşebbüs ederek yüzde 99,9 engelli kalmasına sebep olduğu öne sürülen Murat Kaya’nın özgür kalması kamuoyunda yansılara neden oldu. Bayan hakları savunucuları, “Yapılan azaptır ve azap hatadır. Devletin artık bayan katillerine ve bayana şiddet uygulayanlara sıfır toleransı tanıması gerekiyor. Şahıs tutuklu yargılanmalı. Tutuklanmadığı takdirde, bu durumdan cüret alan binlerce erkek var” diyor.

Antalya’da bir cümbüş merkezinde çalışan bir çocuk annesi Ç.Y., 30 Eylül 2019’da iş bitimi taksi durağına bırakması için Murat Kaya isimli müşterinin aracına bindi. Argümana nazaran durağı geçtiklerini söyleyen genç bayanın araçtan inmesine müsaade vermeyen Kaya, onu Altınkale mahallesindeki marangozhanesine götürdü. Ç.Y.’yi dövmeye başlayan Kaya kıyafetlerini de zorla çıkardı. Can havliyle annesi H.B.’yi arayan genç bayan, ‘Anne ben ölüyorum. Oğluma iyi bak” dedikten sonra Murat Kaya, telefonu elinden aldı ve bayana cinsel hücumda bulundu. Anne H.B.’nin ısrarlı aramaları sonrası telefonu açan Kaya, “Kızına şu an tecavüz ediyorum” dedikten sonra telefonu kapattı. Argümana nazaran G.K. isimli çalışanını çağırarak, genç bayana zorla uyuşturucu kullandırttı. Ç.Y.’ye saatlerce cinsel atakta bulunan Kaya, genç bayanın çantasındaki 850 lirayı da aldıktan sonra onu yolda bıraktı.

Polise şikayetçi olan Ç.Y.’nin uğradığı cinsel taarruz hekim raporlarına da yansıdı. Gözaltına alınan Kaya ve G.K. tabirlerinde kendilerine iftira atıldığını öne sürdü. Soruşturma başlatan polis, işyeri güvenlik kameralarının olayın gerçekleştiği tarih ve saat aralıklarının silindiğini tespit etti. Kamera kayıtlarının bir kısmı kurtarılırken, Kaya ve G.K. isimli denetimle özgür bırakıldı. Genç bayan ise yaşadığı travmanın tesiriyle intihara teşebbüs etti. Kardeşinin son anda kurtardığı Ç.Y. yüzde 99.9 engelli olarak teneffüs aygıtına ve yatağa bağımlı hale geldi. Kaya’nın hür bırakılması kamuoyunda yansılara neden olurken, bayan hakları savunucuları da Kaya’nın katiyetle tutuklu yargılanması gerektiğini söyledi.

‘Yargının bakış açısı sıkıntılı’

Canan Güllü (Türkiye Bayan Dernekleri Federasyonu Başkanı): Son yıllarda bilhassa bir cezasızlık sisteminin arttığını ve yargının bakış açısında bir kasvetin olduğunu söyleyebiliriz. 2 yıldan az bir ceza aldıkları için tutuklama olmuyor. Biz yıllardır bunun uğraşını veriyoruz. İstanbul Kontratı uygulanmış olsaydı bu kişi tutuklu yargılanırdı fakat uygulanmıyor. Öteki taraftan yargı şiddetin tarifini bilmiyor. Kişi kendi hayatına kastetmiş. Yaşanan olayda isteğe dayalı rastgele bir durum yok. Bu kişinin tutuklu yargılanması gerekiyor. Cumhurbaşkanı’nın bir evvel amasız fakatsız kontratlarına sahip çıkması ve uygulaması gerekiyor.

‘Yapılan azaptır ve azap suçtur’

Hülya Gülbahar (Avukat): Bu bayana yapılan TCK’da azap olarak geçiyor. 1 Haziran 2005’ten beri Türkiye’de bayana karşı şiddet sistematik olduğundan beri azaptır. Azap insanlık kabahatidir ve vakit aşımı da olmaz. Yapılan eziyetin 5 yıla kadar cezası var lakin burada yapılanlar bunların ötesinde. Tecavüz, yaralama, hakaret, kişi hürriyetini tahdit etmek bunların da farklı ayrı cezaları var. Bunların da eklenmesi gerekiyor. Tüm bunlar göz önüne alındığında bu adamın tutuksuz yargılanma ihtimali yok. Bu cezasızlık durumu erkeklere cüret veriyor. Bayan katillerine ve bayana şiddet uygulayanlara sıfır tolerans gösterilmeli.

‘Serbest kalmasından erkekler yürek alır’

Saadet Özkan (Çocuk İstismarı ile Gayret Derneği (UCİM)Başkanı): Burada her şeyden evvel cinsel atağa uğramış ve vefata itilmiş bir bayan var. Lakin bunları bu bayana yaşatan kişi tutuklanmamış. Toplumun adalete olan inancı ve inancı zedeleniyor. Yargının bu üzere olaylarda eksiklerinin giderilmesine ve bir tertibe sokulmaya muhtaçlığı var. Ortada yaşanan bir gerçek var ve bayan yatağa bağımlı halde lakin şahıs hür neden? Bu şahsın katiyen tutuklanması gerekiyor. Tutuklanmadığı takdirde, bu durumdan cüret alan binlerce erkek var.”