Niğde’de 12 yaşındayken saat tamirciliğine başlayan Efkan Tanır, babasından miras kalan mesleğini ilerleyen teknolojiye karşın özveriyle sürdürüyor.

Merkeze bağlı İstasyon Caddesi’nde bulunan dükkanını yıllardır her sabah açan Tanır, saat tamirciliğinin güç lakin zevkli bir meslek olduğunu anlattı. Tanır, “Bu meslek bize babadan kalma. Ben bu mesleğin içerisinde 41 yıldır çalışıyorum. Bizim meslek çok kaliteli ve değerli” dedi.

Saat kullanıcılarının şuurlu olup, saati işin erbabı olanlardan almaları konusunda tavsiyede bulunan Tanır, kullanıcıların satın aldıkları eserde sorun yaşadıklarında karşısında bu sanattan anlayan muhatap bulabilmelerine dikkat etmeleri gerektiğini kaydetti. Saatlere aşık olduğunu belirten Tanır, “Saatlere karşı bir ilgim vardı. Daha sonra bu işe babamın yanında başladım ve devam ettiriyorum.

Evvelce kurmalı saatler vardı. Artık pilli saatler var. Biz de onlara ahenk sağladık. Yeni teknolojiyle üretilen birçok saatin tamiri mümkün değil. Artık telefonlarda bile saat var, bizim işlerin pek tadı kalmadı, artık yalnızca pil ve kolçak değiştiriyoruz. Fakat ben dükkanımı kapatmak istemedim. Mesleğimi seviyorum, dükkanıma gelemeyecek durumda olana kadar da sürdüreceğim” diye konuştu.

‘SAAT SESLERİNİ DUYDUKÇA MEMNUN OLUYORUM’

Teknolojinin gelişmesiyle saat tamirciliğinin yok olacak meslekler ortasına girdiğine işaret eden Tanır, şöyle devam etti: “Sabah uyandığımda çabucak dükkana gelmek istiyorum. Tek bağımlılığım bu. Eski saatleri de özlüyorum. Onları tamir etmenin tadı çok öbür. Eski saatlerden görünce çok keyifli oluyorum.

Evvelden bilhassa Ramazan ayında işlerimiz çok ağır oluyordu. Piyasada artık saat tamir edenler de kalmadı. Zira beşerler için saatlerin bir kıymeti yok. Evvelce insan hayatında çok büyük bir yeri vardı. Haftanın her günü bu dükkan açık. Ben burada hiç sıkılmıyorum. Saat seslerini duydukça keyifli oluyorum.”