Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Melih Ceylan, nistagmus hastalığının, gözlerden birinde yahut her ikisinde izlenen istemsiz ve ritmik göz hareketleri olarak tanımlandığını söyledi.

Göz titremesinin fizyolojik olabileceği üzere patolojik nedenlerle de oluşabildiğini tabir eden Ceylan, bunun şiddeti ve suratının değişik bakış istikametlerinde değişmesiyle görmede bulanıklık, çift görme, baş dönmesi ve imajın hareket etmesi üzere şikayetlere neden olabildiğini lisana getirdi.

Ceylan, göz titremesi hastalarına kırma kusurları, göz tembelliği, şaşılık, katarakt, optik hudut ve retina hastalıklarının da eşlik edebileceğini anlatarak, “Özellikle astigmatizma göz tembelliği açısından risk faktörü olduğu için gözlük verilmelidir.

Göz titremesinin azaldığı ya da kaybolduğu bakış durumuna sıfır noktası denir. Sıfır noktası hastanın şikayetlerini en aza indirmek için yüzünü, çenesini yahut başını olağandışı bir konuma getirmesidir. Olağandışı baş konumu kozmetik sorunlara neden olmakla birlikte kas ve iskelet sistemi bozukluklarına da yol açmaktadır.” bilgisini verdi.

Göz titremesinin doğuştan ve sonradan gelişebildiğini aktaran Ceylan, şunları kaydetti:

“Göz titremesi, hastaların bir kısmında göz ve nörolojik hastalıklara bağlı olarak gelişirken geri kalan kısmında neden belirli değildir. Bu olgular çocukluk çağı göz titremelerinin yüzde 65-75’ini oluşturmaktadır. Olguların yüzde 40-64’üne şaşılık eşlik eder.

Heyecanlanma, efor sarf etme ve gözlerin bir noktaya dikkatli baktığı sırada göz titremesinin şiddeti artar. Göz titremesi hastalarında genetik geçiş görülebilir. Göz titremesi, hayatın ilerleyen periyodu içinde travma, nörolojik ve damar nedenli hastalıklara bağlı olarak gelişir. Aşağı ve üst istikamette titreyen göz hareketleri beyinle ilgili hastalıkların habercisi olabilir.”

“Muayenede görme seviyesi ve eşlik eden şaşılığın cinsi değerlendirilir”

Ceylan, göz titremesi hastalarının göz muayenesinin ayrıntılı yapılması gerektiğine dikkati çekerek, “Bu hastaların muayenesinde, göz titremesinin tipi, uzak ve yakında azalıp azalmadığı, görme seviyesi, eşlik eden şaşılığın cinsi, sıfır noktasının varlığı ve korneadan retinaya kadar tüm göz yapılarının değerlendirmesi yapılır.” diye konuştu.

Ameliyatın olağandışı baş konumunun tarafı ve şaşılığın eşlik etmesine nazaran planlanması gerektiğini belirten Ceylan, ameliyat öncesinde astigmat, miyopi yahut hipermetropi üzere bozukluklar varsa gözlük ya da kontakt lens kullanımının denenmesinin uygun olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Ceylan, şaşılığın eşlik ettiği durumlarda tıpkı seansta yahut basamaklı olarak cerrahi müdahale uygulandığını lisana getirerek, ameliyat sonrası baş konumundaki düzelmeyle birlikte daha iyi bir görme konforu da elde edilebildiğini bildirdi.