Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca tarafından riskin artmaya devam ettiği kentler ortasında gösterilen Samsun’da filyasyon gruplarının sayısı da artırıldı. Geçen haftalarda 200 olan filyasyon takımı sayısı, 340’a çıkarıldı. Pandeminin öncüsü filyasyon grupları, meskenlerinde izole edilen Covid-19 hastaları ile temaslıların takibini sağlamak ve virüsün yayılımının önüne geçmek için 24 saat misyon yapıyor. Gerektiği durumlarda konutlarında izole edilen hastaları ve temaslı vatandaşları ziyaret edip, ilaç veren takımlar, acil durumlarda hastaların yahut temaslıların hastaneye sevkini sağlıyor. Gruplar, mesken konut dolaşarak, gece gündüz koronavirüsün izini sürüyor. Alanda ilaç kullanımı noktasında problemler yaşadıklarını belirten filyasyon takımları, kulaktan dolma bilgilerle ilaç kullanımının reddedildiğini, bunun ise daha önemli semptomlara neden olduğunu vurguladı. Alanda birçok zorluk ve problemle karşılaştıklarını belirten gruplar, bilhassa ilaç kullanımını reddeden hadiselerin olduğundan yakınıyor. Takımlar, yan tesirleri olduğu gerekçesiyle ilaçları kullanmayanların daha sonra pişmanlık duyduklarını belirtiyor.

ARSLAN: SAMSUN’DA AİLE İÇİ BULAŞ ÇOK YÜKSEK

Samsun’da olayların artmasıyla birlikte 200 olan filyasyon takımı sayısını 340’a çıkardıklarını belirten Sıhhat Vilayet Müdürlüğü Halk Sıhhati Hizmetleri Lideri Dr. Selami Arslan, “Sağlık takımlarımız çok özverili bir halde çalışıyor. Gruplarımızın alanda karşılaştıkları en büyük sorun, izolasyon kurallarıdır. Bu kurallara faal bir formda uymak gerekiyor. Samsun’da aile içi bulaş çok yüksek, bir soyadı aldığınız vakit o soyadının büyük bir çoğunluğu müspet çıkıyor. Bu da gösteriyor ki aile içi, izolasyon kurallarına gereğince uyulmuyor. Temas etmek yalnızca sarılmak, tokalaşmak değildir, tıpkı ortamda bulunmak, tıpkı havayı solumak temas kümesine giriyor. Alanda olan arkadaşlarımız birçok durumla karşılaşıyor. Mesela, müspet biri, öbür aile bireyleriyle birlikte yemek yiyor, birbirlerinin telefonlarını kullanıyorlar. Bunlar bizim istemediğimiz şeyler, bu durumlar bulaşı artırıyor” diye konuştu.

‘HALEN YEMEK ZİYAFETLERİ VERİLİYOR’

Olumlu olan şahısların izole kurallarına tam manasıyla uyması gerektiğini tabir eden Arslan, “Pozitif kişi, farklı bir odada kalmalı ve tek başına yemek yemeli, oda tertipli olarak havalandırılmalıdır. Bilhassa lavaboların hijyeni çok kıymetli, bunlara da dikkat edilmeli. Ne yazık ki, ziyaretler devam ediyor. Saat 21.00’den sonra sokağa çıkma yasağı var lakin apartman ziyaretlerinin devam ettiğini görüyoruz. Bu işin birinci kuralı izolasyondur. Ayrıyeten alanda edindiğimiz bir başka izlenim ise ilaç kullanımı. Vatandaşlarımızın bir kısmı ilaçlarını kullanmıyor, ‘şu an iyiyim, bu ilaçları kullanmama gerek yok, bu ilaçlar bana dokunur, yan tesirleri çok’ diyenler var. Sıhhat Bakanlığı, bu hususta 28 bin kişi üzerinde araştırma yaptı ve ilaç kullanımının kıymetine dikkat çekti. Ne kadar erken ilaç kullanımı olursa hastaneye, ağır bakıma yatış orası ve entübasyon oranı azalıyor. Erken devirde ilaç kullanmak istemeyen hastalarımızın, 3 gün sonra durumu ağırlaşabiliyor ve hastaneye kaldırılmak zorunda kalıyor. O yüzden ilaç kullanımına dikkat etmeliyiz” dedi.

‘BİNADAKİ ŞAHISLARIN HEPSİ OLUMLU OLUYOR’

Alanda ilaç kullanımıyla ilgili kahırlar yaşadıklarını aktaran İlkadım İlçe Sıhhat Müdürlüğü’ne bağlı filyasyon grubundan Hasret Sezer, şöyle konuştu:

“Vatandaşlarımız eş, dost ve akrabalarının yaşamış olduğu deneyimlerden ötürü ilaçlara ön yargıyla bakıyor. Mide bulantısı, kaşınma üzere belirtisi olan şahısları dinliyorlar ve tıpkı belirtinin kendilerinde de olacağını düşünüp, ilaçları kullanmıyorlar. Halbuki, semptom olsun olmasın erken devirde ilaç kullanımı hastaneye yatış oranını azaltıyor. Hastalığın ağır atlatılmaması ve kalıcı hasar olmaması içim ilaçların kullanılması gerekiyor. Örneğin, birinci başlarda ilacı kullanmak istemeyen bir hadise, birkaç gün sonra durumu ağırlaşınca bizi aradı ve ilaç istedi. ‘Keşke ilaçlarımı kullansaydım’ diyen çok kişi var lakin vakit kaybı oluyor. Yeniden geçen günlerde sisteme olumlu olarak düşen bir amcamızın, kent dışından eşiyle birlikte Samsun’a geldiğini ve tekrar yaşlı bir çiftin yanına yerleştiğini öğrendik. Onlara bakmak üzere de amcanın kızları yanlarına gelmiş. Kızlarının, temas olayını tam olarak anlamadığını fark ettik, konuttaki bireylerin semptomlarını sorduk. Onların sıhhat durumları iyi olduğu için, konuttan ayrılacağını ve gideceğini söyledi. Lakin kendisi o meskene girdiği andan itibaren temaslı durumundaydı. O konuttan çıktığı an gideceği her yere virüsü taşıyacaktı. Halkımızdan da bize takviye olmalarını ve kurallara uymalarını istiyoruz. Artık konutlarda bir hadise varsa ve o bina bir de aile apartmanıysa, binadaki şahısların hepsinin müspet olduğunu görüyoruz.”

‘YEMEK YERKEN BULAŞMA RİSKİ ÇOK YÜKSEK’

Müspet olayların yanı sıra temaslı bireylerin de kurallara uyması gerektiğini belirten filyasyon takımından Sevgi Ulusoy, “Eskiden müspet bireylerin meskenlerine gittiğimizde olayımızın yanında birçok temaslı oluyordu lakin artık temaslıdan çok meskenin içinde olay sayısı var. Bu durum ise mesken içi izolasyona uyulmamasından kaynaklanıyor. Vatandaşlarımız, izolasyonu sarılmak, tokalaşmak olduğunu zannediyor lakin virüsün yayılması birebir havayı solumakla da oluyor. Örneğin, bir hastamızı arıyoruz, durumunu soruyoruz yahut bilgi istiyoruz. Konutta yaşayan öteki bireyleri tespit etmek için kimlik numarasını istiyoruz. ‘Ben okuyamıyorum, kızım size söylesin’ deyip, telefonu kızına veriyor. Bu da bize, hastayla temaslının birebir ortamda olduğunu gösteriyor. Fakat hastalarımız, temaslı olmadıklarını ve hasta olmadıkları bize söylüyorlar. Hastalarımızdan istediğimiz bilhassa yemek yeme durumunu aileleriyle birlikte yapmamaları, yemek yerken bulaşma riski çok yüksek. Hastalarımızın belirli bir odada tek başına yemek yiyerek, izole olması gerekiyor. Filyasyon takımı olarak, halkımızın bize yardım etmesini istiyoruz, bu soğuk kış günlerinde akraba ziyaretleri yapmamalarını rica ediyoruz” diye konuştu.