Toplumsal medya düzenlemesi ile ilgili toplantılar yapıldığını belirten Çelik, şunları söyledi: “Bu toplantılarda şimdi sonuca varılmıştır, diyemeyiz. İrtibat Başkanlığı, Meclis’teki arkadaşlarımız dünyadaki bütün örnek ve yasal düzenlemeleri inceledi. En değerli bahis, vatandaşımızı ve demokrasimizi palavra habere ve dezenformasyona karşı korunaklı hale getirmek. Bir de şunu unutmamak gerekir; devlet altı örgütlerin, terör örgütlerinin, aşırılıkçı kümelerin toplumsal medyayı çok ağır bir biçimde kullandığını görüyoruz. Burada ruhsal harekât ve dezenformasyon kampanyaları çok güçlü biçimde yapılabiliyor. Vakit zaman Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit eden birtakım palavra haberlerle de uğraşmak zorunda kalıyoruz. Bütün bu perspektifler bedellendiriliyor.”

‘Sınırlarımızı açmayacağız’

Çelik, mülteci sıkıntısına ait ise şunları söyledi: “Tüm dünyanın şunu bilmesi gerekiyor; tüm dünyanın gözü önünde en büyük vicdani, ahlâki ve fiili halde mültecilere sahip çıkma vazifesini tek başına Türkiye yerine getiriyor. Bundan sonrasında Türkiye’nin bir tane daha mülteci alacak kapasitesi yoktur. Birileri Afganistan’da yeni krizler ortaya çıkar ve bir göç dalgası olursa kendi ülkelerine göçmen gelmemesi için Türkiye’yi bir tampon bölge ya da göçmen kampı olarak düşünüyorlarsa kendilerine yanıtımız; hayatlarının en büyük yanılgısını yaşıyorlar. Bu türlü bir şey mutlaka kelam konusu olmayacak. Bu sıkıntı biz size para verdik, siz göçmenleri kendi ülkenizde tutun üzere çiğ, gayri insani bir yaklaşımla yönetilecek bir sıkıntı değildir. Türkiye’nin rastgele bir biçimde bu mülteci akınına karşı sonlarını açması kelam konusu değildir.” Çelik, açıklamalarıyla gündem olan Bolu Belediye Lideri Tanju Özcan’a ise şu sözlerle reaksiyon gösterdi: “İnsanlara su bile vermemekten bahsetmeyi siyaset zannedenler var; ondan sonra da bir bayanla ilgili olarak son derece iğrenç bir ifadeyi bir espri mevzusuymuş üzere anlatıyor. Utanmaz bir siyaset.”