Kaza, 1 Ağustos 2021 tarihinde, Çınarlı Mahallesi Ozan Abay Caddesi’ndeki bir alışveriş merkezinin de içinde bulunduğu rezidansın otoparkında meydana geldi. Kutsal Hazar Eymen Kara, halası Zerrin Akça’dan kendisine köpek almasını istedi. Bunun üzerine Akça, yeğeniyle rezidanstaki konutuna para almaya geldi. Teze nazaran rezidansın otoparkında Kutsal Hazar Eymen Kara, halası Zerrin Akça’nın kullandığı cipten indi. Bir mühlet sonra Akça, cipi hareket ettirdi. Küçük Eymen, bir mühlet yanında koştuğu aracın altında kalıp, ömrünü yitirdi. O anlar, otoparkın güvenlik kameralarına yansıdı. Gözaltına alınan Zerrin Akça ise sözünün akabinde hür bırakıldı.

Olayla ilgili yürütülen soruşturmanın akabinde Zerrin Akça hakkında ‘taksirle mevte neden olma’ kabahatinden 2 yıldan 6 yıla kadar mahpus cezası istemiyle İzmir 14’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

‘İNTİHARA TEŞEBBÜS ETTİM’

Davanın dün görülen 3’üncü duruşmasına, Eymen’in babası Adem Kara ile taraf avukatları katıldı. Evvelki duruşmalarda sözü alınan tutuksuz sanık Zerrin Akça, olaydan sonra intihar teşebbüsünde bulunduğunu ve ruhsal tedavi gördüğünü belirterek, “Ne ceza verirseniz verin, zati yaşamıyorum. Araca bindiğimizde Eymen geride oturuyordu. Aracın kapılarını kilitleyip, kilitlemediğimi hatırlamıyorum. Nasıl indiğini fark etmedim. Araçta elektrik tesisatıyla ilgili arıza vardı” dedi. Baba Adem Kara ise sanığın his sömürüsü yaptığını ileri sürüp, olayın akabinde Akça’nın Türkiye’yi dolaştığını, kahkahalar attığını, en ağır cezayı almasını istediğini söyledi.

‘FERYAT FİGAN AĞLIYORDU’

Duruşmada şahitler da dinlendi. Olay sonrasında bir arkadaşını ziyaret etmek için gittiği rezidansın lobisinde bir hareketlilik fark ettiğini belirten Dr. Y.A.A., “Bir telaş hali vardı. Kalabalığın bulunduğu yere gittim. Kucağında çocuk taşıyan bir bayan gördüm. Çocuğu yere bırakmasını istedim. Hekim olmam nedeniyle denetim ettiğimde nefes alamadığını fark ettim. Nabzı atmıyordu, kalp masajına başladım. Tam hatırlamamakla bir arada kulak ya da başının art tarafında bir kanama vardı. Çocuğu getiren bayana, çocuğun yaşamadığını, bu kademeden sonra geri dönüşünün olmayacağını söyledim. Bayan feryat figan ağlıyordu. ‘Ne olur olmasın, ölmesin’ diye, yalvarıyordu. Sağlıkçı olduğumu, kalp masajına devam etmemi söyledi. Ben de 112 grupları gelene kadar kalp masajına devam ettim. Sonra da gelen 112 takımı çocuğu alıp hastaneye götürdü. Sonrasında çocuğun vefat ettiğini öğrendim” dedi.

‘1-2 DAKİKA İÇİNDE HASTANEYE BIRAKTIK’

Minik Eymen’i hastaneye götüren 112 grubunun çalışanı M.M. ise olay yerine varlıklarında Dr. Y.A.A.’nın Eymen’e kalp masajı yaptığını söyledi. M.M., “Bizden boyunluk ve sırt tahtası istedi. Damar yolu açıldı. Kalp masajı yapma hareketini takımımız devraldı. 3-4 dakika içinde ambulansa binip yola çıktık, 1-2 dakika içinde, çocuğu Ege Üniversitesi Hastanesi Acil Servisi’ndeki canlandırma odasına bıraktık. Birinci etapta çocuğu gördüğümüzde baş bölgesinde kanama vardı. Uzun vakit geçtiği için öteki bir ayrıntı hatırlamıyorum” diye konuştu.

‘KONUŞAMIYORDU, AĞZINDAN YALNIZCA ‘EYMEN’ LAFI ÇIKIYORDU’

Duruşmada şahit olarak dinlenen Adem Kara’nın eşi Sevda Çoruman Kara ise Eymen’in kuzeninin çocuğu ile iyi arkadaş olduğunu ve onunla görüşmek istediğini belirterek, şunları söyledi:

“Zerrin Akça beni arayarak kuzenimin çocuğunun telefonunu istedi. Ben de telefon numarası bilgisini verdim. Bu görüşme sonrasında kazaya kadar rastgele bir görüşme olmadı. Kaza olduktan sonra sanık Zerrin Akça beni aradı, konuşamıyordu. Yalnızca ağzından ‘Eymen’ ismi çıkıyordu. Ben ne olduğunu sorup, ‘sakin olmasını’ istedim. Konuşamıyordu. Nerede olduklarını sordum. Ege Üniversitesi Hastanesi’nde olduklarını söyledi. Bunun üzerine eşim Adem Kara’yı aradım, birlikte hastaneye gittik. Hastane sonrasında da rastgele bir irtibatımız olmadı. Gediz Mahallesi tarafında ikamet ederiz, seri bir halde hastaneye yanlışsız yola çıktık. Hastaneye vardığımda Zerrin Akça’yı görmedim” dedi.

‘GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMADI’

Hakim, olay mahallinde yapılan keşfin uzman raporunun mahkeme ulaştığını söyledi. Olay yeri ve anının fotoğraflarına yer verilen uzman raporunda sanık Zerrin Akça’nın sevk ve yönetimindeki aracı ile otopark alanına park etmek için seyir halinde iken kendisine ilişkin otopark noktasına gelmeden yarı yolda, duraklayıp, aracında yolcu olarak bulunan yeğeni Eymen Kara’yı indirdiği belirtildi. Akça’nın, Eymen’in araçtan inmesi sonrasında otopark yerine gitmek için öncelikle hareket haline geçmeden, çocuğun aracın yanından uzaklaşmasını sağlaması ve bundan emin olması gerektiği belirtilen raporda şu tabirlere yer verildi:

“Seyri sırasında ve dikiz aynasına bakarak görüş alanı içerisinde kalan çocuğun araçla birlikte koşması karşısında suratını azaltıp, çocuğun araçtan ayrılmasını sağlaması yahut tekrar araca alarak birlikte hareket etmesi üzere alınması gereken önlemler bulunduğu halde şoförün bu önlemleri yerine getirmeyip kazanın oluşumundaki dikkatsiz, denetimsiz ve nizamlara ters davranışı kusur niteliğindedir.”

‘TERK EDİLME DEHŞETİYLE YAPILAN HAREKET’

Daha evvel elinin kapıya sıkışıp sürüklendiği belirtilen Eymen Kara’nın, uzman raporunda kapıya tutunup sürüklendiği belirtildi. Raporda, “Kara’nın araçtan inmesi ve indikten sonra aracın sağ kapı kolunu tutarak tekrar araçla birlikte koşmaya başlaması, terk edilme korkusu içinde yapmış olduğu bir harekettir. Kazanın oluşumuna bakıldığında ise şoförün dikkatli ve denetimli davranışı ile önlenebilecek bir kaza. Kazanın oluşumunda Eymen Kara’nın kusuru bulunmamaktadır” sözlerine yer verildi.

Hakim taraf avukatlarına uzman raporlarına yönelik beyanda bulunmak üzere müddet verilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.