Milliyet Gazetesi Genel Yayın Direktörü Abdi İpekçi, 1 Şubat 1979’da Mehmet Ali Ağca tarafından düzenlenen suikast ile öldürüldü. Ağca, cinayetten yaklaşık 5 ay sonra, 24 Haziran 1979’da yakalandı. Lakin Ağca 5 ay sonra cezaevinden firar etti. Firarla ilgili tartışmalar sürerken Ağca, Milliyet’e bir mektup gönderdi. Ağca, Milliyet’in 27 Kasım 1979 tarihli baskısında yayımlanan mektupta Papa’yı öldürmek için kaçtığını yazıyordu.

Suikast teşebbüsü

Katolik Kilisesi’nin önderi Papa II. John Paul, 28 Kasım’da Türkiye’ye gelecekti. Ağca Milliyet’e gönderdiği mektubunda “Türkiye’nin kardeş İslam ülkeleri ile Ortadoğu’da yeni bir siyasi, askeri ve ekonomik güç oluşturmasından korkan batılı emperyalistler, hassas bir periyotta dini önder maskeli Haçlı kumandanı John Paul’ü ivedi Türkiye’ye gönderiyorlar. Bu vakitsiz ve anlamsız ziyaret iptal edilmezse Papa’yı katiyetle vuracağım. Cezaevinden kaçmamın tek nedeni budur” diyordu. Lakin bu suikast teşebbüsü, mektuptan iki yıl sonra gerçekleşecekti. Ağca, 3 Mayıs 1981’de Vatikan’ın San Pietro Meydanı’nda Papa’ya suikast teşebbüsünde bulundu. Papa’nın yaralı olarak kurtulduğu bu akının akabinde Ağca, İtalya’da tutuklandı. 

Orlandi kayboldu

Suikast teşebbüsünden 2 yıl sonra, 22 Haziran 1983’te bir Vatikan çalışanının kızı, 15 yaşındaki Emanuela Orlandi, Roma’da gittiği müzik dersinden dönerken kayboldu. Orlandi’nin kaybolmasıyla ilgili tezlerden biri Ağca’ya kadar uzandı. Ağca, suikast teşebbüsü sonrası hür bırakılmasını sağlamak için Orlandi’nin rehin alındığını tez etmişti. Hatta daha sonraki yıllarda genç kızın, Türkiye’de olduğu bile öne sürüldü.

‘Türkiye’de yaşıyor’

Alman Bild gazetesinde 2000 yılında yayımlanan argümana nazaran Orlandi bir müddet Paris’te yaşadıktan sonra Türkiye’ye götürülmüştü. Orlandi’nin yetişkin bir bayan olarak tarikat hayatı sürdüğü öne sürülüyordu. Papa suikastında kullanılan silahı Ağca’ya verdiği öne sürülen Ömer Bağcı’nın, bir devir Orlandi ile Denizli’de birlikte yaşadığı argüman ediliyordu. Bağcı argümanlarla ilgili sorulara “O olay kapandı. Ortadan 20 yıl geçti” karşılığını verdi.

İki prensesin mezarı

Orlandi’nin kaybolması ve bu olayda Ağca’nın rolüyle ilgili argümanlar 2019 yılında yine gündeme geldi. Orlandi’nin kaybolmasından 36 yıl sonra Orlandi ailesine bir mektup gönderildi. Mektupta Orlandi’nin cesedinin, Vatikan’daki Cermen Mezarlığı’nda, elinde “huzur içinde yat” yazılı bir kitap tutan melek figürünün bulunduğu yerde olabileceği söyleniyordu. Bunun üzerine mezarlıktaki iki prensesin mezarları açılmasına karar verildi.

Bir iz bulunamadı

1836’da ölen Prenses Sophie von Hohenlohe ve 1840’ta Prenses Prenses Carlotta Federica di Mecklemburgo’nun mezarları açıldı. Lakin mezarlarda Orlandi’den hiçbir iz olmadığı üzere prenseslerin kemikleri de yoktu. Ayrıyeten Prenses Sophie’nin mezarının 12 metrekarelik
boş bir odaya açıldığı anlaşıldı.

Milletlerarası medya kuruluşları, mezarların açılmasının akabinde Ağca ile ilgili tezleri yine gündeme getirdi. Haberlerde Orlandi’nin kaybolmasının akabinde, genç kızın Papa’ya suikast teşebbüsünde bulunan Ağca’nın özgür kalmasını sağlamak için kaçırıldığı tezlerinin gündeme geldiği hatırlatıldı.

Orlandi ile ilgili bir öbür argüman ise mafya önderi Enrico De Pedis tarafından öldürüldüğü formundaydı. Bu nedenle daha evvel De Pedis’in mezarı da açılmış lakin bir ispata rastlanmamıştı.