Emine Erdoğan, program öncesi Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ile devlet muhafazasındaki çocuklar tarafından proje kapsamında 2021’in Yunus Emre yılı olması hasebiyle “Yunus Emre” temasıyla hazırlanan ve içerisinde ebru, ahşap oyma, kaligrafi ve filografi üzere el sanatlarından oluşan yapıtların yer aldığı, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde açılan “Bizim Yunus” standını ziyaret ederek, eserler hakkında bilgi aldı.

Daha sonra tiyatro gösterisinin yapılacağı salona geçen Erdoğan, programın açılışında yaptığı konuşmada, “Hayata Köprü Sanat Projesi”nde yer alan çocukların muvaffakiyetlerini alkışlamak için burada olduğunu tabir etti.

Çocukların süper bir stant hazırladıklarını lisana getiren Erdoğan, çocukları sanatla buluşturma fikrinden dolayı Türk Diyanet Vakfına, Aile ve Toplumsal Hizmetler Vilayet Müdürlüğüne, Zeytinburnu Belediyesine, eğitmenlere, sanatkarlara ve katkı sunan herkese teşekkür etti.

Sanatın, insanın en temel gereksinimi olduğunu belirten Erdoğan, “Nasıl ki beslenmek hayatta kalmak için vazgeçilmezse, ruhun beslenmesi de hayata tutunmak için elzemdir. Özellikle çocuklarımızı yetiştirirken sanatla tanıştırmanın sayısız yararları vardır. Sanat eğitimi alan çocuklar, öz inançlı, iş birliğine yatkın ve tabir yeteneği yüksek bireyler haline gelirler. Yardımlaşmak, empati kurmak, doğruyu seçmek ve üretken olmak, karakterleri olur. Sanatla meşgul olmak, müşahede yeteneğini geliştirir.” diye konuştu.

Emine Erdoğan, sanatın en başta kendini keşfetmek olduğunu lisana getirerek, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“İçindeki hoşluk denizine dalan insan, etrafı için de sonsuz bir ışık kaynağı olur. Natürel, sanat eğitiminden gaye, sırf sanatçı yetiştirmek değildir. Burada gaye, sanatın beşere kazandırdığı yüksek hislere sahip, ince ruhlar büyütmektir. Fotoğraftan müziğe, edebiyattan tiyatroya kadar sanatın her kısmı, insanın şanlı hislerinin su üstüne çıkmasını sağlar. Bu da çok katmanlı bir varlık olan insanı daha iyi anlamamızı sağlar. Hangi meslekten olursa olsun, sanatla iç içe büyümüş insanların, hayata bakışı farklı bir zenginlik taşır.”

“SANATLA KAZANACAKLARI ÜSTÜN KARAKTERİ HAYATLARINA YANSITACAKLAR”

Türk Diyanet Vakfının, Hayata Köprü Sanat Projesi’nin devlet müdafaasındaki çocukları Türk İslam sanatları ve tiyatro ile tanıştırmayı hedeflediğini aktaran Erdoğan, “Hem ulusal ve manevi kıymetlerimizi tanıyacakları hem de kendi iç dünyalarını keşfedecekleri bir seyahat onları bekliyor. Tahminen ortalarından kimileri ileride, değerli birer ebru, kaligrafi ya da tiyatro sanatkarı olacaklar. Sanatla kazanacakları üstün karakteri hayatlarına yansıtacaklar.” tabirlerini kullandı.

2021’in Yunus Emre yılı olması ve çalışmaların bu tema ile yürütülecek olmasından duyduğu memnuniyeti lisana getiren Erdoğan, “Hak dostu olmanın, sevginin ve güzelliğin yoludur Yunus Emre. ‘Maharet hoşu görebilmektir, sevmenin sırrına erebilmektir. Cihan, alem herkes bilsin ki şunu; en büyük ibadet sevebilmektir.’ kelamları, inşallah evlatlarımız için yol gösterici olacaktır.” dedi.

Emine Erdoğan, İslam sanatlarının ne kadar yüksek bir bedele sahip olduğunu bildiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Bu manada, dolu dolu bir geçmişe sahibiz. Osmanlı’da sanat hayatın her alanında, hayatla iç içedir. Estetik algı, en üst seviyede deneyim edilmiştir. Sanat, ruhun ilacı olarak kabul edilmiştir. Şifahanelerde, müzikle tedaviyi duymayanımız yoktur. Mesela, rast makamı ruha sefa, rehavi makamı sonsuzluk fikri, neva makamı lezzet ve ferahlık verir. Keza şiir, minyatür, tezhip, hattatlık üzere birçok sanat kolu, zevk-i selimin ve ince fikrin tepesidir. İnşallah, bu hoş dünyanın kapısını aralayacak olan evlatlarımızın hayatları da sanatla dönüşecek. Hepsi, kendine inançlı, hayata karşı motivasyonu yüksek yetişkinler olacaklar.”

“DEVLETİMİZ, ÇOCUKLARIMIZIN SAĞLIKTAN EĞİTİME TÜM MASRAFLARINI KARŞILIYOR”

Çocukların ne kadar değerli olduğunu anlatmaya, bazen sözlerin kifayetsiz kaldığını tabir eden Erdoğan, çocukların geleceğin aydınlık günleri olduğunu, her vakit Türkiye’nin geleceğinin çocuklara ilişkin olduğunu söylediklerini, onlara bu büyük sorumluluğu vermek için onları en iyi formda geleceğe hazırlamaları gerektiğini belirtti.

Kırılgan kümeler ortasında, çocukların farklı bir yeri olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bu noktada devletimiz, muhafazası altına aldığı çocukların iyi yetişmesi ve muhtaçlıklarının karşılanması için seferberdir. Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığımızın, çocuklarımızın desteklenmesi için oluşturduğu birçok model var. Aile birliğinin güçlendirilmesi prensibiyle 138 bine yakın evladımız ailesinin yanında destekleniyor. Evlat edinilen çocuk sayımız 18 bine ulaştı. Devlet muhafazasına alınan çocuklarımız, sıcak bir yuva ortamında hayatlarını sürdürüyorlar. Doğal, büyük bir muvaffakiyetle yaygınlaşan ‘Koruyucu Aile Modeli’miz de çocuklarımız için en çok istediğimiz modeldir. 2002’de 515 olan gözetici aile sayımız, bugün prestijiyle 6 bin 687’ye yükseldi. Gözetici aile yanına yerleşen çocuklarımız ortasında yüzlerce engelli evladımızın olduğunu da tabir etmek isterim. Hatta bu yavrularımız ortasında yüzde 100 engelli çocuklarımız da var. Birçok insanımızın, hepsi birbirinden değerli bu çocuklarımızı, ailelerine katmak istediklerini biliyorum. Devletimiz, çocuklarımızın sağlıktan eğitime tüm masraflarını karşılıyor. Esirgeyici ailelerimizden tek beklediğimiz, yalnızca hoş gönüllerinde yer açmalarıdır.”

Emine Erdoğan, bir çocuğun sevinç ve huzur içinde büyümesinin, insanlığın ortaya koyabileceği en harika sanat yapıtı olduğunu lisana getirerek, çocukların en iyi kaidelerde yetişmesi için büyük bir özveri ile çalışanlara ve programın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.

“HER VAKİT YANINIZDA OLDUĞUMUZU SAKIN UNUTMAYIN” İLETİSİ

Programa katılan çocuklara ve gençlere seslenen Erdoğan, şunları söyledi:

“Hepiniz pırıl pırılsınız ve çok değerlisiniz. Geleceğinizin hoş ve aydınlık olacağından hiç kuşkunuz olmasın. Devletimizin müdafaası altında yetişmiş ve toplumda çok iyi yerlere gelmiş birçok ablanız, abiniz var. Kimisi hekim, mühendis, bürokrat, kimisi sanatçı, sportmen… Siz de kendinize inancın ve amaçlarınızı büyük tutun. Sizler bizim evlatlarımızsınız, biz de sizin aileniziz. Sizi çok sevdiğimizi ve her vakit yanınızda olduğumuzu sakın unutmayın. Çıktığınız bu sanat yolunda hepinize muvaffakiyetler diliyorum. Çok hoş eserler vereceğinize, kendinizi en iyi biçimde yetiştireceğinize yürekten inanıyorum. Her birinizi sevgiyle kucaklıyor, muvaffakiyetlerinizin devamını diliyorum. Kalın sağlıcakla.”

Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanı Derya Yanık da çocukların gücünü hissettikleri, grup olarak bir ortada ve uyumlu bir biçimde çalıştıklarına şahitlik ettikleri, sanatın üniversal lisanıyla kendilerini tabir ettiklerini izledikleri bir programın açılışına katılmaktan duyduğu memnuniyeti lisana getirerek, çalışmada emeği geçenlere teşekkür etti. ​​​​​​​

İstanbul Müftüsü ve TDV İstanbul Şube Lideri Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı, TDV İstanbul İstekli Koordinatörü Meral Günel ve Zeytinburnu Belediye Lideri Ömer Arısoy da programda konuşma yaptı.

Konuşmaların akabinde iştirakçiler, devlet muhafazasındaki çocuk ve gençlerin hazırladığı “Buğday Tanesi” isimli tiyatro gösterisini izledi. Daha sonra gençler, kısa bir konser verdi. Programda, gençlerin projenin uygulandığı müddet içerisinde yaptıkları çalışmaların yer aldığı görüntü da gösterildi.

Programa, TBMM Lideri Mustafa Şentop’un eşi Sabriye Şentop, Diyanet İşleri Lider Yardımcısı Huriye Martı ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın eşi Hatice Işık Yerlikaya da katıldı.

Program, Emine Erdoğan’a ikram takdim edilmesi ve aile fotoğrafı çekilmesinin akabinde sona erdi.

“HAYATA KÖPRÜ SANAT PROJESİ”

TDV’nin toplum gelişimine yönelik iyi niyet ve uğraşının bir göstergesi olarak düşünülen “Hayata Köprü Sanat Projesi” Zeytinburnu Çocuk Meskenleri Sitesinde kalan 13-20 yaş aralığındaki erkek çocuklara 1 Nisan-10 Temmuz tarihleri ortasında pilot olarak uygulandı.

TDV İstanbul Bayan ve Gençlik Kolları Koordinatörlüğü ile Aile ve Toplumsal Hizmetler Vilayet Müdürlüğü ortasında sağlanan mutabakatla yapılan planlama kapsamında, ebru, ahşap oyma, kaligrafi ve filografi alanında çalışma başlatılırken, tiyatro çalışması ile uyumlu olması için 2021’in Yunus Emre yılı olması münasebetiyle atölyelerde “Yunus Emre” temalı çalışmalar planlandı, çocuklardan yeteneği olanlarla Yunus ilahilerini icra edecekleri koro çalışması yapıldı. Gençlere sanat alanlarının tanıtılacağı bir seminer yapıldı ve küçük stant düzenlendi.

Projeyle devlet muhafazasındaki gençlerin, Türk-İslam sanatları ve tiyatro ile tanışmaları, sanatın sağaltıcı gücünden yararlanarak psiko-sosyal açıdan desteklenmeleri, kendi iç dünyalarını zenginleştirmelerine katkıda bulunulması, sanatla meşgul olarak ziyanlı alışkanlıklardan uzaklaşmaları, sanat eğitimi vasıtasıyla ulusal manevi kıymetlerle tanışmaları ve kendi yeteneklerini keşfetmelerine katkı sağlanması, gelecek hayatlarında mesleğe dönüştürebilecekleri bir marifet kazanmaları, usta-çırak modeliyle gençlerin ahlaki ve toplumsal gelişimlerinin desteklenmesi amaçlandı.