Horasan ilçesinin Dalbaşı köyünde yaşayan Netice-Ebrar Bayrak çiftinin 3 çocuğundan en küçüğü olan Merve Bayrak, 30 Ağustos günü annesi ile birlikte komşu köy olan Azap’a gitti. Düğünün yapıldığı konutun önünde arkadaşları ile oyun oynayan Merve Bayrak bir anda kayboldu. Anne ile köylüler, Merve’yi aramalarına karşın bulamayınca jandarma ve AFAD takımlarından yardım istendi. İlçe merkezine 15 kilometre uzaklıktaki köye gelen gruplar, arama- kurtarma çalışması başlattı. Havanın kararmasıyla sonlandırılan çalışmalar, 31 Ağustos sabahı devam etti. Takımlar arama çalışmalarını sürdürürken, bölgede hayvan otlatan bir çoban, köye yaklaşık 4 kilometre aradaki dere kenarında küçük kızın cansız vücudunu buldu

Merve Bayrak’ın mevt nedeninin belirlenmesi için otopsi yapıldı. Isimli Tıp Kurumu önünde otopsiyi bekleyen Horasan Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı olan baba Ebrar Bayrak, büyük acı yaşadı. Yakınlarına sarılarak ağlayan acılı babayı yanındakiler teselli etmeye çalıştı. Yaklaşık 4 saat süren otopsinin akabinde Merve Bayrak’ın cenazesi köyünde toprağa verildi.

‘YEĞENİMİ TOPRAĞA ELLERİMLE VERDİM’

Amca Erdal Bayrak, Merve’nin ön otopsi raporunda, mevt vakasıyla ilgili kuşku bulunmadığını bildirdi. Canı kadar sevdiği yeğeninin, hadise günü annesi ile birlikte diğer köydeki bir yakınlarının düğününe gittiğini anlatan amca Bayrak, şunları söyledi:

“Merve düğünün olduğu konutun önünde çocuklarla oynuyormuş. Sanırım Azap köyünün mezarlığı yanında salıncak üzere bir şey varmış. Bir çocukla oraya gitmek istemiş lakin o çocuk gitmeyince Merve tek başına gitmiş. Köyü tam bilmediği için yolunu şaşırmış ve zıt istikamete gerçek gitmiş. Merve’nin kaybolduğu anlaşılınca, Allah devletimize zeval vermesin, onu bulmak için AFAD ve jandarma grupları seferber oldu. Ancak sabah saatlerinde acı haberi aldık. Merve’nin kaybolduğu gün hava çok sıcaktı. Varsayımımıza nazaran uzunca bir yol giden Merve, susayınca derede su birikintisine girdi. Balçık bir yer. Ayağı batınca toparlanamadı ve düşüp, çamurlu suda boğuldu. Ön otopsi raporunda midesinde çamur olduğu bildirildi. Rastgele bir darp yahut taciz üzere kuşkulu durum kelam konusu değil. Ankara’da yaşıyorum. 55 yaşındayım, onun her sesini duyduğumda 5 yaş gençleşirdim. Telefonla konuştuğumuzda benden etek, ruj, oje isterdi. Her isteğini yerine getirirdim. Onu canımdan çok severdim. Onun tadı bir diğerdi. O kadar çok sevdiğim yeğenimi toprağa ellerimle verdim. Bu kadar sevmenin acısı da büyük oluyor. Lütfen çocuklarımızı ‘bir şey olmaz’ diyerek sahipsiz bırakmayalım. Her şey olabiliyor. Bunu biz gördük. İnşallah diğerinin başına gelmez.”