Hemoroid, toplumumuzda sık görülen, birçok vakit oluştuğu bölge nedeniyle doktora gitmeye çekinilen, uzun süren kanamalardan ötürü kansızlığa neden olan bir hastalıktır. Hareketsiz hayat, sistemsiz beslenme, uzun müddetli ishal, kabızlık ya da genetik yatkınlık ve gebeliğe bağlı olarak ortaya çıkar.

Pandemi periyodunda sokağa çıkma yasakları ve ofislerin meskenlere taşınmasının, hastalığın görülme sıklığını artırdığını kestirim ediyoruz. Lakin hasta sayısına ait net bir sayı belirtemiyoruz. Hastaların birden fazla utanıp, tedavi olmaktan çekiniyor. Meğer kimi vakit hemoroid sanılan şey aslında rektum kanseri olabiliyor.

Başlangıçta yalnızca kanama ile kendini gösteren hemoroid, hastalığın ilerleyen periyotlarında makatta şişme, ağrı ve kaşıntıya neden olur. Makat bölgesinden kan gelmesinin farklı sebepleri de olabilir.

Hemoroid üzere rektum kanseri de kanama yapabilir. Bu nedenle kanamayı dikkate almak gerekir. Hemoroid iç ve dış hemoroid olarak ikiye ayrılır.

İç hemoroid, kanama, şişlik, ağrı, ıslaklık ve kaşıntı olarak, dış hemoroid ise ani gelişen şişlik, ağrı ve bazen kanama olarak kendini gösterir. Başlangıçta makatın içinde ve bağırsağın son kısmında oluşan iç hemoroid, hastalık ilerledikçe dışarıya sarkmaya başlayarak barizleşir.

Daha çok ani şişme, sertlik ve ağrı ile ortaya çıkar. Birinci evrede kanama ile kendini belirli eder. İkinci evrede tuvalet esnasında dışarı çıkar, şişlik ve kanama yapar. Tuvalet sonrası zaten makat içerisine girer.

Üçüncü evrede tuvalet sonrası elle içeri itildiğinde makat içine girer. Makatta şişlik, kanama, ağrı, ıslaklık ve kaşınma yapar. Hastalığın en ağır yaşandığı dördüncü evrede ise tuvalet esnasında dışarı çıkar fakat tekrar içeriye girmez. Kanama dışında ani ağrı, şişme ve nekroze alanlar (doku ölümü) olabilir.

Hemoroid, bir kanser belirtisi değildir. Fakat makat çatlağı, anal fistül, makat apsesi, rektum ve bağırsak kanseri üzere hayatı tehdit eden önemli rahatsızlıklar da hemoroid oluşan bölgede geliştiği için epeyce dikkat edilmelidir. Hemoroid şikâyeti olan hastaların maalesef çok az bir kısmı doktora başvuruyor. Halbuki bu usul şikayetleri olan hastalar genel cerrahi uzmanı tarafından kesinlikle muayene edilmeli. Tedavide ise birinci muayene yol göstericidir.

Bilhassa hastalığın yeni başladığı ve şikayetlerin çok şiddetli olmadığı birinci evrede ilaç tedavisine başlanmalı. İlaç tedavisine uzun müddet yanıt vermeyen, ani gelişen durumlarda ya da şiddetli kanama ve ağrı şikayetleri olan hastalar için ameliyatsız tedavi formülleri ile epeyce yüz güldürücü sonuçlar elde edilebiliyor.

Hastalara anestezi gerektirmeyen Lastik (Rubber) Bant Ligasayonu, İnfrared Fo-tokoagülasyon ve Lazerle Hemoroid Tedavisi olmak üzere 3 çeşit ameliyatsız tedavi formülü uygulanabiliyor. Çok ilerlememiş evrelerde kızılötesi ışın üreten bir alet yardımıyla hemoroid göğsü ismi verilen dokularda harabiyet ve sabitlemenin yapıldığı İnfrared Fotokoagülasyon ve hemoroid göğüslerinin köklerinden lastik yardımıyla bağlanarak beslenmesinin durdurulmasıyla 7-10 gün içerisinde kuruyarak bizatihi düşmesini sağlayan Lastik Bant Ligasayonu formülleriyle başarılı sonuçlar alınıyor.

Hemoroid içerisindeki damarların yakılarak söndürüldüğü Lazerle Hemoroid ise son yıllarda hayli tanınan ve tesirli bir tedavi tekniği. Tüm evrelerde uygulanabilirliği nedeniyle de sıklıkla tercih ediliyor.