Asit yoğunluğu yüksek olan gazlı içeceklerin kimi sindirim hastalıkları, kemik rahatsızlıkları ve kronik hastalıkları beraberinde getirdiğini belirten diyetisyen Beğenilen Güzelcan, “Asitli içeceklerin bilhassa son 5 senede yüzde 60 oranında tüketimi arttı. Bu da içinde önemli risk barındırmaktadır.

Kronik hastalıklara neden olduğu için çok ziyanlı olduğunu söylüyoruz ve ‘tüketmeyin’ diyoruz. Bilhassa çocuklara asitli içecek tüketmek üzere bir alışkanlık kazandırmamamız gerekiyor.

Kendi konutumuzda yaptığımız meyve suları, süt, kefir üzere içeceklere yönelirsek bu problemden uzaklaşmış oluruz. Gazlı içecekler, karbondioksit gazı ile oluşmuş, su, şeker, glikoz şurubu üzere katkı hususları ile oluşuyor.

Gazlı içeceklerin bize yararlı olan birçok şeyi bizden götüren ve yerine bir sürü hastalığı getiren bir içecek dizisi olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

‘Asitli içeceklerin katiyetle tüketilmemesi gerekiyor’

Yüksek şeker içeriğinden ötürü bir bardak gazlı içecekte yaklaşık 12-15 küp şeker olduğunu kaydeden Güzelcan, bu içeceklerin diyabet riskini yüzde 80 artırdığını belirtip, şöyle konuştu:

“Obezite, kalp damar hastalıkları, böbrek üstü işlevlerini bozması, siroz ve kansere yol açabilir. Tıpkı vakitte çocuklarda hiperaktiviteye sebebiyet vermektedir.

Bilhassa diyabet ve yüksek tansiyon çok önemli riskleri barındıran hastalıklardır. Bardakta saf görünen bu içeceklerin bizi uzun vadede mevte sürüklediğini söyleyebiliriz. İçinde çok sayıda katkı hususu var. Midemizin doğal yapısında hidroklorik asit denilen bir asit var. Gazlı içecekler bu yapıyı bozuyor. Hidroklorik asit yediğimiz eserleri hazmetmemizi sağlıyor. Bu yapı bozulduğu için kendimizi daima aç hissediyoruz, daima karbonhidratlı ve yüksek kalorili eserleri tüketmek istiyoruz. Bu bir kısır döngü. Asitli içeceklerin katiyen tüketilmemesi gerekiyor.”?

‘Bağımlılık yaratıyor, beden istikrarımızı bozuyor’

Gazlı içeceklerin beyinde uyuşturucu kullanıldığında ya da alkol tüketildiğinde uyarılan yerle birebir yeri uyardığını lisana getiren Güzelcan, “Bu nedenle asitli içecekler bağımlılık yaratıyor.

Gazlı içeceklerin kronik hastalıklara sebebiyet vermesi, kanserojen olması, çocuklarda dikkat bozukluğu, ders performanslarında düşüş, çalışan insanların kendilerini daima yorgun hissetmesi üzere bilişsel işlevleri da bizden alıp götürüyor.

Onun yerine doğal eserleri tercih etmemiz gerekiyor. Gazlı içecek tükettiğimizde kan şekerimizi 20 dakikada çok fazla yükseltiyor ve düşüşe geçmiş oluyoruz bu halde açlık tokluk kimyamızı bozuyor. O yüzden de kilo almamıza sebep oluyor. Bedenimiz sağlıklı beslendiğimizde istikrarlıdır. Bu eserler bedenimizin istikrarını bozuyor” dedi.

‘Kadınlarda kemik erimesine neden oluyor’

Bilhassa bayanlarda menopoz periyodunda ve menopoz devrinden sonra kemik erimesine neden olduğunun da kanıtlandığını vurgulayan Güzelcan, “Fosforik asit içerdiği için bilhassa menopoz devrinde ve bu devirden sonra kemiklerdeki kalsiyumu çekerek kemik kırılganlığına ve kemik deformasyonuna sebep olarak kemik erimesi üzere hastalıklara sebebiyet veriyor.

Yapılan bir araştırmada 20 tane denek günde 2 bardak gazlı içecek tüketiyor, 20 tane denek ise tüketmiyor. Gazlı içecek tüketenlerin kemik yapılarına bakıldığında 4 kat daha kırılganlığın arttığı saptanıyor. Sodyum benzoat hususu içerdiği için astım ataklarını artıran, nefes darlığı üzere problemlere neden oluyor.

Sodyum benzoat hususu içerdiği için astım ataklarını artıran, nefes darlığı üzere problemlere neden oluyor.

Bu içerik kullanıldığında eserlerin raf ömrü daha uzun oluyor bu nedenle de besin sanayisi bu maddeyi kullanıyor. Kronik hastalıklara yakalanma riskini yüzde 80 daha artıyor” diye konuştu. 

‘Gazlı içecek tüketimi alışkanlık haline geldi’

Günde yaklaşık 1,5 litre gazlı içecek tükettiğini söyleyen Burcu Anıl (21) ise “İlk evvel yemeklerin yanında tüketmeye başladım. İlerleyen vakitlerde bu bir alışkanlık haline gelmeye başladı.

Yaklaşık olarak 2 yıldır çok sık bir halde tüketiyorum. Açken apansız şeker muhtaçlığı hissediyorum ve çabucak gazlı içecek tüketiyorum lakin bunun sonrasında karbonhidrat alma isteğim doğuyor.

Aniden ani kilo almaya başladım. Kan testi yaptırdım ve değerlerimin berbata gittiğini gördüm. Süreksiz nefes darlığı yaşamaya başladım. Yaşamak kalitemi artırmak için azaltmak istiyorum” dedi.