Giresun Kalesi’ndeki belediyeye ilişkin toplumsal tesiste basın mensupları ve sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileriyle bir ortaya gelen Kurtulmuş, Türkiye’de son 19 yılda çok şey yapıldığını söyledi.

Kurtulmuş, Türkiye’nin bu devirdeki kazanımlarına değinerek, “Türkiye’nin son devirde kazandığı en değerli gelişme öz inanç duygusudur. Türkiye’nin insanlarının ‘Biz yapabiliriz.’, Türkiye’nin gençlerinin ‘Biz bunu da başarabiliriz.’ noktasında kendilerine olan prestijleri, inançları arttı. Bu öz itimat gelişmesi Türkiye’nin kazandığı en büyük kazanımlardan birisidir.” diye konuştu.

Geçmişte uçak, uçak motoru, helikopter, helikopter motoru ve havaalanlarından bahsedildiğinde “Biz bunları yapamayız, Türkiye’nin otomobilini biz yapamayız, Türkiye’nin tankını tüfeğini biz yapamayız.” diye aşağılık kompleksi içerisinde hareket edildiğini belirten Kurtulmuş, bu nedenle bu bahislerde adım atılmadığını lisana getirdi.

Bugün her alanda Türkiye’nin insanlarının bir öz inanç içerisinde olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Türkiye’de evvelden devlet öbür telden çalar, millet öbür telden çalardı. Devlet milletin önceliklerini hiç hesap etmez, milleti, adam edilmesi gereken bir güruh olarak görürdü. O denli olduğu için de diyor ya şair ‘Hükümet dediğin çatık kaş.’ Hele hele bizim Karadeniz’de, kırsal bölgelerinde, jandarma dediğin şey, hükümet dediğin şey, yalnızca jandarmanın dipçiğinden ibaretti. Allah’a şükür bunlar geride kaldı. Artık kamunun tüm vazifelileri, valisi, emniyet müdürü, belediye lideri, milletvekillerimiz, herkes daima bir arada halkın içerisindedir. Halkın devletin temel sahibi, devleti yönetenlerin ise halkın buyruğundaki seçilmişler olduğu şuuruyla hareket ediyoruz. Bu manada da çok büyük bir devlet millet kaynaşması, bizim on yıllar boyunca temenni ettiğimiz, gerçekleşmesi için dua ettiğimiz bu kazanım da elde edilmiştir.”

“Vesayet odaklarının tamamı silinmiş, bir kenara atılmıştır”

Kurtulmuş, Türkiye’deki vesayet odaklarının artık geride kaldığını vurgulayarak, “Yeri geldi darbelerle, yeri geldiği vakit birtakım siyasi manipülasyonlarla, yeri geldiği vakit siyasi cinayetlerle, yeri geldiği vakit adam kaçırarak, yeri geldiği vakit toplumsal kümeleri düşman edip sağ-sol çatışması, Alevi-Sünni çatışması, partileri kapatarak siyasi iradeyi ortadan kaldırmak ya da siyasi idamlarla başta periyodun başbakanı merhum Menderes olmak üzere Türkiye’nin önünü kapatmaya çalışan çok azınlıkta lakin çok çok azınlıkla bir vesayet kümesi vardı.” değerlendirmesinde bulundu.

Bu vesayet odaklarının “Bu halk bilmez, bu halk anlamaz, bu halk ismine bizim milleti şekillendireceğimiz adımlar atmamız lazım.” dediğini anlatan Kurtulmuş, “Bu vesayet odakları Türkiye’nin siyasetini de iktisadını de ticaretini de dizayn ederlerdi. Çok şükür Türkiye’nin, merhum Menderes’in 1950’deki seçimi kazanmasıyla başlayan süreçte, aşağı üst 70 küsur yıldır devam eden çok partili siyasi hayatta bugün geldiği noktada, AK Parti’nin de Sayın Cumhurbaşkanımızın da kararlılığıyla vesayet odaklarının tamamı silinmiş, bir kenara atılmıştır.” sözlerini kullandı.

Kurtulmuş, “Ama şunu da biliyoruz, her ne kadar 15 Temmuz da darbelerin, vesayetin sonlandırıldığı bir tarihtir, her ne kadar bu türlü olsa bile bugün sandıklarda, demokrasi meydanında, AK Parti ile Tayyip Erdoğan ile uğraş edemeyeceğini düşünenler, maalesef hala zihinlerinin ardında vesayet üslubuyla konuşuyorlar, vesayet özlemleriyle konuşuyorlar ve Türkiye’nin yine birtakım çelişkilerle, siyasi tartışmalarla, kurulamayan hükümetlerle vakit kaybetmesini ve güç kaybetmesini arzuluyorlar.” dedi.