İstanbul’da yaşayan 5 çocuk, 11 torun sahibi 73 yaşındaki Sefer Altan’ın, 3 yıl evvel kalbine stent takıldı. Akabinde kalp pili ameliyatı olan yaşlı adam son vakitlerde nefes darlığı ve uykusuzluk yaşamaya başladı. Rutin denetim için hastaneye gelen Sefer Altan’ın karın içerisinde 9.5 santimetrelik bir aort anevrizması tespit edildi. Hekimleri bile şaşkına çeviren bu durum karşısında Altan, riskli bir operasyona alındı. Her iki kasık bölgesinden damarların bulunup özel bir materyal ile anevrizmanın kapatılması sonucu sıhhatine kavuşan Sefer Altan, “Hoca, ‘kucağında tehlikeli bir bomba taşıyorsun’ dedi. Lakin ben Türk doktorlarına güvendim” diye konuştu.

“5.5 SANTİMİ BULDUĞUNDA YIRTILMA RİSKİ ARTAR”

Operasyonun risklerine ve ciddiyetine dikkat çeken özel bir hastanenin Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Bilgi Erdoğan, “Karın içindeki aort damarının çapı ortalama 2.5 santimetre. Bilhassa 5.5 santimi bulduğunda yırtılma riski artar. Sefer Bey’de 9.5 santimetrelik hayli büyük bir anevrizma ile karşılaştık. Anevrizmanın başlangıcı böbrek damarına çok yakındı, çok ender rastladığımız bir durumdu” tabirlerini kullandı.

“HER VAKİT TÜRK TABİPLERİNE GÜVENDİM”

Operasyon öncesi nefes alamadığını ve çabuk yorulduğunu anlatan Sefer Altan, “Yürüyüş esnasında çok çabuk yoruluyordum. Genel bir denetim için hastaneye geldiğimde durum fark edildi. Hoca ‘kucağında tehlikeli bir bomba taşıyorsun’ dedi. ‘Operasyon yapacağız’ dediler ve kurtuldum. Daha evvel bypass ameliyatı oldum. Sonra kalp yetmezliğinden pil taktılar. Ben her vakit Türk tabiplerine güvendim” dedi.

“RUTİN MUAYENEDE ORTAYA ÇIKTI”

Altan’ın kızı Emine Alpdağ ise babasının nefes almakta ve merdiven çıkmakta zorlandığını anlatarak, “Babam nefes alırken kısık kısık nefes alıyor, merdiven çıkarken çabuk yoruluyordu. Yorulduğu halde süratli gitse de nefes alışverişi onu zorluyordu. Biz bu olanları olağan bir kalp hastalığına bağlıyorduk. Bir şey olmaz diye düşünüyorduk. Rutin muayene için geldiğimizde ultrasonda aort damar şişkinliği belirlendi. Hocanın birinci lafı ‘kucağınızda bir bomba taşıyorsunuz’ oldu. Biz çok huzursuz olduk ve korktuk. Zira çok riskli bir ameliyattı. Konuta gitsen de, ameliyat olsan da riskli dediler. Tedavi riskini göze aldık. Yeterli ki de almışız, babam şu an çok iyi” tabirlerini kullandı.

“OLDUKÇA BÜYÜK VE AZ GÖRDÜĞÜMÜZ BİR DURUM”

Aort anevrizmalarının bilhassa ileri yaş, risk faktörü hastalarda sıkça görüldüğünü anlatan Doç. Dr. Mustafa Bilgi Erdoğan, “Karın içindeki aort damarının olağan çapından daha fazla genişlemesi ve balonlaşması sonucu hastada hayati risk oluşturması durumu. Karın içindeki aort damarının çapı ortalama 2.5 santimetre. Bilhassa 5.5 santimi bulduğunda yırtılma riski arttığından bunlara ya ameliyat ya da kapalı bir prosedürle tedavi öneriyoruz. Hastamız Sefer Beyefendi bize geldiğinde tesadüfen tespit edilmiş bir anevrizmaydı. Hastanın öbür bir hastalığı nedeniyle çekilmiş tomografisi sonucunda yaklaşık 9.5 santimetrelik epey büyük bir anevrizma ile karşılaştık. Anevrizmanın başlangıcı böbrek damarına da çok yakındı. Bunun yanı sıra bacak damarlarında da tıkanıklık vardı. 9.5 santim çok ender rastladığımız bir durum” değerlendirmesinde bulundu.

“YILDA BİR SEFER ULTRASONLA DENETİM ÖNERİYORUZ”

Bu hastalığın çok sinsi olduğunu belirten Doç. Dr. Erdoğan, şöyle devam etti:

“Çoğu hastada hiçbir semptom vermeyebilir. Bazen bir karın ağrısı ve gibisi semptomlar görülebilir lakin burada en büyük dert hastanın birinci şikâyeti anevrizmanın yırtılması olabilir. Yırtılma olduğunda da çoklukla birden fazla hasta hastaneye yetişemeden hayatını kaybedebilir. Hastaneye yetişebilen hastalar da çok riski bir ameliyata girmek zorunda kalabiliyor ki bu da epey sorunlu bir süreci doğurabiliyor. Şikâyet vermemesi ve anevrizmanın bu kadar büyümüş olması da büyük bir riskti. Risk faktörleri varsa bilhassa uzun müddet sigara içiciliği, ailede ani mevt hikayesi, koroner arter dediğimiz bypass hikayesi, diyabeti olan 50 yaş üstü tüm hastalara yılda bir defa ultrasonla bir denetim öneriyoruz. Bunları doktorlarına başvurarak yapabilirler.”

“ZAYIF HASTALAR DIŞARIDAN BİLE FARK EDEBİLİR”

Her iki kasık bölgesinden damarları bulduklarını özel bir teknikle bu anevrizmayı içten kapattıklarını anlatan Doç. Dr. Erdoğan, risk faktörlerine dikkat çekerek şu ihtarlarda bulundu:

“Sigaranın kesinlikle bırakılmasını öneriyorum. Uzun müddet sigara içen şahısların de kesinlikle aralıklı denetimlerini yaptırmaları gerekiyor. Diyabet hastaları ise ailelerinde kalple ilgili ani vefat tablosu varsa kesinlikle aralıklı denetimlerini yaptırmalılar. Hastamız çok kilolu olduğundan kendisi farkına varamamış. Ancak zayıf hastaların ellerini karınlarına koyduklarında orada atar bir kitle fark ederler. Biz birçok hastayı bu halde muayene esnasında tespit edebiliyoruz. Birtakım çok zayıf hastalarda dışarıdan bile o kitlenin attığı görülebilir. O nedenle kişi bu mevzuda farkındalığını geliştirmeli, bu çeşit durumları ciddiye almalıdır.”