Geçen yıl mart ayında meydana gelen olayda, hakkında uzaklaştırma kararı bulunan Aydın Yılmaz, eski eşi Vildan Akkaya’nın çalıştığı pizza dükkanına geldi. Aydın Yılmaz, tabancasını ateşleyerek eski eşini başından vurdu. 6 gün ağır bakım ünitesinde tedavi altında tutulan Vildan Akkaya, tüm müdahalelere karşın hayatını yitirdi. Karabük Ağır Ceza Mahkemesince hakkında tasarlayarak insan öldürmek suçundan dava açılan Yılmaz’ın yargılanmasına başlandı. Mahkemede tabir veren Aydın Yılmaz, savunmasında olay günü kendisinde olmadığını argüman ederek, şunları söyledi:

“Alışveriş sonrasında konuta gittim, dinlenmek istiyordum. Antidepresan ilaçlarından bir avuç kadar attım. Ardından iki şişe yüksek alkol oranı olan şaraplardan aldım. Sonra telefonumdan Whatsapp mesajlarına baktım. Boşandığım eşimle birlikte çekindiğimiz memnun vakitlere ilişkin fotoğraflara baktım. Hayal meyal bildiri çektiğimi de hatırlıyorum. “Öldür beni bu hayatı sensiz yaşamak istemiyorum diye yazdığımı hatırlıyorum. Ben üzerimde silah taşıyorum. Hava almak için dışarıya çıktım. Eşimle uzaklaştırma kararına karşın telefonla görüşüyorduk. Whatsapp’tan bazen mesajlaşıyorduk. Bazen beni engelliyordu. Kendimle gayret ettim. Geç kalmış sayılmazsın diye telkinde bulundum. Yuvamı tekrar kurabileceğimi, kurtarabileceğimi düşündüm. Boşanma kararı verildikten ve gerekçeli karar yazılmadan evvel eski eşimle buluştuk, birlikte olduk. Ben bunun sonrasında tekrar ümitlendim çocuğumuz olursa yuvamız kurtulabilir diye düşündüm.  

İŞ YERİNE GİTTİ

Eşinin iş yerine gittiğini belirten Aydın Yılmaz, “Olay günü iş yerine gitmeden eşimi aramadım. Taksiye binerek çalıştığı iş yerine gittim. Ben ekseriyetle gittiğimde işçi kapısından ağabeyinin işlettiği iş yerine girer eski eşime latifeler yapardım yeniden işçi kapısından girdim, bu sırada beni fark etti, “Ne işin var lan burada üzere bir şey dedi. Ben de refleks mi diyeyim yoksa diğer bir şey mi açıklayamadığım bir biçimde anlık bir olay ile yanımda bulundurduğum silah ile 3-4 metre uzaklıktan tek el ateş ettim. Olağanda nişan alsam isabet ettirme imkanım yoktu. İsmini koyamıyorum basiretim mi bağlandı bilemiyorum. Sonrasında  Atakan gelerek elimden silahı aldı, kendimi de vurmak niyetim vardı. Olay bu halde oluyor. Bu olayı bir ömür vicdan azabı olarak çekeceğim. Pişmanım bu türlü bir olay başıma geldi, işin içinden çıkamıyorum. Eşimi çok seviyordum. Ona nasıl kıydığımı bilemiyorum. dedi.

Mahkemede Vildan Akkaya’nın yakınlarının da tabirleri dinlenirken, duruşma 18 Mayıs tarihine ertelendi. Avukat Nida Baltalı mahkemenin akabinde yaptığı açıklamada, “Ölümünden yalnızca birkaç gün evvel ve 1 ay uzaklaştırma kararları var. Vildan cürüm duyurusunda bulunarak eşinin kendisini öldüreceğini söyleyerek çeşit bildirileri gösteriyor. Bu bildiriler telefon konuşmalarında ‘seni öldüreceğim, seni yaşatmam, boşanırsam seni öldürürüm’ şeklinde tehditlerde bulunuyor. Biz bugün aslında karar verileceğine çok emindik. Tasarlayarak öldürmeden çok kıymetli emsal bir karar alacağımızdan çok emindik. Zira bayan cinayetlerinde nitelikli halden ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası verilmesi için tasarlayarak öldürmeden iddianame hazırlanmıştı. Bütün hata ögeleri burada mevcuttur. Savcı mütalaasında tasarlayarak öldürmeden görüş bildirdi. Sanığın akli istikrarının yerinde olup olmadığına ait İsimli Tıp Kurumunda tekrardan rapor bekliyoruz. Duruşmanız 18 Mayısa ertelendi. dedi. 

Vildan Akkaya’nın ablası Nurhan Yücel ise, “Acımız her geçen gün daha da artıyor. Yerine gelmesi, telafi edilmesi mümkün değil lakin hakikaten çok büyük vefat tehditleri aldı ve fiilen de gerçekleştirildi. Hakkettiği ağırlaştırılmış müebbet cezasını almasını gönülden istiyorum. diye konuştu.