Ankara’da 24 Mart 1978’de Savcı Doğan Öz cinayetinin bilinmeyenleri, 42 yıl sonra gün yüzüne çıktı. Gazeteci Berivan Tapan’ın kaleme aldığı ve Tekin Yayınevi’nden çıkan ‘Savcı Doğan Öz’ü Vurdular-Bir Kontrgerilla Cinayeti’ isimli araştırma kitabında sayısız doküman ve şahit sözünün yanı sıra, Öz’ün ailesine bıraktığı özel mektupları da yer alıyor.

Doğan Öz’ün cinayete kurban gitmesinden sonra adliyedeki odasında bulunan ve eşi Sezen Öz’e gönderilen eşyaları ortasında ‘Kontrgerilla Raporu’na ait bilgiler kitaptaki en çarpıcı kısımlar. Raporun periyodun Başbakanı Bülent Ecevit’e şahsen Doğan Öz’ün eşi Sezen Öz tarafından verildiği belirtiliyor.

‘Hayal kırıklığı oldu’

Raporda, şiddet olaylarının Ecevit hükümeti ve demokrasi umuduna yönelik gerçekleştiridiği ve perde ardında saklı haber alma örgütlerinin kontrgerillayı yönlendirmesinin rol oynadığına dikkat çekiliyor. Kitapta Sezen Öz ile periyodun Başbakanı Bülent Ecevit ortasında raporla ilgili geçen diyalog da şöyle yer alıyor: “Sezen Öz, Ecevit’e raporu okuduktan sonra, eşini katleden güçlerin çok farklı noktalarda bulunduklarını anlattı. Ecevit, eski gazeteci kimliğiyle hareket edip, anlatılanları dinleyip, not almakla yetindi. Tahminen de odasının dinlendiğini düşündüğü için suskundu… Ecevit’in rapordaki sözleri duyar duymaz harekete geçeceğini düşünen Sezen Öz ve Gazalcı için görüşme, tam bir hayal kırıklığı oldu.”

Doğan Öz’ün öldürülmeden evvel 10 gün evvel eşiyle yaptığı konuşmalar da kitapta yer alıyor. Doğan Öz, suikstten 10 gün evvel eşi Sezen Öz’e, “Nöbetim sırasında beni öldüreceklermiş. Evvel sis bombası atıp, sonra da beni makineli ile tarayacaklarmış” derken, devamında ise “Gerçekten çok korkmaya başladım. Yani şimdiye kadar birçok olayda meslek hasebiyle geçirdiğim tehlikeler oldu. Lakin bu boyutta bir tehlikeyi birinci defa hissediyorum ve ürperiyorum lakin bunun üzerine gidilmesi gerekiyor. Soruşturduğum kimi olayların izi, devlet içinde üst makamlara kadar tırmanıyor. Lakin üzerine gidilmesi lazım. Cumhuriyeti tehdit eden ölçüde bir tehlike varittir ve cumhuriyetin savcısı bunu önlemek zorundadır.” Sezen Öz, eşinin korktuğunu söylemesine şaşırmıştı. Alışık değildi onun bu türlü konuşmalarına… Fakat tıpkı vakitte eşinin kararlı olduğunu, vazgeçmeye niyetinin olmadığını da görebiliyordu” tabirlerini kullanıyor.

‘İyi insan olalım’

Kitapta, Savcı Doğan Öz’ün Mardin’e sürgüne gönderildiği devir, çocuklarına hitaben  16 Mayıs 1974’de kaleme aldığı öncak vefatından yıllar sonra ailesine ulaşan mektup yer alıyor. Öz, bu mektupta çocuklarına şu satırları kalemem alıyor:

“Bugün sizden başkayım. Mardin’deyim. Sizleri nasıl arıyorum bilemezsiniz. Artık 40 yaşındayım. Anneniz ve ben yalnız insanları sevdik, yalnız toplumun memnun olmasını istedik, yalnız kendimizden verdik. Ve biz hiçbir şeyden yılmayalım. Ve biz hiçbir vakit kendimizden utanmayalım. Yanlışlarımızı çarçabuk kabul edelim, başarılarımıza hiç korkmadan yürüyelim. Biz, yeni bir tıp insan, iyi insan, yaratıcı insan olmaya yürüyelim.”