ASLIHAN ALTAY KARATAŞ Ankara – Ezine’de 2016’da açılan boşanma davasında, B.Y.’nin cep telefonundaki ileti içerikleri, ses kayıtları, görüntüler ve fotoğraflar mahkemeye kanıt olarak sunuldu. B.Y., cep telefonuna eşi tarafından yüklenen “casus yazılım” aracılığıyla, tüm şahsî datalarının ele geçirildiğini ve kullanıldığını ileri sürerek şikayetçi oldu. Eşinin vakit içinde elde ettiği dataları hukuka ters biçimde depoladığını, boşanma davasında kanıt olarak kullanılma gayesini da aşarak aile fertlerinin hayatlarını dahi takip ettiğini, boşanma davasındaki şahitlerin kimliklerini ele geçirdiğini belirten B.Y., haberleşmenin kapalılığını ihlal ve özel hayatın kapalılığını ihlal hatalarından cezalandırılmasını talep etti.

Hata sürece kastı yokmuş

Mahkeme, casus yazılımı yükleyen eşin beraatine karar verirken, kararın münasebetinde kayıtları boşanma davasına kanıt olarak sunma dışında basın, yayın, internet yoluyla ifşa etmemesini “suç sürece kastının olmaması” halinde kıymetlendirdi.

B.Y., istinaf yoluna müracaat etti ve Başsavcılığın kabahatin hukuksal nitelendirmesini yaparken kusurlu davrandığını, ferdî bilgilerin hukuka muhalif formda ele geçirilmesi konusunda bir kıymetlendirme yapmadığını vurguladı. Bölge Adliye Mahkemesi’nin beraat kararını onaması üzerine ise B.Y., Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) ferdî müracaatta bulundu. Başvuruyu 7 Eylül’de görüşen AYM, Anayasa’nın 20. unsurunda teminat altına alınan “özel hayata hürmet hakkı” kapsamında “kişisel dataların korunmasını isteme hakkının” ihlal edildiğine karar verdi. Kararın örneği ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için tekrar yargılama yapılmak üzere Ezine Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

‘Devlet, caydırıcı reaksiyon göstermeli’

AYM kararının münasebetinde, devletin şahsî dataların korunması kapsamında, bu bilgilerin hukuka muhalif olarak ele geçirilmesi, işlenmesi ve açıklanmasına yönelik önleyici önlemler alması ve benzeri durumların bir daha yaşanmaması için bunu yapanlara karşı caydırıcı yargısal reaksiyon göstermesi gerektiğine dikkat çekildi. Kararda, “Başvurucunun telefonunda yer alan bu bilgilerin, müracaatçıya ait ferdî data niteliğinde bilgiler olduğu, şahsî bilgi mahiyetindeki bilgilerin hukuka muhalif olarak ele geçirilmesi ve açıklanmasının da mevzuatta kabahat olarak düzenlendiği açıktır” sözüne yer verildi.