Koronavirüsle çabanın ön saflarında yer alan sıhhat çalışanları, 2020 yılında en güç devirlerini yaşadı. Tüm dünyayı tesiri altına alan salgın nedeniyle ağır bir yıl geçiren sıhhat çalışanları enfekte dehşetiyle ailelerini göremedi, birebir sofrada oturamadı, gece gündüz demeden salgına karşı hastalara nefes olmaya çalıştı. Salgınla verilen savaşta bir yılı geride bıraktığımız şu devirde, yüzlerce çalışma arkadaşlarını da kaybeden sıhhat çalışanları, artık tek başlarına gayret etmekten yoruldu. Pandemi başladıktan sonra açılışı yapılan Başakşehir Çam ve Sakura Kent Hastanesi sıhhat çalışanları da salgında son bir yılı ve çabayı anlattı. Halkın bu gayrette yanlarında olmalarını ve fedakarlık göstermesini isteyen sıhhat çalışanları, 14 Mart Tıp Bayramı’nda Milliyet aracılığıyla vatandaşlara seslendi.

‘Ailemizle tıpkı sofrada oturamadık’

Göğüs hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Sibel Yurt: “Yaklaşık bir yıldır salgınla çaba ediyoruz. Nitekim toplum olarak hepimiz çok yorulduk. Teneffüs yoluyla bulaşıcı hastalık olduğu için aşılansak bile hastalanma ihtimalimiz var. İnsanlarımız sıkıldı, olaylar tekrar artmaya başlamıştı. Ancak biz bu süreçte, ailemizden uzak kaldık, tıpkı sofrada yemek yiyemedik, konuta gidemedik, gitsek de kapıyı maskeyle açtırdık. Olmadı, diğer odaya geçtik. Ortamızda 2-3 ay meskenlerine gitmeyenlerimiz oldu. Eşiyle, çocuğuyla birebir sofrada yemek yemeyi unutanlarımız oldu. Toplum olarak hepimiz yorulduk. Sıkıldık, bıktık lakin biraz daha sabredeceğiz. Bunu daima birlikte başaracağız. Bir sene daha sabretmemiz gerektiğini düşünüyorum.”

‘Kalabalıklara hududumuz bozuldu’

Pandemi Servisi pratisyen doktor Elif Naz İpek: “Salgınla bir yılın nasıl geçtiğini anlayamadım. Hastalara yetişemediğimiz ve yatak bulamadığımız vakitler oldu. Acilden daima yeni hastalar geliyordu. O periyot çok berbattı. İnsanları dışarda görünce de açıkçası sonlarım bozuluyordu. Biz burada sizin için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Burada canla, başla çalışırken, maskesiz dışarı çıkanlar, Uludağ’da kayak partileri yapanlar çok sorumsuzca geliyordu. Buna karşın biz burada çalışıyoruz. Olağan olan maske takmak, kendimizi korumak değil, hasta olmak olağan oldu. İnsanların çok az dikkatli olduğunu görüyoruz. Bizim çalışmamızla bitecek bir şey değil. Kimse hayatının bir yılını meskende geçirmek istemez fakat hastane odalarında o aygıtlarla nefes alıp vermeye çalışmak nitekim çok daha sıkıntı. Yalnızca sabırlı olmak gerekiyor. Halk tedbirlere dikkat etsin.”

‘Elimizi taşın altına koyalım’

Pandemi Polikliniği’nde PCR sürüntüsü alan Dr. Hamit Kuru: “Bu süreçte inanılmaz yoğunluk yaşadım. Bu yoğunluk ve hastalık yalnızca sıhhat çalışanlarının tek başına yenebileceği bir süreç değil. Her vatandaşın elini taşın altına koyması gerekiyor. Daima bir arada sabredelim. Herkes kurala uysun. Dünya Sıhhat Örgütü’nün açıklamasına nazaran de 2021’de devam edecek üzere görünüyor. Halk yanımızda olsun, bize takviye versin. Kurallara uyalım ki bu süreci daima bir arada aşalım.”

‘Süre uzadıkça gevşemeyelim’

Enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji eğitim vazifelisi Doç. Dr. Hasret Altuntaş Aydın: “Tam bir yıl geçti. Birinci çıktığında virüsü bu kadar tanımıyorduk. Bu süreçte aileme bulaştırma riskinden evimden ayrıldım. Otele yerleştim, daha sonra Bakırköy’deki ailemin konutunda iki ay tek başıma kaldım. Pek çoğumuz enfekte oldu. Küçücük bir mikro oganizmanın insanları nasıl birbirinden uzak bırakabileceğini, toplumsal ve kültürel alışkanlıklarımızın nasıl bir anda değişebileceğini, insanların konutlarından nasıl çıkamaz hale geleceğini gördük. Nasıl korunacağımızı biliyoruz ve nasıl uzaklaştıracağımızı da biliyoruz. Bu yüzden daima birlikte hareket etmek zorundayız. Birlikte atlatabiliriz. Bunu tek başımıza bizim yapmamız mümkün değil. Bunu daima birlikte yapabiliriz. Biraz daha sabretmemiz gerekiyor. Süreç uzadıkça beşerler gevşiyorlar, bıkıyorlar ancak halkımızla birlikte bu kurallara devam etmek zorundayız.”

‘Tek başımıza yenemeyiz’

Enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı Doç. Dr. Alper Gündüz: “Yaklaşık bir yıldır bütün meslektaşlarımızla birlikte bu salgınla savaşıyoruz. Bu süreçte çok yorulduk, meslektaşlarımızı kaybettik. Fakat yeniden de yılmadan devam ediyoruz. Bunu da bizim tek başımıza yapmamız sıkıntı. Toplum olarak halkla birlikte bunu başarabiliriz. Bu salgın yalnızca tabiplerin aşabileceği bir şey değil. Sabretmedikçe bu sürecin daha da uzayacağını söyleyebiliriz. Bunu halkımızla daima birlikte atlatabiliriz.”

‘Halktan fedakârlık bekliyoruz’

Pandemi Servisi hemşiresi Merve Arı: “Pandemi başlar başlamaz kendimi bu sürecin içinde buldum. Ailemizden uzak, hiçbir yere gidemeden hastalarla birlikte uğraş verdik. Aylardır ailemi göremiyorum. Hatta pandemi servisinde çalıştığımdan ailemin bile haberi yok. Bizim de artık ruhsal hudutlarımıza ulaştı. Buraya gelene kadar bir maskeyi takmak hakikaten daha kolay. Biz burada onlara teneffüs vermek için kaç aygıta bağlıyoruz. Yeni normalleşmeyle beşerler kendilerini salmasınlar. Tabibi, hemşiresi, sıhhat çalışanları ile olacak iş değil, halkın bize dayanak vermesi gerek. Buraya düşmemeleri için ellerinden geleni yapmalılar. O süreçte çok fazla kendimizi sınırladık. Fedakarlık yaptık. Artık sıra halkın fedakarlığında. Biz fazlaca fedakarlık gösterdik, halk da elinden geleni yapmalı. Çok güç bir şey değil.”

Toplumla birlikte gayret

Patoloji Kısmı idari sorumlusu Prof. Dr. Nevra Dursun Kepkep: “Salgın süreci hepimizin hayatını kökten etkiledi. Salgın, sıhhat hizmetlerinin bütün alanlarında olduğu üzere acil ya da erken cerrahi teşebbüs gerektiren tümör hastalarının tedavi süreçlerini de olumsuz etkiledi. Salgının başlangıcından itibaren tümör hastalarının bir kısmına pandemi süreci içinde müdahale edilme zaruriliği oluştu. Bu süreç içinde hem cerrahi hem de onkolojik tedavilere orta verilmeden devam edilmeye çalışılsa dahi hastalarımızın pandemi nedeniyle hastaneye gitme endişeleri arttı. İnsanlarımız, hastanelere gelmekten çekindiği için tümörler daha ileri evrelere geçmiş olabilir. Pandemi daha bitmedi. Bizler sıhhat çalışanları olarak aşılandığımız halde kurallara uyuyoruz. Bu hastalığı lakin toplumla birlikte aşabiliriz. Toplumun geniş bir kısmına aşı yapılana kadar önlemlere uyup, kendimizi korursak bu hastalığı aşarız.”

‘Süreci birlikte aşacağız’

Ağır Bakım Kliniği sorumlusu Uz. Dr. Derya Tatlısuluoğlu: “Salgının başından beridir uğraş ediyoruz. Geçtiğimiz yıl Mart ayından beri çok ağır yaşıyoruz. Geçen son dört ay çok agresifti. Hastanemizde sonradan yedi tane ağır bakım açıldı. Günaşırı nöbetler tuttuk. Çok yorucu oldu. Birçoğumuz Kovid olduk. Çok meslektaşımızı da kaybettik. Şu son devirde bilgilerimiz azaldı. Hasta sayısı azaldıkça daha da normalleşmemiz başladı. Bu hafta itibariyle tedbirler kaldırıldı. Beşerler bir yıldır konutta, çok bunaldılar. Fakat natürel ki dikkatli olmalıyız. Bunu lakin daima birlikte aşacağız. Herkes kurallara uyacak. Biz de bilmediğimiz bir süreci birlikte yaşıyoruz. Fakat Kovid’le yaşamayı öğreneceğiz. Öbür da bir dermanımız yok. Süreci birlikte bitireceğiz.”