İstanbul Beylikdüzü’nde 19 Eylül 2020’de bir rezidansta bulunan hoşluk merkezinde kalçasına botoks yaptıran Kübra Boyraz (38) sürecin akabinde kötüleşmişti. Hoşluk merkezi çalışanları tarafından konutuna bırakılan Boyraz, durumunun berbata gitmesi nedeniyle hastaneye kaldırılmış lakin yapılan müdahalelere karşın hayatını kaybetmişti. Olaya ait hazırlanan iddianamede pratisyen tabip Öner Ö.’nün 12 yıla kadar mahpusu istenirken, tabip olmadığı halde enjekte sürecini yaptığı argüman edilen Erdal D.’nin ise 17 yıla kadar mahpusu talep edilmişti. Öbür iki sanık Ömer E. ve Bülent B.’nin ise 3 yıla kadar mahpusla cezalandırılmaları istenmişti.

Olaya ait Büyükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmada sanıklar SEGBİS sistemi ile hazır edilirken, sanık avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmaya hayatını kaybeden Kübra Boyraz’ın babası, annesi ve kız kardeşi de SEGBİS sistemi ile bağlandı.

‘HASTANEYE GÖTÜRMEDİLER’

Beyanı sorulan baba Solmazgül, olay günü kızının annesini cep telefonu ile aradığını söyleyerek, “Kızım adresi sordu. Çocuğumu meskene bir bayan getirip bıraktı. Biz ne olduğunu sorduğumuzda bayan bize ’Tansiyonu düştü’ dedi. Bayan bıraktıktan sonra ayrılıp gitti. Biz ne olduğunu sorduğumuzda kızım ’Ne tansiyonu, kalçama dolgu yaptılar çok kötüyüm, beni hastaneye götürün dedim götürmediler’ dedi. Kızımı eşim hastaneye götürdü. Sanıklardan şikayetçiyim. Kızımı bilerek ve tasarlayarak öldürmüşlerdir” formunda konuştu.

Sabah gazetesinin haberine nazaran, duruşmada şahit olarak dinlenen Nalan Küçükakyüz ise kendisine de sanık Öner Ö. tarafından süreç yapıldığını anlatarak, “Bana yapılan uygulamalar sonucunda baş ağrısı çekmeye başladım. Nöroloji tabibine gittiğimde bana bilinmeyen sıvılar enjekte edildiğini ve bunun baş ağrısına sebebiyet verdiğini söyledi. 5-6 ay boyunca ağrı kesici aldım, hala alıyorum. Bende ilgili bireyler hakkında dava açacağım” dedi.

‘ABLAM ‘ÖLMEK İSTEMİYORUM’ DİYORDU’

Maktulün kardeşi Emine Göktürk ise olay günü ablası ile annesinin telefonundan görüştüğünü söyleyerek, “Ablam ’Beni hastaneye kaldırın ölmek istemiyorum’ diyordu. Annem de ’Ne yaptın, nasıl bu hale geldin’ diye soruyordu. Ablam yaptırdığı süreçten bahsetti, babam ambulansı aradı” sözlerini kullandı.
Maktulün annesi şahit Aysel Solmazgül ise, kızının olay günü telefonla aradığını ve adres sorduğunu söyleyerek, “5 dakika sonra kapının zili çaldı. Kızımı bir bayanın eşliğinde konuta getirdiler. Kızım konuta geldiğinde perişandı. Daha sonra kızımı kardeşi aradı. Telefonda ikisi konuşurken öğrendim ki kendisine dolgu yaptırmaya gitmiş. Aldım çabucak hastaneye götürdüm fakat kızım vefat etti” dedi.

Orta kararını açıklayan mahkeme, sanık Öner Ö.’nün cürüm kanıtlarını gizleme, yok etme ya da değiştirme ihtimali bulunmaması nedeniyle isimli denetim koşuluyla tahliyesine karar verdi. Sanık Erdal D.’nin tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.