TBMM Genel Konseyi’nde küme başkanvekilleri yerlerinden kelam alarak, değerlendirmelerde bulundu.
İYİ Parti Küme Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, geçim düşüncesi nedeniyle kredilere yönelen vatandaşların, geri ödemede zorluk yaşadığını söyledi.
Konut kredisi kullananların en düşük faizler için bile yüksek fiyatlar ödemek zorunda kaldığını belirten Dervişoğlu, geliri düşük olan vatandaşın taksitleri ödeyememesi yüzünden bu fiyatların daha da arttığını, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi nedeniyle iktisadın berbata gittiğini ileri sürdü.

“TÜGVA’nın, kamu kurumlarına yüzlerce kişiyi yerleştirdiği ve sicil kaydı tuttuğu” tezlerini da aktaran Dervişoğlu, bu hususta hükümete yönelttikleri sorulara yanıt beklediklerini kaydetti.

MHP Küme Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, 20 Ekim 1992’de Bingöl’de PKK terör örgütünün bir köy minibüsünü durdurarak 19 vatandaşı şehit ettiğini hatırlatarak, hain terör örgütünün, bugüne kadar çoğunluğu Kürt kökenli 6 binin üzerinde sivil vatandaşı katlettiğine dikkati çekti. Terör örgütünün hücumlarını lanetleyen Bülbül, kelam konusu taarruzda şehit olanlara Allah’tan rahmet, yaralananlara sağlıklı ve uzun hayat temennisinde bulundu.

Yunanistan’ın Türkiye’nin iç işlerine karışma cüretini kendinde görmeye başladığını tabir eden Bülbül, “Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin dahil olmadığı hiçbir teşebbüsün muvaffakiyete ulaşamayacağı bilinmelidir.” dedi.

Doğu Akdeniz’deki gerginliğin temel kaynağının, Rum-Yunan ikilisinin gayri legal ve gayri tüzel deniz hududu tezleri ile Kıbrıs Türkü’nün hak ve menfaatlerini yok saymaları olduğunu vurgulayan Bülbül, “Bu ikilinin Doğu Akdeniz’de gerginlik çıkarmak için kıta sahanlığımızı ihlal teşebbüslerine geçtiğimiz günlerde gerekli karşılığın verildiği Dışişleri Bakanlığı tarafından tabir edilmiştir. Biz hem kendi haklarımızı hem de Kıbrıs Türkü’nün haklarını müdafaaya muktediriz. Türkiye ve Kıbrıs Türkü’nün legal hak ve menfaatlerine halel getirecek hiçbir teşebbüs muvaffakiyete ulaşamayacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

HDP Küme Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Sinop’ta 11 Ağustos’ta meydana gelen sel felaketinde kaybolan 6 vatandaştan hala haber alınamadığını söyleyerek, bu bireylere yönelik arama çalışmalarının neden durdurulduğunu sordu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun AB Komitesi’nin 2021 Türkiye Raporu’na yönelik tenkitte bulunduğunu ve “AB üyelik istikametindeki stratejik tercihimiz de güçlü bir formda devam ediyor.” dediğini aktaran Beştaş, “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Hem ‘stratejik olarak AB’ye girmek istiyoruz’ diyeceksiniz hem de ‘haklı, gerçek tespitleri reddediyoruz.’ diyeceksiniz. Bu türlü olmaz. AB’ye girmek istiyorsanız ki biz bu süreci destekliyoruz, evvel o prensipleri hayata geçireceksiniz.” diye konuştu.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “cumhurbaşkanına hakaret” davalarına ait bir karar aldığını anlatan Beştaş, bu karar gereği bu mevzudaki davaların ya düşürülmesi ya da beraatle sonuçlanması gerektiğini savundu.

CHP Küme Başkanvekili Engin Altay, Türkiye’nin G20’den G40’a düştüğünü, “tıpkı küme düşen futbol gruplarında teknik yöneticinin değiştirilmesi gibi” milletin de hükümeti değiştireceğini öne sürdü.

TBMM Plan ve Bütçe Komitesi’nde görüşmeleri başlayan 2022 bütçesinin ülke için güzel olması temennisinde bulunmak istediğini belirten Altay, “Ama temenni edemiyorum zira hayır görmüyorum.” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın, bütçe sunumunun başında hiçbir bütçe gayesini tutturamadıkları için milletten özür dilemesi gerektiğini ileri süren Altay, Oktay’ın bunu yapmadığını söyledi.

CHP’li Altay, TÜİK bilgilerine nazaran enflasyonun yüzde 19,5 artış gösterdiğini lisana getirerek, “Bütçede, Sayın Cumhurbaşkanımıza yüzde 14,4 artırım öngörülüyor. Bu yanlışsız değil. Milleti, çiftçiyi, köylüyü, esnafı, emekçiyi, işsizi, öğrenciyi, sıhhat çalışanını, 3600 bekleyeni, EYT’liyi enflasyona ezdirdiniz. AK Parti Grubu’na sesleniyorum, bari Cumhurbaşkanı’nı enflasyona ezdirmeyin. Vallahi çok ayıp. Bizim millet eziliyor, alışmış, vatan sağ olsun, devletimiz var olsun diye.” kelamlarını sarf etti.

Altay, kelamlarına AK Parti’li milletvekillerinin reaksiyon göstermesi üzerine, “Bunun neresi yanlış? Memura yüzde 5, Cumhurbaşkanına yüzde 14,5. Yüzde 19,5 yapın. Bizim memurumuz kahrınızı 20 yıldır çekiyor, bunu da çeker.” sözlerini kullandı.

CHP’li Altay, gençlerin yüzde 70’inin Türkiye’de yaşamak istemediğini de öne sürdü.

“PANDEMİ ÖNCESİ YAKLAŞIK 370 BİN VATANDAŞIMIZ ÜLKESİNE GELDİ”

AK Parti Küme Başkanvekili Uzman Ünal, Altay’ın “Türkiye’de gençlerin yurt dışına gitmek istediği” istikametindeki kelamları üzerine, “Hangi araştırmaya nazaran bunu söylüyorsunuz bilmiyorum lakin bildiğim bir şey var ki; pandemi öncesi yurt dışından yaklaşık 370 bin vatandaşımız, bulundukları ülkelerin sıhhat sistemine güvenmedikleri için ülkesine geldi. Bu ülkede kendi sıhhat sistemlerinin onları gerektiği üzere tedavi edeceğine inandıkları için yaklaşık 370 bin kişi ülkesine geldi ve tedavisini oldu. Türkiye dayanışması ve paylaşmasıyla salgın sürecini en iyi yöneten ülkelerden bir tanesi oldu.” diye konuştu.

1992’de Bingöl’de yolcuları kurşuna dizen terör örgütünü lanetleyen ve şehitlere Allah’tan rahmet dileyen Ünal, Mevlid-i Nebi Haftası’nı da kutladı.

AK Parti’li Ünal, HDP’li Beştaş’ın AB Kurulu’nun 2021 Türkiye Raporu’na ait kelamlarına değinerek, şunları kaydetti:

“Raporda Türkiye, Doğu Akdeniz ile ilgili yeni provokasyonlar ve memleketler arası hukuka alışılmamış tek taraflı aksiyonlarda bulunmakla suçlandı. Biz, Türkiye’ye AB’den nasıl bakıldığını biliyoruz. Türkiye’nin Afrika açılımında, Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını muhafazada, terörle gayretinde bu ülkelerin Türkiye’ye nasıl baktığını biliyoruz. AB’ye üye olmak için uzunca bir müddetten beri samimi bir çaba sürdürüyoruz fakat bu, ikili standart içeren, tek taraflı, eşitlikçi olmayan, Türkiye’yi ötekileştiren ve ayrımcılığa tabi tutan davranışları kabul etmemiz manasına da gelmiyor. Türkiye, masada eşit olarak oturan, kendi çıkarlarını koruyan ve üstenci lisanı kabul etmeyen bir dış siyaset yürütüyor, yürütmeye de devam edecektir. Türkiye bölgesinde huzur, sistem istiyor, çatışma istemiyor. Türkiye, 10 bin kilometre öteden gelen ABD, Fransa ve öteki ülkelerin mahallesinde yangın çıkarmasına müsaade vermedi, vermeyecek.”