BAU Denizcilik ve Küresel Stratejiler Merkezi Lideri ve Emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, varlıklı doğalgaz yataklarına sahip Doğu Akdeniz’de uzun bir müddettir devam eden tansiyona yönelik açıklamalar yaptı. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de memleketler arası hukukla var olan haklarını istediğini belirten Doç. Dr. Yaycı, “Savaş ve çatışma tehdidinde bulunan ülke Türkiye değil, bunları söyleyen Yunanistan’dır. Türkiye’ye savaşacağını hissettirmek istiyor. Türkiye daima barıştan diplomasiden kelam ediyor” diye konuştu.

“YUNAN VE RUM GEMİLERİNİN BOĞAZDAN GEÇİŞİNİ YAVAŞLATABİLİRİZ”

Türkiye’nin Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne sadık olduğunu söyleyen Yaycı, “Türkiye kendini yakın savaş tehdidi altında hissedebilir. Bu türlü olunca, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin 2’nci ve 6’ncı hususu var. Bu unsurlara nazaran, ticaret gemileri, gündüz geçiş yapmak durumundalar. Kılavuzluk, mecburî kılınabilir. Geçişi Türkiye’nin göstereceği geçiş rotalarından yapmak durumunda kalırlar. Yunanistan’ın turizmden sonra ikinci büyük gelir kaynağı deniz nakliyatıdır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) birinci gelir kaynağı deniz nakliyatı. Türk boğazlarından senede 45-50 gemi geçiyor bunların büyük çoğunluğu Yunan ile Rum bandrollü gemiler. Türkiye geçişleri yavaşlatabilir, bekletebilir. Kılavuz aldırmayı söyler, rotaları belirler” sözlerini kullandı.

“TÜRKİYE BOĞAZLARI KAPATABİLİR”

Türkiye’nin elinin güçlü olduğunu anlatan Doç. Dr. Yaycı, “Eğer kendini savaş tehdidi altında hissederse, bu gemilerde savaş gerecinin taşındığını düşünürse kaçak mal listesi yayınlayıp, denetimini yapabilir. Memleketler arası hukukta bunu yeri vardır. Her bekleme ve gecikme gemilere önemli bir maliyet getirecektir. Avrupa Birliği 24-25 Eylül’deki toplantıdan sonra ekonomik yaptırım uygulamaya kalkarsa Türkiye’de bunları masaya koymalıdır. Ayrıyeten, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin savaş gemileri için 20-21’inci husus devreye girer. Türkiye, savaşa yakın hissettiği tarafların gemilerine boğazları kapatabilir, geçişi önleyebilir” dedi.

“MÜZAKEREYE BAŞLANIRSA TÜRKİYE-LİBYA SINIRI ORTADAN KALKAR”

Türkiye’nin savaş, çatışma isteyen bir devlet olmadığını aktaran Doç. Dr. Yaycı, “Türkiye hukuktan kaynaklanan haklarını savunmak durumunda bırakılan bir devlettir. Kimsenin denizinde, toprağında gözümüz yok. Bizim toprağımızda, denizimizde gözleri olmasına da tahammülümüz yok. Libya ile Türkiye muahedesinde karşılık kıyıların çizgisi 18,5 mildir. Çok dar bir genişliktir. Bu genişlik Yunan adalarının bilhassa Rodos, Kaşot, Kerpet adasının karasularının ötesinden geçer. Hasebiyle müzakereye oturulduğu an 18,5 millik sınır yenir. Zira çabucak adaların yanından geçer. Yunanistan ile müzakereye başladığınız vakit Türkiye-Libya çizgisi ortadan kalkar zira Yunanistan’a ne kadar deniz yetki alanı vereceğinizi konuşuyorsunuz manasına gelir” diye konuştu.

“MUĞLA’DA HAK ARGÜMAN ETMESİYLE TIPKI ŞEY”

Doğu Akdeniz’de Yunanistan ile müzakere edilecek bir şeyin olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Cihat Yaycı, “Yunanistan’ın Muğla’da hak argüman etmesiyle, Doğu Akdeniz’de hak argüman etmesi birebir şeydir. Deniz hukuku açısından Muğla’da hak sav ederse masada görüşecek miyiz? Türkiye, gayri askeri statüdeki adalar konusunu ve bunların dönem kuralının ortadan kalktığını hukuksal ve diplomatik yoldan çok kuvvetli lisana getirmesi lazım. Lozan Mutabakatı Türkiye’nin kurucu senedidir. Mutabakattaki kaidelere dönmeliyiz. Lozan’daki üzere egemenliği mutabakatlarla Yunanistan’a devredilmemiş ada, adacık, kayacığa sahip çıkmasın, bunları müzakere edelim. Diplomasiyi, müzakereyi bırakalım demiyorum fakat bizim taleplerimiz, isteklerimizi Yunanistan’ın hukuksuzluklarını görüşelim. Türk milleti müsterih olsun askeri, milleti ve bütün kurumları da ayaktadır ve son derece güçlüyüz” tabirlerini kullandı.

“YUNANİSTAN’IN SİLAHLI KUVVETLERİNİN İKİ KATIYIZ”

Doç. Dr. Yaycı, “Yunanistan’ın silahlı kuvvetleri bizim en fazla yarımız kadar, biz onların iki katıyız. Yunanistan için askeri güç yarışına girmek akıl karı değil. Türkiye zati hiçbir vakit çatışma yahut savaş telaffuzunda bulunmadı. Yunanistan, Türkiye’yi savaşla tehdit ederek, Birleşmiş Milletler kuralını ayaklar altına alıyor. Biz savaştan korkacak bir millet değiliz, Yunanistan kim?” dedi.

“TÜRKİYE’NİN MENFAATİ NEYİ GEREKTİRİYORSA ONU YAPMALIDIR”

“Türküm ve Müslümanım bununla da gurur duyuyorum” diyen Doç. Dr. Yaycı, “Türkiye’nin menfaati neyi gerektiriyorsa onu yapmalıdır. Herkesle ittifak yapabilir. Mısır, Rusya, Yunanistan, Amerika, Çin ve İsrail kimle iş birliği yapması gerekiyorsa onunla yapar. Ancak ‘daha evvel iş birliği yapıyordum artık de yapmak zorundayım’ diye bir şey yok. Ben öz be öz Türküm ve Müslümanım bununla da gurur duyuyorum. Biz Türkiyeci olmalıyız, Türk milliyetçi olmalıyız, Atatürk milliyetçisiyiz. Ne Amerika ne Rusya ne İsrail önceliğimiz Türkiye’dir. Libya ile mutabakat yapmak isteyince ‘İhvancı’, Mısır ile mutabakat yapmak isteyince ‘Sisici’, İsrail ile mutabakat yapmak isteyince ‘İsrailci’ bu zihniyetle hiçbir yere varılamaz. Menfaatimiz gerektiriyorsa birlikte hareket ederiz çıkarlarımıza aykırı düşüyorsa karşılarında oluruz” diye konuştu.